hesabın var mı? giriş yap

  • scorsese'nin bob dylan'i mutis bicimde belgeleyisi. bob dylan'in dogusu ve bob dylan olusunu mutis kesitlerle yansitiyor. donemin folk muzigi hakkinda engin bilgilere sahip olunurken, bob dylan'in asil derdini ve tavrini goruyoruz, taktir ediyoruz. dylan'in basin aciklamalari ve roportajlar esnasindaki zekice cevaplari, joan baez'le mini minnaciklarken sahne alislari gulumsetiyor. film 66'daki motosiklet kazasiyla son buluyor. sevgili scorsese soyle buyuruyor: 'bu belgeselin anlatmak istedigi sey, dylan'in bakislari'

  • benim hanım ayda 30k kazanıyor. pilavı da dışarıdan söyleyebiliyoruz.

    edit: la oğlum neden hala favlıyorsunuz bunu. neyse güncel rakamı yazmayayım da canınız sıkılmasın.

  • olayı 2010'un kasımı gibi yaşadık
    gece taksim'den topkapı dolmuşuna binen hepsi çapa'da oturan 4 kişiyiz, arkadaşlardan biri ön koltuğa oturdu şoförün yanına.
    hepimiz içkiliyiz fakat sanırım şoför daha içkili. müslüm gürses'in adını sen koy çalmaya başladı teypte.
    biz arka dörtlüde oturan üç arkadaş "özlerim ben seni seninle bile vuslat mı hasret mi adını sen koy" diye mırıldanmaya başladık, yanımızda oturan tanımadığımız iki gençten kişi de bizle mırıldanmaya başladı.
    şişhane yokuşundan inerken şoför de katılmaya başladı, derken bizim önde oturan arkadaş şarkının "ilk ve son aşkımdın gençlik çağımda sevgi çiçeğimdin gönül bağımda" kısmında yanık sesiyle dolmuşa hakim oldu.
    manzaranın şükrü saraçoğlu açıkta hep bir ağızdan tezahürat eden taraftarın görüntüsünden farkı yoktu, derken bizim dolmuş şoförü unkapanı ışıklarda sağa çekti ve şarkının sonundaki şiirimsi bölümü okumaya başladı derken olaylar gelişti dolmuş çığlık kıyamet şoförü alkışlamaya başladı.
    şarkı bitti ardından şimdi hatırlayamadığım başka bi damar şarkı başladı ve biz böyle böyle çapaya kadar geldik.

  • aç kalsalar yemek üzerine kahve içmezlerdi diye tahmin ediyorum.

    hava limanında normal şartlarda da pahalı olan yere oturursan az bile. madem doyacaksın çantana at bir iki ekmek arası bisey önceden hazırlanmış streçli falan aç ye yani.

  • --- ercu ve behzo spoiler ---

    ercument cozer ve behzat c'yi "kesin ayni soyadina sahipler bunlar kesin!!!!1!!" diyerek kardes yapan sevgili romalilar, unutmayalim ki behzat'in soyadinin ne oldugunu sadece izleyiciler olarak biz bilmiyoruz, ama soyadin sahibi olan behzat biliyor. eger ercument'le soyadi ayni olsaydi bunun bi pesine duserdi nooluyo la falan derdi.

    --- ercu ve behzo spoiler ---

  • istanbulun bir yakasından bir yakasına geçilmesi son derece önem teşkil eden bir durum vardır. karşıya iskele son vapuruyla gidilicek ve karşıdaki tren'e binilip memlekete gidilicektir. kazara kacırırsak vapur'u aynı zamanda treni, istanbul bankları beni beklemektedir uyumak için. koşu başlamıştır, son 400 e girilince hız artmıştır.. uzaktan vapur görülmüştür, hafif ayrıktır. yeni kalkmıştır denilip hız yükseltilir, iskeleden içeri girilir, bileti mileti sittir edip turnikenin üzerinden atlanılır herkesin şaşkın bakışlarının altında. kapı acılır koşulur koşulurrrr ve karsıda yarım metre ayrılmış yeni kalkmış vapura carl lewis misali uzun atlama yapılır ve haliyle yere yapışılır yüzünde mutlu ve son dakika golu atıp sakatlanan gururlu futbolcu gülümsemesi vardır. lakin herkes size gülmektedir, onlara derdinizi anlatırsınız ama gülme daha da artar ve beni yıkan, şebek yapan o cümle gelir

    yolcunun biri : biz daha henüz iskeleye yeni yaklaşıyorduk.!!

  • adaletsizliklerle doludur.

    bir balya dokümanı fotokopi makinesinin camlı yüzeyine koyup, "neden hepsini çekmedi de bir sayfayı çekti?" diye soran adam benim aldığım paranın en az 6 katı ücret alır..