ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler
-
(bkz: at binmek)
be arkadaş o sendeki ne cürret, bu nasıl bir cesaret! ata binmeyi aklından nasıl geçirdin lan?!
demirtaş'ın evine polisin narkotik baskını yapması
-
cebine koysalardı uyuşturucuyu daha uygun olurdu, böyle bir sakil bir anlamsız olmuş.
artık adam nasıl bir yükselişteyse, tabağına domuz pastırması, cebine eroin, adım adım karalamalar kumpaslar.
yemeksepeti sipariş notuna yazılanlar
-
http://i.hizliresim.com/oqqxdr.jpg
adam gelince "sayıcam" diye tutturmuştu. "usta fazladan 4-5 lira var burada. senin olsun kalanı uğraştırma şimdi" dedim de kabul etti.
2020 otomobil ötv indirimi
-
insanların temel ihtiyaçlarına zam üstüne zam gelirken ötv indirimi yapılması etik olmaz. o yüzden akp'nin yapabileceğini düşünüyorum.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
+beş sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz
-yatakta görüyorum kendimi, koynumda siz de varsınız. iki tane tosunumuz olmuş, tarkan ve hakan... bir tane de kız istiyorum diyorsunuz kulağıma, takatim kalmadı diyorum, mırıldanıyoruz, pelin için çalışıyoruz...
primavera
-
italyan rönesans ressamı sandro botticelli'nin ünlü tablolarından biri. botticelli’nin, mediciler’in çevresinde adeta moda olan yeni-platoncu düşünce bağlamında yapmış olduğu bu resminde saydam giysiler içerisinde el ele tutuşmuş üç güzeller halka dansı yaparken görülür. rönesans sanatçıları bu dansı, antik sanat yapıtları ve edebi kaynaklardaki betimlemelerden bilmektedir. bunlardan biri, antik dönem yazarlarından seneca’nın de beneficis’de anlattığı kayıp bir klasik resimdir. seneca bu resimde, üç güzellerin, armağan verme, kabul etme ve geri vermeden ibaret üç yönünü temsil eden gülümseyen, genç, el ele tutuşmuş, bol saydam giysiler giymiş kızlar olarak betimlendiğini anlatır. alberti de della pictura adlı kitabında seneca’nın sözünü ettiği bu resmin ressamlar için mükemmel bir konu olduğunu belirtir ve ressamlara bu resmi yeniden canlandırmalarını tavsiye eder. yunan mitolojisinde afrodit’in hizmetinde olan bu neşe, eğlence ve güzellik tanrıçaları rönesans döneminde kozmolojik bir simgeye dönüşmüştür. botticelli’nin bu tablosunun gerçekleştirilmesinde önemli payı bulunan marsilio ficino’ya göre evren, ilahi bir sevgi dairesidir. yeni-platoncu kozmolojide sürekli bir oluşum, değişim ve kaynağa dönüş döngüsü söz konusudur ve bu döngünün her aşaması, sonsuz döngü dansını yapan güzellerden birine karşılık gelir. bu aşamalar, tanrı’da başlayıp tanrı’ya cezp ettiği için güzellik; dünyaya yayılarak onu tutsak ettiği için aşk ve yeniden yaratıcısına dönerek onu eseriyle birleştirdiği için hazdır. güzellikten başlayan aşk, haz ile sonlanmakta ve tıpkı başladığı noktaya geri dönen bir dairede olduğu gibi, tanrı’dan başlayıp dünyaya yayılan ve sonunda tekrar tanrı’ya dönen sürekli bir çekim bulunmaktadır. klasik yazından esinlenen botticelli, öykünün orijinalinde figürlerin tümünün bir arada bulunmamasına karşın, kompozisyonunda bunları bir araya getirmiştir. kompozisyonun merkezini venüs ve hemen üzerinde bulunan eros figürü oluşturur. bu iki figür, yeni-platoncu anlayışta sevginin her şeyi birleştirici bir güce sahip olduğunu simgelemektedir.
neyse ki, botticelli'nin savanorala'nın gazına gelip de yakmadığı resimlerinden biridir. yakmaması sayesinde sanat tarihçileri ve eleştirmenlerinin üzerine iki çift kelam etmesine neden olan resimdir de denebilir.
filmi çekilesi kitaplar
-
fırat suyu kan akıyor baksana-yaşar kemal(romanın ana karakteri poyraz musa'nın yaşadıkları filme alınsa çok güzel olurdu bence)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bir finlandiyalının dev gibi bir şantiye haline gelen istanbulla ilgili yorumu:
"1453'de almışsınız ama, daha hala yerleşememişsiniz"
rüzgar çetin'e hayatın zehir olduğu gerçeği
-
rüzgar'ın etrafındaki arkadaşları ve peşinde koşan kızlar zaten onunla aynı karakterde olduğu için etkilenmeyecektir. hatta teselli bile edeceklerdir "mağdur" arkadaşlarını. çünkü bura türkiye, ne bekliyon.
ben tıp mensubu değilim benim alanım ekonomi
-
allah allah ilk defa bir konudan anlamadığını dile getirmiş. hasta falan mı oldu acaba?
17 ağustos 2014 atatürk orman çiftliği yangını
-
yıkmaya yakmaya doyamayanların yeni marifeti. tesadüfe bak ki tam da işe yarayacak yerler yanıyor.
hırsınızın ve hırsızlığınızın bir sınırı yok mu?
m. kemal'in büyük taarruzda kaçarken attan düşmesi
-
daha at koşmadan atın sırtından düşen padişah özentisini akla getiren iddiadır.
ekleme: baslik bana kalmis.
(bkz: 12 agustos 1921)
israil'in lod şehrinde hakimiyeti kaybetmesi
-
aynı görüntü 2 saat önce"filistinlilerin arabalarını yakıyorlar" diye servis edildi şimdi filistinliler israillilerin arabasını yakıyor deniliyor.
bir karar vermeniz lazım ama kim kimi koparıyor.
ayrıca bu gülerek haber yapılacak bir şey değil, ortada mucize yok, o gençleri öyle gaza getirerek yarin israilin tankına, silahına kurban etmeyin.
apple'ın kasasındaki nakit 203 milyar dolar
-
bana bir iskender ismarlasalar kimsenin ruhu duymaz ama yine de ismarlamazlar boyle boyle zengin oluyolar.