hesabın var mı? giriş yap

  • satış yasağına karşı yapılması gerekli olan eylem. sonuçta satış yasak amk, veresiye yasak değil ki. ahah.

    gidecez kanka bakkalımıza, aga sen bunu ver, yarın öderim saat 6.01 de diyeceğiz. bitti gitti işte.

    yaşasın semt bakkalına dönüş.

  • başlığı sadece içimi dökmek için açıyorum.

    bundan 2 gün önce annemi telefon dolandırıcıları aramış ve telefonda korkutmuşlar. telefonuna gelen şifreyi onaylamasını istemişler ve büyük miktarda parasını almışlar. 2 gündür ağlıyor ve onu teselli edebilecek hiçbir şey söyleyemiyorum. banka, işlem onaylandığı için hiçbir şey yapamayacağını söylemiş. savcılık ve polis de "bu tür dolandırıcılıklar çok oluyor, yakalanmadığı müddetçe bir şey yapamayız" deyip yardımcı olamamışlar.

    bu başlığı para yardımı ya da rezalet başlığı olsun diye açmadım. o yüzden kişisel bilgilere, hikayenin ayrıntılarına girmeyeceğim. ilgili başlığı verip bitiriyorum.

    (bkz: telefon dolandırıcılarının yakalanmaması)

    giden para olsun, can yakıcı bir miktar olsa da sağlıktan önemli değil diye düşünüyorum. ama annemi bu kadar üzdükleri, emekli maaşından başka bir şeyi olmayan yaşlı bir kadını sabahlara dek ağlattıkları için öfkeliyim. onun başına sırf bu üzüntüden ötürü bir şey gelir diye kahroluyorum.

  • rowling'in bilge yönü. bir karaktere bütün serinin bilgeliğini yüklemek ne kadar adil tartışılır tabi ama. albus'un diyaloglarının hiçbiri sıradan olmamıştır. zaten dördüncü kitaptan sonra konuşacağı her an heyecan yarattı seri ile büyüyen nesilde. na burada dursun diye özlü sözlerinin bir kısmını yazacağım. lazım oldukça bakmalık.

    -----e haliyle spoiler-----

    "kayıtsızlık ve ihmal, düpedüz sevmemekten daha fazla hasar yaratır çoğu kez. "

    "gençler, yaşlıların ne düşündüğünü ve hissettiğini bilemezler. ama ihtiyar adamlar genç olmanın nasıl
    bir şey olduğunu unutmuşlarsa suçludurlar."

    "yaptıklarımızın sonuçları her zaman öyle karmaşık öyle değişkendir ki, geleceği tahmin etmek gerçekten
    çok zor bir iştir. "

    "bize aslında kim olduğumuzu gösteren şey, yeteneklerimizden çok seçimlerimizdir."

    "öldürmek hiç de masumların sandığı kadar kolay değildir."

    "yaşlıların gençliği hafife alması, aptallık ve unutkanlıktır."

    "ölüme ve karanlığa baktığımızda korktuğumuz şey, bilinmezliktir başka bir şey değil."

    "haydi, gel, geceye adım atalım ve macera denilen o kaprisli, baştan çıkarıcı hanımın peşine düşelim."

    "çoğu kişiden epey zeki olduğum için hatalarımda o derece muazzam oluyor."

    "her şeyin gerçek adını söyle. bir şeyin adından korkarsan kendisinden daha çok korkmaya başlarsın."

    "türlü türlü cesaret vardır. düşmanlarımıza karşı koymak yürek ister, ama dostlarımıza karşı koymak da yürek ister."

    dustiyatrosu hatırlattı bir de şu var: “ölülere acıma, harry. yaşayanlara acı, her şeyden çok da, sevgisiz yaşayanlara.”

    -----e haliyle spoiler-----

  • çağdaş aile yapısı içinde herhangi bir sebeple anlaşamayan eşlerin ülkenin mahalle baskısı altındaki diğer bölgelerine oranla daha rahat ayrılabildiğini gösterir.

    angut bakış açısıyla yorumlarsak, chp'li olmayıp dinci ve ahlaklı(?) olsalardı hanzo kocaların karılarını 117 yerinden bıcaklayabilecekleri bir etkinliğe dönüşeceğinden dolayı aile cinayetleri istatistiğine katkısı olacaktı.

  • “aldanmak gaflettir. hususiyeten (özellikle) aldandığını beyan etmek, apaçık itimadı yitirmektir. samimiyet ile ahmaklık münasebetini birbirinden ayıran yegane unsur ise, haysiyettir. haysiyeti olmayan, yanılmaya, aldanmaya ve aldatmaya ilelebet mecbur kalacaktır…”

  • fatih altaylı duş almak istediği zaman musluğu açmaz. duş başlığı ağlayana kadar ona sertçe bakar.

  • görünce aklıma ilk gelen çözümleri paylaşmadan geçemeyeceğim bozukluk.

    "en kötü ne olabilir ki?" sorusu çoğunlukla işe yarar. genellikle içinde bulunduğumuz duruma gerektiğinden fazla önem arz ederiz. oysa ki başarısız olduğumuzda o kadar da kötü şeyler olmaz.

    hayatı bu kadar ciddiye almayın.

    kötü bir tavsiye olacak ama kötü şeyler de düşünebilirsiniz. mesela arkadaşınızın beyninde çıkan tümör ya da kanser olmuş bir yakınınız falan. böylece o yaşadığınız şeyin ne kadar önemsiz olduğunu görürsünüz.

    en kolayı sınavlar zaten, başarısız olsan da çok önemli değil, telafisi vardır. yoksa da yoktur, başka bir yola girersin.

    iş görüşmeleri üst üste reddedilmiş kişilerde bir gerginlik yaratabilir. bence üst üste reddedilmenizin sebebi başvurduğunuz işin sizin niteliklerinizin çok altında olması. büyük ihtimalle yarın gideceğiniz iş yeri de sizin sahip olduklarınızın çok altında nitelikler arıyor, dolayısıyla sadece eğlenmek ve tecrübe olması için görüşmeye gidebilirsiniz.

    tecrübe demişken, bu kaygıların azaltılmasında tecrübe çok önemlidir. özellikle toplum önünde konuşma yaparken. ne kadar çok konuşma/sunum yaparsanız o kadar azalacaktır heyecanınız.

    şunu da unutmayın ki topluluk önünde konuşma korkusu ölüm korkusundan bile daha fazladır. insanlar ölmekten daha çok korkarlar topluluk önünde konuşmaktan.

    bir not daha, yalnız değilsiniz, bütün bu yaşadığınız kaygıları tahmininizden de çok insan yaşıyor. sadece bunu siz bilmiyorsunuz.

    buradan da son olarak şuna geleceğim, heyecanınız aslında çoğu zaman karşı taraftan hissedilmiyor. hissedilse de insanlar her zaman kendilerini sizin yerinize koydukları için hoş karşılanıyorsunuz. hatta sempati kazanıyorsunuz.onlardan biri olduğunuzu hissedip size yakınlık duyuyorlar. yani o kadar da kötü bir şey değil. hatta çoğu zaman süper kendine güven içerisinde sunum yapan, konuşan insanlar (iş görüşmeleri de dahil) itici bulunur. yakınlık hissedilmez onlara karşı.