hesabın var mı? giriş yap

  • boklayın boklayın, durmayın efendiler.

    ben destekliyorum, hele ingilizce çekmelerini de alkışlıyorum.
    insanları, aksanlı konuşuyolar diye aşağılaya aşağılaya ingilizce konuşmaktan korkutuyorsunuz, cesaretlerini kırıyorsunuz.
    herkes native speaker gibi konuşmuyor sonuç itibariyle; gidin hindistandaki bir üniversitenin rektörüne bu videoyu çektirin, bildiğin aynı anlaşılırlıkta bir konuşma olacaktır.
    daha güzel çekilebilirdi evet, ama saçma sapan fetva videosu çeken rektörlerden bin kat daha iyidir.

  • iran'da olan taarruf kültürü ilk gittiğiniz zaman küçük bir şok yaşatır.
    mağazaya girip alışveriş yapıyorsunuz, parayı uzatınca almak istemiyorlar, illaki ısrar edeceksiniz.
    "gabele şoma ru nedare" diyorlar hep. yani aldığınız ürün size layık değil, para vermeyin gibisinden. tabii bunu nezaketen söylüyorlar, sizin parayı almaları için ısrar etmeniz gerekiyor.
    her seferinde bunu yapmak çok yorucu oluyor.
    sarraf bile para bozarken bu cümleyi kuruyor.
    sürekli maruz kalınca insan, içinden "tamam bana layık değil madem ver paramı" demek istiyor.
    bu taaruf kültürü her alanda çok yaygın. birbirini abartılı övmeler, yemek için ısrar etmeler.

  • resim sanatımız 18. yüzyıla kadar örneklerini minyatür dalında vermiştir. türk-islam geleneğine dayanan kitap ressamlığından batı anlamında resme geçiş birden bire olmamıştır. 18 yüzyıla kadar türk resim sanatının tek egemen türü olan minyatür, ortaçağ islam çevrelerinin kitap süslemeciliği ile birlikte gelişmiştir. minyatür meydana getirilirken bir çok kimse görevlendirilmiştir. yazma için gerekli olan kağıt seçimi yapıldıktan sonra bu kağıtlar hafifçe boyanır, renklendirilir. boyama işlemi, boyalı suya batırılarak ya da yaldızlanmış kağıt kullanılarak yapılır. kağıt temin edildikten sonra boş bırakılarak sayfalar tespit edilir.

    başlık ve diğer kısımlar yapılacak tezhib ve minyatür sayısına göre ve bunların özelliklerine göre tespit edilir. daha sonra hattat eseri yazmaya başlar. müzehhip eseri tezhipler, sayfa başlarını, fasıl başlıklarını ve kenar işaretlerini zengin bir şekilde süsler. kitap ressama gelince, o da estetik ölçüler dahilinde resimlerle yazının kaynaşmasını sağlar. bundan dolayı resimler bazen metinle içiçe olarak yapılmıştır.

    minyatür resmi yapılırken önce kağıda fırça ile yaş bir hat çekilir ve desen çizilir. desen kırmızı ya da siyah fırça ile yapılır. daha sonra ezilmiş ve sulandırılmış boyalar küçük sert fırçalarla vurulur. boyaların parlaklığını arttırmak için türk minyatürlerinde boyalara tutkal ilave edilmiştir. bu suretle de guaja yakın bir tarz ile renklerin tonu yükseltilmiştir. fırça olarak bazı sanatkarlar sincap kılı, bazıları kuş tüyü kullanmışlardır.

    metin genellikle meşhur bir hattata ve kitabın orta kısmına yazdırılır. marjlar altın ve gümüşle yaldızlanır, gümüş ayrıca su tasvirlerinde kullanılır. minyatür yapıldıktan sonra sayfalar çerçevelenir ve eserler ciltlenir.

    minyatürler yapıldıkları devrin kültürünü, örf ve adetlerini yansıtırlar. minyatülerin çoğunda görülen haleler dini içeriklidir. özellikle adem ve havva ile başlayan, peygamberlerin hayatını anlatan, hz. muhammedi tanımlayan minyatürlerde bu haleler dikkat çekicidir. resimlerde 3. boyut olmadığı için sanatkar tasvir ettiği eşyayı veya mekanı dilediği şekilde çizer; ancak halı ve iç dekorasyon süslemeleri aslına sadık olarak yapılmıştır.

    velhasılı izlemesi pek keyifli bir sanattır.

  • devletin başbakanı*, "kürtaj cinayettir" der.
    devletin polisi*, gözaltına aldığı kadına tecavüz eder.
    belki kadın gebe kalır ve kürtaj yaptırmak zorunda olur.
    devlete göre bu kadın, artık cinayet işlemiştir, dolayısıyla katildir.

    nereden bakarsan bak, işin içinden çıkamazsın.

    böyle bir paradoksun yaşandığı ülke, 2012 yılının türkiye'sidir.

  • gibi dizisinden bahsetmek için aslında dadaizm felsefesinden de bahsetmek gerekir. dizinin yapımcıları aziz kedi ve feyyaz yiğit'in kadrosunda olduğu dönemde okan bayülgen programlarını hatırlayın. mesela dada dandinista. sonra okan bayülgen'in dada salon kabaresi de unutulmamalı. peki nedir dadaizm?

    dadacılık, i. dünya savaşı'nda başlayan kültürel ve sanatsal bir harekettir. mantıksızlığı ön plana çıkararak mevcut düzenleri reddeder ve yeni denemeler yapar. dadacı yazarlar, sözde burjuva değerleri ile dalga geçerler. hatta bu dada ismini bile bir sözlükten rasgele bir sayfa açarak bulmuşlardır ve "oyuncak tahta at" anlamına gelmektedir. 1922'den sonra etkisini kaybederek sürrealizme dönüşmüştür.

    örnek verelim: 1916'da voltaire kabaresini açan dadaist grubun performansı şöyle not edilmiş: "her yerde insanlar bağırıyor, gülüyor ve el kol hareketleri yapıyor. aşıklara özgü iç çekişleri, yaylım ateşi gibi hıçkırıklar, şiirler, mırıltılar ve miyavlamalar... tzara, oryantal bir dansçının göbeği gibi kıçını sallıyor. janco görünmez bir keman çalıyor ve meryem ana maskeli madame hennings bacak kaldırma hareketleri yapıyor. huelsenbeck, bir hayalet kadar solgun, piyanoda ona eşlik eden ball ile büyük davulu durmadan çalıyorlar." videosu da var.

    gördüğünüz gibi gerçeğin çeşitli taraflarından alınmış görüntüler aşırılaştırılarak bunlardan bir kolaj yapılıyor. gibi dizisinde de az çok böyle. gerçek dünyadan unsurlardan ahenk gözetmeden bir performans çıkarılıyor. mesela efsane absürd mizah grubu monty python'ın skeçlerinin açılış sahnesi de bana dadaizm felsefesini hatırlatır.

    gibi dizisi de az çok böyle. neden kocaeli'nde bir solaryum merkezi açılmasın ki? neden tanıdığımız tüm insanların isimlerini bir rehbere kaydetmeyelim ki? abartılı ve aşırı bir söylemle gerçeğin görüntüleri birbiri üzerine ekleniyor. dadaist yazarlar savaşa karşılardı. bu boşunalığı şöyle açıklıyor dada manifesto'da tristan tzara: “bu manifestoyu, insanların birbirine zıt fikirlere sahipken de bir arada aynı temiz havayı soluyarak yaşayabileceklerini göstermek için yazıyorum; eyleme karşıyım: sürekli karşı çıkmaya (zıtlaşmaya) veya onaylamaya da karşıyım. ne hiçbir şeyden yana olduğumu ne de bir şeye karşı durduğumu açıklamıyorum çünkü sağduyudan nefret ediyorum. her şey gibi, dada da işe yaramazdır."

    dikkat ederseniz, mantıksız eylemler de dahil olmak üzere hemen hiçbir şey ciddiyetle yapılmaz gibi'de. zaga gibi, skeçlerde zeki enes akkan ve aziz kedi'nin birbirine disko demesi gibi her şey boşunadır ya da yararsızdır ne bileyim.

    dolayısıyla üzüntüden uzakta izlenmesi gereken bir dizidir, gibi.

  • 47 yaşındayım, emekliyim, kadınım; baharda ehliyet aldım, 2 ay önce de araba. araba kullanırken camları açıyorum, full bass vererek son ses müzik dinliyorum, ciğerlerim titriyor.
    bahçeşehir/gölet - akbatı arasında zangır zangır gidip gelen maganda benim. ayılığın bağrından kopup geldim ve bundan zevk alıyorum.
    çelik jant da taktırmayı düşünüyorum.

  • demokrasi istiyoruz yazan bir pankart yapıp ilinizin meydanına çıkın. pankart 100 tl tutar.

    en az 1 ay gözaltında tutulursunuz.
    yemek verirler heralde.

    10 kişi yapsanız da 2 kişi alıyolar gözaltına. yada 2 güne salıyolar diğerlerini.
    2 kişi yaparsanız ikiniz için garanti.

  • o kadar lafı ezberleyip geldikten sonra ezbere konuşmak diyen bir barzoyu barındıran yarışma.