hesabın var mı? giriş yap

  • tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır, yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için tanrı'yı kullanırlar. giordano bruno

  • oyun basininin ne kadar güvenilir oldugunu gözler önüne seren oyun.

    biliyorsunuz uzun süredir bir oyun kitligi var. bu kitlikta cikan tüm oyunlar altin degerinde. o yüzden ne cikarsaniz sattigi gibi ayni zamanda ne cikarsaniz gündem oluyor. returnal gibi bir oyun bile günlerce incelemelere konu oldu mesela.

    ama gelin görün ki cikali 1 haftadan fazla olan bu oyunu incelemeye deger görmedi sevgili oyun basinimiz. hepsi adeta ölü taklidinde. herhalde arpalari gelmedi. hani hepsi birlikte tatile cikti diyecegim art arda video da yayinliyorlar.

    hadi desek ki oyun dandik veya beklentileri yoktu atladilar.öyle bir ihtimal de yok. oyunu gelistiren tim schafer yönetiminde double fine. yani bu oyundan beklentilerinin olmamasi mümkün degil. oyun cok basarili. her sahnesi ayri ayri ve inanilmaz detayli tasarlanmis. seslendirmeler, grafikler harika. 40 yasinda adam, absürt konulu, cizgi film grafikli bir oyuna zombi gibi kapilip oynuyorum.

    oyunun metacritic puanlari da cok iyi. ki "neden rusca yok yeaaa" sebepli rus comarlarin saldirisina ugradi oyun metacriticte. bagimsiz bir stüdyo üzerinde baski kurmak icin metacritic puani bilincli olarak düsürüldü. girin bakin yüzlerce 1 puan var ve "oyun cok güzel ama rusca olmadigi icin 1 puan" yaziyor. bu bile basli basina bir haberdir normalde oyun basini icin ama bu bile görmezden gelindi.

    oyun basini oyun incelemek icin para aliyor olabilir. sonucta onlar da para kazanacak. ama parayi veren düdügü calar misali calisiyorlarsa benim güvenimi de kaybederler. yarin öbür gün "üfff ya last of us, cok iyi oyun" dedikleri zaman pipime takmam, parayla iyi yorum yapiyorlar derim.

    oyunu bitirmedim ama bitirmek üzereyim. her bölüm büyük titizlikle hazirlanmis. mekanikler ayni kalsa da oynanis sürekli degisiyor. bazi görevleri tamamlamak icin degisik özelliklerinizi kullanmaniz gerekiyor ve bu yüzden ayni oynanisa bagimli kalamiyorsunuz. sürekli yeni, yormayan ama sikmayan bulmacalar var. hikaye eglenceli. seslendirme ve grafikler cok iyi. oyuna deger katan bir sürü minnak dokunus var. özellikle yetenek agacimiza sonradan eklenen minnak raz ve onun diyaloglari mükemmel bir detay. sana puanim 9/10 kanka

    edit: oyunu dün aksam bitirdim. son 2 bölümü lucrecia's lament ve fatherland follies oyunun gözümdeki degerini daha da arttirdi. oyunun son bölümünü film yapsan muhtemelen bir cok pixar cizgi filminden daha cok izlenir. puanimi 9,5 yapiyorum. oyunun atmosferini bir oyuna benzet deseniz belki cok alakasiz gelecek ama beyinlerde gecirdigimiz bölümleri bioshock'lara benzetirim. özellikle son kisimda bioshock infinite ortamini cok iyi hissettim. cizgi film grafikleri cocuk oyunu beklentisi yaratabilir ama sirinlikle karanlik arasinda ilginc bir dünyasi var. oyunun ilk baslari belki sizi sikabilir ama her dakika daha eglenceli oluyor. game pass varsa kesinlikle oynayin. ya da oynayacak oyun ariyorsaniz.

    büyük bir stüdyo bu oyunu cikarsaydi kesinlikle game of the year'in en güclü adayi olurdu. ki bu haliyle de almasi lazim bence. oyunda bazi mekaniklerdeki güdüklükler disinda her sey mükemmel. bu güdüklükler bazen gereksiz düsmemize veya 8 kere ziplayip ciktigimiz yerden düsüp tekrar tirmanmamiza neden oluyor ve bilerek böyle birakilmis olmasi da muhtemel.

    edit 2: entry debeye girmis. oyun basinini elestirdik madem, isini iyi yapanlari da övelim. türkiyeden 2 kanalin oyun hakkinda incelemesi var. vallahi de billahi de reklam yapmiyorum. ikisinin de baska videosunu bile görmedim. disket kutusunun videosunu ilerlete ilerlete izledim dün gece oyunu bitirdikten sonra, digerini izlemedim bile. ama sonunu acip ne demis diye baktim. ikisini de hala takip etmiyorum. simdi takibe alacagim.

    1. disket kutusu oyun incelemesi:
    https://www.youtube.com/watch?v=urliyyfseb0

    2: anil keskinbas oyun incelemesi:
    https://www.youtube.com/watch?v=angfc4bzeli

    3. bonus olarak konsol üssünün canli yayini oldu ciktigi gün. ama kanalinda yaptigi haber/sohbet videolarinda lafi gecmedi:
    https://www.youtube.com/watch?v=ckpnwqkb3fi

    edit 3: oyungezer de sitesinde bir inceleme yayinlamis: https://oyungezer.com.tr/…me/psychonauts-2-inceleme

  • (travesti evi)

    - hayirli ramazanlar abic.. ablaci.. ee $ey adettendir bahsis isticektim ben.
    - ayhahaha sende tokmak da vardir di mi $imdi ahuahau. necla kiz gel tokmakci geldi.
    - euzubillah...

  • acil serviste en sık rastlanan haliyle ;
    - ya yok karıcığım adamın biri çıktı aniden çarpıştık (alkollüdür kendisi)
    - valla bir çizik sadece ( çizikmi ?)
    - gerek yok dedim ama zorla getirdiler (ohaanzi )
    - bak doktoru vereyim istersen ( yalvarır gözlerle bakar )
    - tentürdiyot sürdüler sadece ( dikiş atıldı kırıkları da var )
    - şimdi çıkıyorum hastaneden ( çıkamayacak )
    - tabi yalnızdım ( ehehe )

  • akran zorbalığı'na maruz kalmanın berbat bir şey olduğuna inanıyorum.
    çocukken dayak da yesem hep karşılık verdim. bir karşılık verdim iki dayak yedim ama üçüncüsü hiçbir zaman olmadı.

    dövmekten çabuk mu bıktılar yoksa bir gün dayak yemekten mi çekindiler bilmem:)

    öte tarafta hep korkan, çekinen arkadaşlar vardı. bu baskı, onların üzerinde yıllarca sürdü. şu anda bile etkileri var bence üzerlerinde.

    çocukların masum olduğuna; yaşlıların bilge olduğuna inanmam.

    tabii ki çocuğunuza önce öğretmen ile iletişime geçmesini tembihleyin ama onu bir pısırık olarak yetiştirmeyin.

    yoksa ilkokul, lise, askerlik, iş hayatı derken özgüvensiz bir birey olur.

    burada bazıları, bu çocukların ileride barzo olduklarını söylemiş ama öyle bir durum yok! çocuk kavgaları, bir dönem sürer ve biter. sizin burada karar vereceğiniz şey çocuğunuzun geleceğidir.
    ya hakkını korumayı bilen ya da her zaman hakkı yenen biri olacak.

    hiçbirimizin babası anası john dewey değildi tabii ama " sana vurana sen de vur! " cümlesi harika şekilde kurulmuş bir cümledir!

    durduk yere kimseye vurma fakat sana vuranın karşısında da sessiz kalma!

    dipçe-i türkî: üzerinden 32 yıl geçmesine rağmen acısı dinmemiş ve avrupa'nın katil ermenileri görmezden geldiği hocalı katliamı'nda hayatını kaybeden türk kardeşlerimize allah'tan rahmet diler; dünyanın hiçbir yerinde bir daha türk soyundan herhangi bir ülkede böyle katliamlara maruz kalmamamız için inancı, tipi, cinsiyeti, ülkesi neresi olursa olsun tüm türklerin birlik olması gerektiğini bir kez daha hatırlatırım.

  • msn rüzgarının estiği yıllar. whatsapp portakalda vitamin, facebook var mı emin değilim..
    hatırlarsınız; kanka kız msn'si var mı? sorusunun sorulduğu yıllar.

    oyun_bozan@hotmail.com adresiyle fırtınalar estiriyorum..
    serpil'le tanıştık. fransa'da yaşayan gurbetçi bir ailenin en büyük kızı.
    zalimguzel@hotmail.fr

    bütün gün serpil'le konuşuyorum. yatıyorum serpil, kalkıyorum serpil. 1 ay sonra o malum şarkı patladı..

    "zaaalim, oyunbozaan. sen de, bu büyü de yalan."

    ''yok artık!! böyle tesadüf mü olur?'' dedik ve aşık olduk.
    o zalim, ben oyunbozan..
    o fransa'da, ben türkiye'de..
    ancak her aşk gibi kısa sürdü ve ayrıldık..
    ----------------------

    yıllar geçti. biz büyüdük, msn tarih oldu.. bir gün serpil ekledi facebook'tan ve yine konuşmaya başladık..

    - biliyor musun? türkiye'ye her gelişimde seni aramak istedim ama bir türlü cesaret edemedim. beni unutmuş olmandan korktum..

    + seni unutmak mı? deli misin sen?
    aylarca yazmanı bekledim. fotoğrafına bakıp içtiğim günlerin sayısını ben bile bilmiyorum.
    ne unutması serpil? anahtarlığımda bile senin resmin vardı. eve girerken seni görüyordum, evden çıkarken seni..
    ne unutması??

    bir hafta sonra malum şarkı patladı..
    " eve senle dönüyorsam, evden senle çıkıyorsam, yine de doyamıyorsam, aşksın.."

    birkez daha başladık, hiç ayrılmamak üzere.
    ama nerdee?
    2 hafta geçmeden, savrulduk gittik yine..
    ------------------------

    aylar, yıllar geçti.. sayısız kez sarhoş, sayısız kez aşık oldum. aldattım, aldatıldım. terkettim, terkedildim..
    unuttum, unutuldum..

    bir gece serpil aradı. türkiye'ye gelmiş, çok özlemiş..

    - gitmeden görüşelim, mesela çarşamba akşamı.
    + çarşambaya çok var. ben de çok özledim. yarın akşam görüşelim mi?
    -bugünkü gibi yağmurlu olmazsa olabilir. haberleşiriz..

    yarın, tıpkı dün gibi yağmurluydu.. yine de buluştuk..

    sarıldım, sımsıkı sarıldım.. ilk kez, rüya gibi, yıllar sonra..
    sarıldık, yağmur durdu, ağladık..

    - artık yağmur yağmaz, sarıldım sana..
    + bırakma beni.

    2 hafta sonra malum şarkı patladı..
    " sana sarıldığım an, yağmur duracaktı.. "

    gel de yeniden aşık olma! ömrümün en güzel iki haftasını geçirdim. güldüm, sevdim, sevildim.. bir daha hiç bırakmamak üzere tuttum ellerinden..

    ancak yalnızca 2 hafta sürdü. önce gitti, sonra bitti.. her zamanki gibi..
    -----------------------

    dün yine aradı. haftaya türkiye'de olacakmış ve bu sefer beni almadan gitmeye hiç niyeti yokmuş..

    " gelir misin? " dedi, " hiç düşünmeden. " dedim..

    hazır olun. yeni albüm kapıda..

  • adam hızır a.s gibi gelmiş.

    yemek bırakmış montunu üstüne örtmüş ve gitmiş.

    yeminle bu dünya bunun gibi adamlar sayesinde dönüyor yoksa çoktan kıyamet kopmuştu