hesabın var mı? giriş yap

  • gezici bir arkadaş olarak asla sırrı'ya oy vermeyeceğim tek gerçek bu...adam ne zaman ki muhalefete değil iktidara gider yapmayı öğrenir o zaman bakarız ve şu unutulmasın ki yetmez ama evetçiler gibi sırrı ya oy verenler de gün gelecek başlarını vuracak yer arayacaklar tarihe not düşülsün ben demiştim demek için yazılmıştır

  • dinden soğuduk dinsiz olduk, ısırıldık kovalandık köpeklerden soğuduk, 7 milletten insanlar girdi insandan soğuduk nasıl bir döneme geldik lan biz.

  • oglum bir kahveden de insan tespiti yapmayin artik. nedir ya, 4 liralik 300ml sividan bahsediyoruz. milletin isi gucu yok sabahtan aksama kadar milletin yedigine ictigine, giyinimine bakip "haci bu soyle bir kiz, su boyle bir erkek" hayat bu mu simdi? birak starbucks icen tikky, kahve dunyasi icen kezban.

    ne rahatsiz milletiz ya biz.

  • başlangıçtan beri var olmalarına rağmen neden "hamam" gibi çok sonradan ortaya çıkan bir isimle anıldıkları tarafımı şaşırtmaktadır. atalarımız böcekleri sınıflandırma ihtiyacı duymamış demek ki.
    - o ne?
    - böcük...
    - bu ne?
    - o da böcük..

  • bir simitçi "yemek için mi abi" diye cevaplamıştı. burdan ona sesleniyorum tekrar görüşebilir miyiz acaba??

  • belki de gerçekten "yaşama" eyleminin hakkıyla gerçekleştirileceği zamandır, beklentilerin azaltılabildiği zaman.

    mükemmelliyetçiliğin ve gururun hastalıklı pençesine düşenler iyi bilirler; hep daha iyisini isteme bir süre sonra "en iyisi olmayacaksa hiç olmasın" mantıksızlığına dönüşür. bu yüzden, yaşamlarının ilk perdesini, yüksek beklentilerini tatmin etmek için harcayarak ve manen harcanarak geçirenler, ikinci perdede artık her şeyin en iyisini elde etmeye güçlerinin yetmeyeceğinin ayırdına vardıklarından yaşamlarını bazal metabolizma seviyesine indirirler aniden.

    insanlar sonradan gelen tembellik olarak adlandırır durumlarını; ama yaptıkları tembellik değildir aslında. tembel adam rahat adamdır. bu insanlarsa aldıkları her nefesi, attıkları her adımı olabildiğince gergin yaşarlar. ilk perdede, beklentilerini tatmin etmek uğruna yorulan bedenlerini dışardan kemiren mükemmelliyetçilik kurtları, bu kez içlerine düşer ve ruhlarını kemirmeye devam eder ikinci perdede. ince hastalık gibi ömrünüzü, ruhunuzu, gülüşlerinizi çürütür yavaş yavaş.

  • arkadaşım eşek'de geçen

    "ayrılık geldi başa
    katlanmak gerek" sözlerindeki katlanmak'ı katlanmak olarak anlardım.

    küçüktük o zaman, evler de küçüktü. hiç bir çocuğun kendisine ait yatağı yoktu. her gün yatak yapılırdı, toplanırdı. yer yatağı kablinden bir düzenek. annem sabah erken kalkar, çarşafı katlar, yorganı katlar, battaniyeyi katlardı. yatağın üstünde debelenirken beni de katlardı. ayaklarımı başımın arkasına doğru bastırır, beni iki kat eder, öperdi.

    sanırdım ki, katlanmak, öpülmek gibi bir şey. bir nevi sevilmek. yine sanırdım ki barış manço'nun da başına ayrılık gelmiş. köyünden, annesinden ayrılmış. ilk fırsatta gidip annesi tarafından katlanıp öpülmesi gerek.

  • buyuk bir sirketin ust duzey yoneticilerinden biri bir gun new york
    uzerinde balonla dolasmaya cikar. aksilik bu ya, pusulasini asagiya
    dusurur ve kaybolur. inmek icin uygun bir yer ararken bir gokdelenin
    tepesinde sigara icen bir adam gorur ve alcalir. "pardon. ben
    neredeyim acaba?" diye sorar. "yerden 500 feet yukseklikte bir balonun
    icindesin"der adam.
    yonetici sinirlenir: "sen muhendissin degil mi?" diye sorar.
    "evet." der adam. "nereden bildin?" "cunku basim belada ve sana bir
    soru soruyorum. verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
    "sen de yoneticisin degil mi?" "evet sen nereden bildin?" "cunku
    yerden 500 feet yukseklikte bir balonun icinde kaybolmussun. pusulan yok,
    berbat durumdasin. fakat bu simdi benim sucum oldu."

  • curiosity projesinin (tasarım-üretim-fırlatma) bütçesi yaklaşık $2,5 milyar. yani tülay lale para birimi üzerinden hesaplarsak 4,5 milyar tl ediyor yaklaşık olarak. bu bir yıllık falan değil, bütün projenin maliyeti.

    semih cumhuriyeti diyanet işleri başkanlığı'nın 1 (yazıyla bir) yıllık bütçesi ise 3,9 milyar tülay lale pardon tl yapıyor.*

    evet yanlış okumadınız. diyanet işleri başkanlığı'nın bir yıllık bütçesi, neredeyse elin amerikalısının mars'a yolladığı über gelişmiş uzay sondasının toplam proje maliyetine denk.

    adamın mars'a gittiği paraylan biz imamın müezzinin 1 yıllık maaşını ödüyoruz ya, artık ölsem de gam yemem hacı. yemin ediyorum bu salaklar 3 sene tasarruf yapsalar, en geç 2023'te argyre planitia krateri merkez camii'ni dikmezlerse bana da don toblerone demesinler.

    yukarıda bir yerlerde tanrı varsa, bizimle çok feci taşak geçiyor arkadaş.