hesabın var mı? giriş yap

  • annem, babamın telefonuna kendini "aşkım" diye kaydetmiş. bir akşam bağırıyor evde: arıyorum arıyorum niye açmıyorsun be adam? ne zaman aradın diyor babam, görmedim ben hiç. sonra arama geçmişinden annemin gün içinde babamı birkaç kez aradığı bilgisine ulaşıyoruz. hmm... babamın savunması içler acısı: sen miydin o ya?

    haha aşkım diye biri o derece yok ki adamın hayatında, yanlış numara sanmış!

    açmıyor da ama ha... sadık yani. bittim buna. off sevgililer günü yağ.

  • tüm kadınlar öyledir demek çok büyük haksızlık olur. ama aralarında böyle bir kesim gerçekten var.

    üniversite 1. sınıfın ilk döneminde davutpaşanın çılgın yokuşunda otosptop çekiyordum, erkeğim diye almıyordu şerefsizler. kız görünce el freni çekiyolardı. bende teknik resim çantasıyla gülümseyerek çıkıyordum o yokuşu, geziniyordum koridorlarda hiç bi allahın kulu bakmıyordu

    2. dönem bmw'yle gelip gitmeye başladım. bmw dediğimde yanlış anlaşılmasın 6 serisi, z4 falan değil, alt tarafı 1 serisi

    ulan bırak bakmayı, tek dönemde 4 defa sileceğimin altında not buldum lan. 3 defa fakültenin önünde tek başına oturup bir şeyler okurken gelip tanışma teklifi eden kızla karşılaştım. var mı lan böyle bir şey, ne değişti? ben yine aynı bendim? cebimdeki para da aynı paraydı?

  • henüz yurt dışında kahvaltı yapmak zorunda kalmamış veya yurt dışından gelen arkadaşlarına türkiye'de kahvaltı yaptırmamış insanın içi boş düşüncesidir. reçelinden peynirine, sucuğundan kaşarına, yumurta çeşitlerinden zeytin türevlerine kadar uçsuz bucaksız bir mutfağa sahiptir türk kahvaltısı.

    biz almanlar gibi bir dilim ekmeğin üstüne her şeyi boca etmeyiz. ingilizler gibi sabah sabah kuru fasülye yemeyiz. fransızlar gibi günün en güzel öğününü bir kahve bir kruvasanla geçiştirmeyiz. şişko amerikalılar gibi corn flakes'e abanmayız. afrikadan meksikadan bahsetmiyorum bile. dünya üzerinde türkler kadar kaliteli kahvaltı yapan & hazırlayan başka bir millet ben henüz görmedim, duymadım.

    son olarak... van kahvaltısı ulan!

    edit: imla

  • 6. yüzyılda inşaa edildiği vakit en büyük kilise olan yapı. kubbesi o kadar geniştir ki, birkaç kere çökmüştür. ayasofya’nın kendisi ise 3 kere inşa edilmiştir. antik dönemden kalan en iyi kalan büyük yapılardan biridir( inşaası 537 yılında bitmiştir).

    1453’te camiye dönüştürüldüğünde, kuşkusuzki tarihin en güzel camilerinden biri olmuştur. zaten bunu osmanlı mimarisindeki etkisinden de anlayabilirsiniz. klasik osmanlı mimarisinin temelinde ayasofya vardır: küçük kubbelerin büyük devasa bir kubbeyi desteklediği camiler.

    camiye dönüştürüldüğünde içindeki mozaiklere dokunulmamıştır bile. mozaiklerin üstü 18.inci yüzyıldan sonra kapatılmıştır.

    ayasofya herhangi bir dine ait olmak için fazla güzel bir yapı. istanbul, “city of world’s desire” olarak bilinir. ayasofya da istanbul’un kalbidir. ayasofya’nın müzeye çevrilmesi olabilecek en doğru karardı. böylece sembolik gücü bu kadar yüksek olan bir yapı sadece müslümanların veya ortodoksların mirası değil bütün insanlığın mirası haline geldi.

    ama ben bunları neden anlatıyorum ki ? tarihin, sanatın bir değeri mi kaldı ki ? ahh...

  • ilk öğrenilmesi gereken '-yor olacağım' kalıbıdır.

    mesela "sizi boş toplantı odasına alacağım" diyemezsiniz gramerde yoktur. "sizi boş toplantı odasına alıyor olacağım" denir. böylelikle samimiyetsizliğiniz paçanızdan akar.

  • uzun zamandır zihnimi kurcalayan sorular yumağıdır.

    ilk dil nasıl oluştu? haydi bir şekilde oluştu diyelim. birbirleriyle alakasız binlerce dil zaman içinde nasıl türedi?

    bilimsel olarak dillerin nasıl oluştuğuna dair şu kuramlar vardır ancak bana hiçbirisi tam anlamıyla tatmin edici gelmemektedir:

    -yansıtma kuramı: bu kurama göre diller insanın doğadaki sesleri taklit etmesi yoluyla oluşmuştur. türkçede de yansıma sözcükler olarak adlandırdığımız sözcük türleri bu kuramın savunucularının beslendiği kaynaklardır.
    (bkz: yansıma sözcükler)

    -ünlem kuramı: bu kurama göre ilkel insan coşkusunu hareketlerle dışa vururken bir yerde tıkanmış kalmış ve sonrasında kendisini sesler çıkarmaya zorlamıştır.

    -iş kuramı: bu kuramın adından da anlaşılacağı üzere insanların iş çeşitliliği arttıkça iş tanımı için sesler çıkarılmaya başlanmıştır.

    -beden dili kuramı: bu kuramcıların temel dayanak noktası günümüz insanının dahi konuşurken beden dilinden faydalanmasıdır. onlara göre insanlar önce elleriyle konuşurken sonra daha açıklayıcı olabilmek adına seslere geçiş yapılmıştır.

    -toplumsal denetim kuramı: bu kurama göre de insanların konuşma ihtiyacı diğer insanları denetime almak istemelerinden dolayı oluşmuştur.

    bunlardan başka bir de tanrısal teori vardır ki bilimin açıklamakta aciz kaldığı noktalarda dinin ya da spiritualizmin işin içine girmesi hususu burada da mevcuttur. aklıma yatan teori de bu olup şu şekildedir:

    bu teoriye göre tanrı ilk insana dilleri öğretmiştir. kuran'ı kerim'de de bu konu ile ilgili ayetin türkçe tercümesi şu şekildedir:

    "allah âdem'e bütün isimleri öğretti."(bakara, 2/31)"

    elmalılı hamdi yazır bu ayeti şu şekilde açıklamaktadır:

    "cenab-ı hak, hz. âdem’e, yaratmış olduğu bütün varlıkların isimlerini âdemoğlunun konuştuğu çeşitli dillere göre öğretti. âdem de bunları evlatlarına öğretti. o vefat ettikten sonra çocukları yeryüzünün çeşitli bölgelerine dağıldılar. her biri belli bir dille konuşmaya başladı. ve artık onda ve orada o dil hâkim oldu. o bölgede diğer diller unutuldu. işte hz. âdem’in çeşitli dillerle konuşmasının sebebi budur."

  • simdi babamla konustuk. gozlerinin ici guluyor. bana caktirmamaya calisiyor ama hafiften icmis, anliyorum. ancak video call yapabilmenin bazi avantajlari var. kadeh kadrajda yoksa o icmemis olacak ben de saglik maglik diye kafa acmamis.

    "sevindin mi ya" dedim.

    bi es verdi. girtlagini temizledi, dedi ki:

    "oglum chp amasya'da en son secim kazandiginda ben genclik kollari baskaniydim"

    ve 68 yasinda, cok mutlu, hafif de cakirkeyif oldugu o anda gozleri doldu.

    babami 3 yildir goremiyorum. dogal olarak aramizdaki bag asiniyor. biraz once bu bagi cok kuvvetli hissettim. buna siz vesile oldunuz. hepinize cok tesekkur ederim.