hesabın var mı? giriş yap

  • "rüyamda 15 tane ferrarim vardı hepsine nasıl benzin alıcam diye ağlıyordum. ruhum bile fakir lan!"

    "mutluluktan havaya uçsam kuş diye pompalıyla vururlar. o kadar şanssızım!" by inci-caps

  • uygulanması için illa resmi para biriminin tedavülden kaldırılıp, daha konvertible bir para birimine geçilmesi gerekmez. eğer bir ülkede tasarruf ve yatırım birikimi başka bir para birimi üzerine kurulu ise bundan bahsetmiş olabiliriz.

    bunun en büyük sıkıntısını ise uygulamayı yapan devletin merkez bankası yaşar. bu sistem yüzünden merkez bankası asli görevi olan fiyat istikrarını koruyamaz. dahası banknot basmadığı veya az bastığı için en büyük geliri olan senyoraj gelirlerinden mahrum kalır.

  • bu mevzu icin soyleyeceklerimiz bitmez... en son devrim mi diyorduk?

    evet, psychedelic (d)evrimin en onemli kilometre ta$larindan birisinin, 1970’lerin ba$inda amerika ve avrupa topraklarinda kitleler halinde ya$ayan hippie topluluklarinin asya kitasini ke$fe cikma guduleri oldugunu soylemek mumkun. bu hem ruhani hem de ki$isel yolculuklarin ara duragi olan goa e$siz dogasi, ozellikle lsd gibi psikoaktiflere taninan ozgur ortami ve mistik atmosferiyle bu topluluklarin en gozde mekanlarindan birisi haline gelmekte gecikmedi. ve bu insanlarin ya$amlarinin en onemli dinamiklerinden birisi olan "muzik", burada oylesine gorkemli bir fuzyon gecirdi ki, bunu sanirim kendileri bile beklemiyordu. donemin ba$at muzigi olan psychedelic rock, 80’li yillara gelindikce elektronik elementlerin boy gostermeye ba$ladigi donemlerde kendine yepyeni anlamlar buldu. bu, ebm altyapisindan beslenen, hizli, bol tekrarli ve yogun katmanlara sahip synth soslu muzik, elbette ki ilk kez ortaya ciktigi yerin ismini alacakti: goa trance. burada esasli bir ahkam kesmeden duramam: $ahsi fikrimce goa trance, ortaya ciki$i ve geli$imine baktigimizda en dogal bicimde evrilmi$ muziklerden birisi. icerisinde ne ticari bir oyun, ne bir plak $irketi stratejisi ne de ba$ka bir materyal oge barindiriyor. tamamen hissiyat ve ya$amin aki$i neticesinde $ekillenmi$ olmasi onu ozel kiliyor. gelelim i$in piyasa uzamina... 90’lara gelindiginde, goa trance avrupa listelerinde, ozellikle ingiltere’de adeta bir saman alevi gibi bir anda parladi; gel gor ki fazla zaman gecmeden de du$u$e gecti. belki de insanlar henuz onu anlamami$lardi, ya da avrupa elektronik musiki sahnesi boyle bir stile hazir degildi. sonra ilginc bir $ey oldu, israil’li gezginler 90’li yillarin ortalarinda yaptiklari hindistan seyahatlerinden edindikleri tecrubeleri kendi ulkelerine ta$irken goa’nin muziklerini de yanlarinda getirdiler. boylece "psychedelic trance" dogdu. israil’li muzisyenler bu muzigin ozunu, etnik ve mistik tarafini korudular ama tamamen farkli bir $ekilde algilayip yorumladilar. goa trance’in o karma$ik ve cok katmanli melodik yapisindan ziyade daha sek, daha ritme dayali ve daha groovy tabir edilecek i$ler yaptilar. boylece, o me$hur dolunay partilerinde ortaya cikan nitzhonot'u ve onun halefi sayilabilecek "full-on" (full-moon) stilini yarattilar. ve psytrance israil’den avrupa’ya, oradan da tum kitalara yayildi, tum dunyada tecrube edilmeye ba$landi. ve kendi alt dallari da bulunan, diger elektronik muzik tarzlariyla pasla$an ve neredeyse –ve maalesef ki- bir sektore donu$mek uzere olan; devasa bir agaca evrildi.

    ve bunun otesinde, gunumuzde bir elektronik muzik tarzi ve belki de bir kultur ikonu da olmasinin otesinde, psychedelic trance’in ba$ka olgulara yaptigi atiflar, onu seven ve dinleyen kitlenin en buyuk tutkularindan birisi. bir psytrance partisiyle $amanik bir rituelin arasinda, oz itibariyle hicbir fark bulunmadigini soylemek bir iddia degil, bir realite. bu muzikte, muzisyenin yonettigi kollektif bir ayin, butunle$me ve varolu$ katmanlari arasinda bir gezinti var. bu muzikte insana dogadan, hatta kendi bedeninden tanidik gelen sesler ve melodik yapilar var. ve bu muzikte insanoglunun kendini bildiginden beri, her deneyimlediginde e$lik etmekten geri durmadigi bir $ey var: "ritm". doganin ve ya$amin, canliligin ritmi. bedenleri esriten bir ritm, ruhu kabugundan ayiran, hic gidilmemi$ yerlere goturen ve tekrar yuvasina geri birakan. bu muzigin icinde tutku var, varolan ama bilinmeyen, gorulmeyen ve duyulmayani ke$fetmek, gormek ve dokunmak adina alevlenen o sonsuz tutku... bu muzigin icinde iki gozun goremedigi bir motif, ve hatta o algiya vakif ol(a)mayan kulaklarin bile duy(a)madigi bir melodi var: evrenin melodisi. ve bu muzikte titresim var, ilk varolu$ aninda ba$layan ve kuant kopuklerinin evrenin sonsuz $elalelerinden gurul gurul aktigi yerlere kadar devam edecek olan o titre$im... ve bu muzikte safkan bir aki$ var, sifirdan sonsuzluga, ezelden ebede, siyahtan beyaza ve hiclikten varolu$a dogru vah$ice, ozgurce ilerleyen...
    ______

    aslinda $u kaliyor kelimeleri suzgecten gecirince: bu muzikte sozcuklere dokmenin aslinda cok da mana ifade etmeyecegi bir doku var. belki de hicbir psikoaktif ilacin, rituelin, ibadetin, meditasyon tekniginin ve manevi inisiyasyonun yerini alamayacagi, ula$amayacagi bir doku. ve o dokunun tadini bir kez "gercekten" duyumsayanlar icin, ne gecmi$, ne de gelecek; ne de "an" ayni kalabiliyor.

  • f klavye hakkında bir başka yanlış anlayış da: "q klavye dilimize uygun değil o yüzden diğer toplumlardan geride kalıyoruz".

    oğlum q klavye hiçbir dile uygun değil zaten. anlatmadılar mı size? q klavye dile uygunluk gözeterek değil, tam tersine ingilizce'de sık kullanılan harfler daktiloda aynı anda birbirine çarpıp takılmasın diye uzak dursun diye tasarlanmış, "yavaş olsun" diye. ingilizce'ye uygun klavye q klavye değil dvorak klavye.

    amerikalı da biliyor "dilimizi daha hızlı yazacağımız bir klavye olsa çok süper oluruz lan" demeyi ama kalkıp dvorak'ı zorlamıyor standart haline getirmiyor. niye? çünkü benim gibi sorgulayabilen bi kafaya sahip: (bkz: #27901261)

  • yunanın adı geçmiyor demişler. ben konuşmadan şu kısmı sizlere aktarayım da bu osmanlı trollerine geçit vermeyeyim.

    "emperyalist ülkelerin askerleri, kirli çizmeleri ve kirli emelleriyle, körfezin sularını ve güzelim şehrimizi işgal etti."

    --- spoiler ---

    edit: yunanistan türkiye cumhuriyetine sizden daha az düşman yemin ederim bi susmadınız amk.

    edit 2: “hani yunan adı geçmiyor gene.” diyen 200. arkadaşa kahve ısmarlayacağım.

    edit 3: kaçak vahdettinin torunları çok kızmış. sizlere nil karaibrahimgil'den vahdettin şarkısını öneriyorum.

    --- spoiler ---

  • übermensch yani üstinsan kavraminin yaraticisi.
    kimi zaman yokluga adadiklariyla nihilizmin babalarindan da denebilir.
    insani hayvan ve üstinsan arasinda bir koprü olarak gordü.
    insanin eksiklerinden arinarak ya$amasinin daha iyi bir dünya yaratacigini dü$ündü.asla bir insanin digerine üstünlügünden bahsetmedi,aksine insanlarin topyekün varolan insan kiliflarini a$malarini hedefledi.
    cogu zaman irkcilikla suclanmasinin yegane nedeni hitler ve nazistlerin kendi kirli sava$larina nietzsche'yi alet etmi$ olmalaridir.
    zerdü$t boyle diyordu adli eseri en cok basilmi$ ve farkli dillere cevrilmi$ eseridir.bu eserde üc büyük din oncesindeki en büyük din olan ve kaynagini irandan alan mazdaizm'den etkilendigi gorülür.mazdaizm dininde ahura-mazdaya inanilirdi,inanca gore ahura-mazda herkesin icindeydi.bu dinin en büyük ozelligi ya$ama tarzlariyla komünizme benziyor olu$uydu.ozel mülkiyet yoktu.lüks ve gereksiz tüketim kar$itligi vardi.mazdekler gittikleri heryerde merkeziyetcilige ve lüks hayata kar$i ciktiklari icin güclü devlet yapilari icinde kabul gormediler.onlardan geriye hicbir yazili belge kalmam$ti,ancak nietzsche'nin onlardan bahseden cok eski latince par$ömenler üzerinde cali$tigi biliniyor.
    mazdekci anlayi$ nazilere maledilemeyecegi gibi nietzsche de sosyal fa$izmle alakasi olmayan büyük bir dü$ünürdür.
    kafasi cali$an cogu insan gibi o da delirerek olmü$tür.

    'kendin alabilecegin bir hakki asla ba$kasinin sana vermesine izin verme' - f.nietszche

  • güney kutup dairesi icerisinde yer alan antarktika'da ramazan 2015 boyunca gunes dogmadigi icin yasanan iptal.

    onceki yillardan farkli olarak bu seferki ramazan'da 21 haziran da var. 21 haziran'da guney kutup dairesi icindeki heryerde 24 saatlik gece yasanacak. yani olay sadece kutup noktasi degil. bu yil koskoca kitanin tamami 24 saatlik geceyi yasayacak.

    diger gunlerde de sadece guney kutup dairesi'ne yakin ufak bir kesimde birkac dakikalik bir aydinlik yasanacak. kutup noktasi ise 23 eylul'e kadar gunes gormeyecek zaten.

    (bkz: kimse de demiyor ki aga bu nedir)
    (bkz: din kurarken dikkat edilmesi gereken hususlar)
    (bkz: 1997 yılında norveç'te yaşanan efsanevi ramazan)
    (bkz: antarktika türkiye istasyonu)

    düzenleme: yok mekke'ye göre oruç tutulur yok en yakın yerleşim birimi baz alınır falan diyenler allah'a şirk koştuklarının farkında değiller sanırım.

    allah'ın kuran'da bakara 187'de emrettiği:

    diyanet meali: şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için.

    geleneksel meal: fecirde beyaz iplik siyah iplikten ayırdedilinceye kadar yiyin, için. sonra orucunuzu geceye kadar sürdürün.

    uluslararası ingilizce meal: and eat and drink until the white thread of dawn becomes distinct to you from the black thread [of night]. then complete the fast until the sunset.

    allah'ın emri açık ve net. sen bu emre uymam kafama göre, 45.enleme göre, en yakın yerleşim birimi olan arjantin'in güneyindeki bir kente göre, mekke'ye göre oruç tutarım diyorsan kuran'ı reddediyorsun ya da kuran'ın hatalı olduğunu kabul ediyorsun demektir. kaldıki en yakın yerleşim birimi bildiğin komik bir çözüm. murmansk gibi 350 bin kişilik bir şehirde 24 saat gündüz yaşanacak. ona yakın bir köyde 23 saat 59 dakika gündüz, 1 dakika gece olacak. o zaman 1 dakikada mı iftar ve sahur yapılıp namaz kılınacak ve ardından 23 saat 59 dakikalık oruç tutulacak? mekke'ye göre yapacaklarsa ingiltere'de, hollanda'da vs. 22-23 saat oruç tutanların suçu ne?

    ayrıca 'bunlar bin kere açıklandı, cahiller sizi' deyip birbiriyle çelişen bin farklı çözüm öne sürüyorsunuz. biraz tutarlı olun.

    not: ateist değilim.

    (bkz: suudi arabistan'da 2020 haccı'nın iptal olması)

  • bir süredir melodisi alıp sözlerini türkçeleştirerek okuduğum eser.

    de!
    de get!
    de get lan!
    de get lan burdan!
    de get lan burdan lan kime diyorum aloo

    a-bi neden kızıyosunki
    ben sa-na-şim-di neyaptım

    aaaaaaaay ayy ayyyy(arka fon da brutalle "üstüme iilik sağlık")

    a-bi ne-den kızıyosun-ki
    ben sa-na-şim-di neyaptım

    aaaaaaaay ayy ayyyy(arka fon da brutalle "üstüme iilik sağlık")

  • --- iş bu entry pilav reçetesi isteyen yazarlar için girilmiştir ---

    pilav yapmanın onlarca yolu var ama en çok bilinenleri çektirme ve salma yöntemidir.
    salma pilav risksiz ve uğraşsız olanıdır. çektirme pilav ise nispeten daha detaylıdır.

    -ben pilav yaparken 205 ml lik standart su bardağı kullanırım.

    -yeni başlayanlar için teflon tencere mümkün olabilir ama ben o şeyleri mutfağıma sokmak istemiyorum. çelik tencere pilav için iyi değildir ama sağlık açısından mükemmeldir. en iyi pilav bakır tencerede yapılır ama yapımı zordur. hangisini kullanırsanız kullanın tencere yayvan olmalı. yani derinlik az, genişlik fazla. mutlaka kapağı iyi oturmalı.

    -her pirincin kurumuşluk oranına göre bir su çekme kapasitesi vardır. bazı pirinçler 1'e 1,5 çekerken bazıları daha az çeker bu yüzden tek bir pirinç markası ile uzmanlaşmalısınız. gözünüze hoş gelen ve kırık olmayan baldo pirinçlerin ölçüsü 1'e 1,5 tir.

    -pilavın standart yağ ölçüsü 1 su bardağı için 30-35 gramdır. bizim ölçümüz neden 35 gram peki? kaşık hesabı istediğiniz için.

    ölçüler
    yarım yemek kaşığı tuz
    1 su bardağı baldo pirinç
    1,5 su bardağı su
    1 yemek kaşığı ayçiçek yağı (12 gr.)
    1 yemek kaşığı tereyağı (24 gr.)

    1- pirinci nişastasından ayırma işlemi.

    bir bardak pirinci iki bardak ılık suya yatırıyoruz. içerisine bir fiske tuz ilave ediyoruz ve pirincin nişastasından ayrılmasını istiyoruz. suyumuz asla sıcak olmayacak yoksa pirinci ıslayalım derken salma pilav yaparsınız. 15 dk bekledikten sonra suyunu süzüp tekrar soğuk su ile 8-10 kere elimizle karıştırarak nişastasının çıktığından emin oluyoruz. pirincimizin suyu içme suyu kıvamında berrak olmalı. en sonunda süzgece koyarak kuruması gerekli. nişastasını almazsanız tane tane olmayacaktır.

    2-pilav suyu hazırlama işlemi

    bu esnada bir tencerenin içerisine tavuk kemiği koyuyoruz ve içerisine 1,5 su bardağı (pilav suyumuz) ilave ediyoruz. kaynayıncaya kadar bekliyoruz. (eğer bütün tavuk vb suyunu kullanacaksanız istediğiniz kadar bol suda haşlayın. haşlama suyundan 1.5 su bardağı ayırmanız yeterli)

    3- kavurma işlemi

    neyse hepinizin teflon tenceresi var zaten. tenceremizi ocağa koyduk. yukarıda yağ oranını verdim. reçetemizde tereyağı olduğu için yanmamasına dikkat etmemiz gerekli. (kuralımız neydi? şu tencere kızmadan lönnnnnk diye yağımızı basmıyoruz içerisine.) tencerenin ısınmasını bekliyoruz ve yağımızı ilave ederek eritiyoruz. ardından pirinclerimizi ilave ediyoruz. yaklaşık olarak 7 dakika orta ateşte kavuruyoruz. kavururken pirinç topaklaşabilir. tuz ilave ettiğinizde kendini bırakacak ve tane tane olacaktır. bu son aşamada tencere altını iyice açıyoruz ve suyumuzu ilave ediyoruz.

    4- dinlendirme işlemi

    pirincimize suyunu ilave ettikten sonra 30 saniye kapağı açık şekilde fokurdamasını izliyoruz ve sonra tencerenin kapağını kapatıyor ve en düşük ısıyı veren ocağın gözüne alıyoruz ve burada olabildiğince en düşük ısıda demlemeye bırakıyoruz. buraya koyduktan iki dakika sonra fokurdama sesi duymamanız gerekli. tencere kapağından hafif buhar üflemesi yeterli. bu şekilde 13 dakika altı kısık şekilde demlendiriyoruz. ardından altını kapatarak 15 dakika daha dinlendiriyoruz. sonra kapağını açıp karıştırın (köy tereyağına sahip olanlar burada zevklerine göre bir miktar ekleyebilir) ve üzerine havlu kağıt koyarak bir 10 dakika daha demlendirirseniz mükemmel olur.

    edit: ffemmefatalee "-bize tavada yapmamızı öğrettiler" dedi. çok doğru. pirinç mümkün olduğunca tencere tabanı ile temas etmeli. kapağı iyi oturan bir tava ya da yayvan bir tencere kullanabilirsiniz. derin tencere kullananlar su miktarını şaşırabilirler.

    genel hatları ile böyle. detaylar için (bkz: #22109580)

    artık pilav yapmasını biliyorsunuz.