hesabın var mı? giriş yap

  • bundan şikayet edenler, türbanlı kızlarının hoplatılmasına, oğullarının da türbanlı kızları hoplatmasına izin vermesin mümkünse. böylece 20-30 yıl sonra sizin gibileri daha az görmüş oluruz.

    rahatsızlığınız şampanyadansa eğer, bunun kızı hoplatılırken kolbastı oynayan türbanlı teyzeden ve badem bıyıklı amcadan ne farkı var, bilemedim.

  • isveç'e vergi veren türkiye ile bağı kalmamış adama yapılan yardımdır. kızının avrupa'da ölmek daha iyi tarzı bir twiti vardı. bu adamlara mı yardım ediyorsunuz şimdi? bakın her şeyi geçtim yatağa düşene kadar beklemişler üstüne isveç'ten kalkan kurtarma uçağına gitmemişler ve siz ayaklarına özel uçak gönderiyorsunuz . devletin parasını böyle çarçur edip bir de utanmadan oyun konsoluna, makyaj malzemesine vergi getiriyorsunuz. daha kendi vatandaşınıza maske dağıtamadınız ama sorsan ortamlarda büyük devletiz. aferin size.

    edit: arkadaşlar bahsettiğim olayların hepsi adamın kızının twitter hesabında var. herkese tek tek cevap veremem. bahsettiğim ilk twit çok daha önce atılmış. birkaç gün önce açılan konuda linki paylaşılmıştı daha sonra silindi. ss alan varsa paylaşabilir.

    edit2: özelden iltica konusunda çok fazla mesaj aldım. evet herkes hangi profilde insanların isveç'e iltica edebileceğini az çok biliyor. zulüm gördüklerini iddia ettikleri bir ülkeden yardım istemek de ayrı bir yüzsüzlük gerçekten.

  • ''bir erkek bardakla bile ayni ortamda uzun sure kalsa bardaga karsi bile bisey hisseder'' erdal bakkal.

  • yav arkadaş eskiden bu fetöcülere kopya çektirdiniz, yüksek puanlarla kadrolara yerleştirdiniz. bugün fetöcüler artık kopya çekemiyor (ya da ben öyle sanıyorum), bu seferde bileğinin hakkıyla puan alanları atamıyorsunuz, ne idüğü belirsiz tipleri alıyorsunuz. amk’dum yerinde az emeğe saygınız olsun, bare ilk onu ilk onbeşi doğrudan atayın. yazıktır, günahtır. bu kadar da aç gözlü olmayın ya.

  • ilkelerini ivan pavlov'un koyduğu ilk öğrenme kuramıdır. organizmada hiç bir tepki yaratmayan nötr bir uyarıcının, organizmada doğal olarak bir tepki yaratan bir uyarıcıyla uzun süre birlikte verilmesi sonucu artık nötr uyarıcının da organizmada doğal uyarıcı gibi bir tepki yarattığı temel mantığından hareket eder. yeni bir davranış kazandırmaktan çok zaten var olan bir davranışı, başka ve ilgisiz bir uyarıcının da ortaya çıkarması sağlanır. türklerin yazdığı psikoloji kitaplarında "insanda klasik koşullanma pek yoktur" kandırmacasına rağmen bilakis son yıllarda insan zihnini kontrol etmede en çok başvurulan yöntemlerden birisi olarak kullanılmaktadır. örnek mi? hemen:

    örnek 1: cnn international, tv5 ve bbc world gibi kanallardan haber seyrederken çoğu kez "ortadoğu'da patlama 12 asker öldü" ya da "afganistan'da/irak'ta amerikan askerlerine saldırı" gibi haberlerde önce bir süre islami bir öge görürsünüz. ezan sesi ya da dinci olduğu belli bir adam görüntüsü, daha sonra ise patlama ya da dehşet verici olay ile ilgili görüntüler gösterilir. oysa haberin orjinalini seyretmek üzere irak ya da afgan kanallarına giderseniz olay esnasında ezan sesi olmadığını farkedersiniz.

    orjinale gitme gibi bir derdi olmayan çoğu kişiye bu haberler öyle sık tekrarlanır ki bir süre sonra islam ile ilgili ögeler terör ve şiddeti çağrıştıran ögelere dönüşür.

    örnek 2: belirli ürünlerin reklamı yapılırken çok sevilen ve insanlarda eğlence düşüncesi yaratan kişiler (örneğin sanatçılar vs.) bu ürünleri tanıtır. ürün--> sanatçı; ürün--> sanatçı; tıpkı zil-->et gibi, bir süre sonra böylece o kişilerin yarattığı eğlence düşüncesi o ürün tarafından da bizde oluşturulur hale gelir. ürünün satışları artış gösterir.

    örnek 3: politik liderler toplumda önem verilen ögelerle birlikte görülmeye dikkat ederler. örneğin bayramlarda toplumun önem verdiği değerleri çağrıştıran resimleri kendileriyle birlikte çektirirler. bu resimleri her yere astırırlar. bir süre sonra bu kişiler, aslında o değerlerin yarattığı güven ve huzur duygusunun aynısını tek başlarına oluşturabilir hale gelirler.

  • kızın %5'i görünüyor. bizim insanımız böyle işte. zigi kalkmışsa %5e aşık olup evi arabayı üstüne yapar.

  • "keşke dylan devamını da yazsa" dedirten tadına doyulmaz eser. tahmin edilebileceği gibi, sadece dylan'ın kendi kaleminden çıkması bile metni eşsiz kılmaya yetiyor.

    tipik bir dylan işi gibi, beklentilerin uzağında, belli bir akışa bağlı kalmadan, kafasına estiği gibi ve edebi bir değer kaygısı gütmeden yazması kitabı uzun bir dylan şarkısına benzetmiş, güzel de olmuş. söz konusu tür otobiyografi olunca, tüm mitlerin ve abartıların, medya şişirmelerinin uzağında, sakin ve ailesiyle ilgilenmek isteyen, yer yer bunalmış bir adam portresi okuyorsunuz. dylan'ın ilhamını nasıl aldığını, en ufak ve önemsiz görünen şeylerden bile nasıl yoğun duygular çıkardığını birinci elden tecrübe etme fırsatınız oluyor, özellikle insan betimlemeleri şarkılarındaki karakter tarifleriyle oldukça benzer. en sevdiğim albümlerinden biri olan oh mercy'nin yapım sürecini bu kadar detaylı anlatmasını beklemezdim, o da ayrı bir boyut kattı benim için.

    tek sıkıntım yalnızca üç dönemini ele alıp bitirmesi, başlangıçta üç cilt olarak planlandığı için anlaşılabilir bir durum ancak devamının gelmeyeceği artık belli olduğu için insan ister istemez üzülüyor. tüm biyografi/otobiyografi sevenlere değil, doğrudan dylan severlere ya da en azından müziğe ayrı bir önem atfedenlere tavsiye edilebilecek kıvamda bir metin ortaya çıkartmış dylan efendi.