ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
acun ılıcalı vs ali koç
-
(bkz: şeyma sen misin)
yaran inci sözlük entry'leri
-
baslik: 16 ay kızıl bi hatunla çıktım
1.entry: öyle kızıl kızıl diye yollara düşecek kadar bi numara yok. 2 hafta sonra alışıyo insan.
2. entry : eline kına yakmış beyler
14 sayfadir herkes @2 ye sukranlarini sunuyor.
reza'nın ebru'yu hadise ile aldatması
-
tamamen dolandırcılıktır. ebru gündeş ve reza tam film çeviriyorlar şu anda karşılarında aptal var tabi.
senelerce amerikaya git sin gelsin ebru gündeş talimatları alsın reza beyden. sonra seneler sonra biz ayrılcaz! yok ya. buna gerizekalılar inanır anca. ne hesaplar kitaplar yapıldı kim bilir!
aynı demet akalın okan kurt olayındaki gibi. okan kurt iflas ediyor. bunlar tutuşuyor avukatlarla görüşmeler vs. yalandan ayrıldık falan ki demet akalın a icra gelmesin. sonrasında tekrar beraberiz ayaklarına evlenmiyorlar birlikte yaşıyorlar. evlensenize lan dolandırıcılar.
bu ebru gündeş dahil savcılık soruşturma açması lazım kocası vatan hainliği ile suçlanıyor. ebru gündeş in yardım yatakliktan çoktan tutuklanması gerekli ama nerde işte. bu mal mülk nerde reza efendinin? ne yaptın onları ebru hanım? bunların hesabını ver önce!
fakir kaldın çünkü denemedin
-
üzerine başlık açmaya * değmeyecek söz.
ak-saray'daki efsanevi mahmud abbas karşılaması
-
ak-saray ruh ve sinir hastalıkları müsamere salonundan görüntüler...
ev arkadaşı diyalogları
-
gecenin 1 i herkes aç. dışarıdan yemek isteyecek enola.
enola: mehmet bu saatte neresi yemek yapar?
onlinedetector: ne yemeği lan? ana oğluna yemek yapmaz bu saatte
enola: ----------
bir gecede 270 liraya fırlayan el dezenfektanı
-
zor zamanda kenetlenen türk milleti bizi yine hiç şaşırtmadın.
uçak yolcusu çomarın yediği ibretlik dayak
-
bu mudur erkeklik? bu mudur delikanlılık? bir adama kaç kişi dalmışlar dövmüşler yuhhajajajjahhhahahaha
"nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" vecizesinin gerçekleştiği olay
edit: ilk satırlarda geçen "erkeklik" "delikanlılık" kelimelerinin bir üst entry ile daşşak geçmek için ironi içerdiğini anlamayan dallama yazarlara selam olsun...
dallamedit : içimin yağlarını eriten görüntülere sahne olan olay
türk filmi replikleri
-
gülen gözler
yaşar usta:sana kız vermem
vecihi: çok haklısınız ben de sizin yerinizde olsam vermem.
yaşar usta: peki öyleyse niye istiyorsun?
vecihi: neyi istiyorum efendim?
yaşar usta:kızımı istemiyor musun?
vecihi: aman efendim siz verdikten sonra niye istemiyim.
ekşi sözlük
-
1995 yılında hitnet yazılarımdan ilkini (bkz: #2940055) yazarken kullandığım saçma bkz'lara bakıp "içinde en saçma sapan şeylerin bile en ince ayrıntısına kadar var olduğu bir bilgi kaynağı olabilir mi?" diye düşünüp "yok be imkansız ahahha" diye gülüp geçmiştim.
1997 yılında disq'in irc'den yolladığı douglas adams'ın the hitchhiker's guide to the galaxy romanını bilgisayar ekranından okudum. "e ilk ben akıl etmemişim ki bunu" dedim.
1999 yılında ise internet'te içerik yayınlamanın zorluğu yüzünden ekşi sözlük'ü birkaç saate kodlayıp 16 şubat gecesi yayına geçirmiştim. o sırada ilk entry ne girsem diye düşünürken masamın üzerinde klavyenin yanında duran penaya gözüm takılmış ve #1'i yazmıştım.
bugün ekşi sözlük'ü her ay 19 milyon kişi ziyaret ediyor. her gün douglas adams'ın tüm romanlarının toplamı kadar içerik giriliyor. şimdi 1995 yılında düşündüğüm şeyin hayal edemeyeceğim kadar büyük boyutlarda gerçekleştiğini görüyorum. biz "2010'da sözlük" diye başlık açıp "mars'tan entry girilir hahah" gibi fantaziler kuruyorduk. 2010'u fırladık geçtik back to the future'daki geleceğe geldik bile.
20 yıl önce gülüp geçtiğim bir hayalin, hayal bile edemeyeceğim kadar büyük bir boyutta, hayal edemeyeceğim sonuçlara vesile olmuş olması beni her sene daha çok şaşırtıyor, hayran bırakıyor. her seferinde konunun benle pek de ilgili olmadığını daha iyi anlıyorum. ekşi sözlük'ün kültürü ve dinamizmi bir toplumun yıllardır açlık çektiklerinin, içine attıklarının dışavurumundan geliyor, benzersiz bir mizahla harmanlanıyor. pek çok şeyini tasvip etmediğim oluyor, kızdıklarım oluyor. ama bu dinamizmin bir benzerini başka mecralarda görmüyorum. tamamen bize ait, bizim kusurlarımızı eksiksiz taşıyan, bizi eksiksiz anlatan bir ortam.
umarım hikayemizin katipliğine uzun yıllar devam eder. 12 yıl önce dediğim gibi bir gün aniden ortadan kaybolsa bile sonrasında torunlara bahsedecek acayip bir masalımız olacağı kesin.
my week with marilyn
-
bekledigimden ve umdugumdan cok daha fazla begendigim, gercekten etkileyici film. gercekleri carpitmayan, alttan altta marilyn monroe'nun karmakarisik ic dunyasini anlayabilmenin asla mumkun olmadigi mesajini veren dogrucu davut bi film olmus bu. kit oyunculuk anlayisimla degerlendirdigimde michelle williams'in oscara en azindan aday olmasi gerektigini dusunuyorum. marilyn monroe gibi bi efsaneyi hayata gecirmek gibi zor bir gorevi layikiyla basarmis olmasi bi yana, monroe ile heath ledger'in hayatlarindaki paralellikler yuzunden bu rolun williams icin duygusal olarak da cok yorucu oldugunu goz onunde bulundurmak lazim. buna ragmen ustesinden gelmesi ve bu kadar basarili olmasi takdire sayan.
metrobüslerin moto kuryelere kalkan olması
-
aslında çok güzel ülkeyiz de bizi bu hale getirenlerin amk.