hesabın var mı? giriş yap

  • şimdi yarıçapı ve hızlanma eğrisi doğrusal olarak ilerleseydi, hızlanmanın yarattığı bükülmede bazı hüzmelerin paralel olarak azaldığı tespit edilirdi. buna karşın gerek mekanik eğrilme gerekse de tepkisel yoğuşma en üst düzeyde yaşanıyor. tabii buna evrenin genişleme hızı sabit değişken olarak dahil edilirse bu sefer de kütlenin neyi çekip neyi çekemeyeceğini net olarak bilemeyeceğiz. üşenmeden bu satıra kadar okuyan varsa özür dilerim, ne dediğimi ben de bilmiyorum. nasıl olsa bilen yok ya salla amınıyum.

  • bir kutuda duran bu bacı kuantum konusunu açıklamada önemli bir semboldür.

    kutuya bakarsan saldırıya uğramamıştır,
    bakmazsan gezide o potansiyel vardır.

    bacı aynı anda iki durumda da olabilir.

  • bu soruya maruz kalan erkek, yapılan değişikliği beş saniye içerisinde fark etmediği takdirde kendi kendini imha etmeye programlıdır.

    - bende bir değişiklik fark ettin mi aşkım?
    - sistem geçersiz bir işlem yürüttü ve şimdi kapatılacak.

  • mühendisliğin ilginç bir bölümü. genel anlamda harita mühendisliği, evrendeki herhangi bir şeyin konumunu bir referans noktasına göre belirleyerek bize bu bilgiyi istediğimiz şekilde sunar veya bilgiyi kullanarak bize bu bilginin ürünlerini verir.
    jeodezi, fotogrametri, ölçme tekniği, kartografya, kamu ölçmeleri, uzaktan algılama ana bilim dalları bambaşka şeylerle uğraşabilmekte.

    öncelikle çok bilinen ülkemizdeki yaygın olan inşaat işi yapan ölçmeciler var. bu insanlar olmadan inşaatınızı yapamaz ve güvenceye alamazsınız. köprü, baraj,yol işlerinde büyük önem taşırlar. lakin iki taraftan başladığınız projenin ortada düzgünce buluşmasını ve doğru yere yapılmasını isterseniz. ayrıca basit bir ev yapımında da evin olması gerektiği yerde olmasını sağlarlar. onlar olmadan inşaat başlamaz ve tam olarak bitemez.
    ayrıca deformasyon ölçmeleri ile zamanla deformasyona uğrayan yapıları bu insanlar incelerler. baraj, köprü, gökdelen gibi yapılar zamanla tahrip olurlar. bunu belirleyen de haritacılardır.

    türkiye pek bilinmese de en iyi tapu sistemine sahip bir kaç ülkeden biridir. kamu ölçmeleri ana bilim dalındakiler ise bu işlerle uğraşırlar. yani kabaca bildiğiz arazi davaları, yerleşime açılacak olan yerler, tapu işlerinin hukiki boyutu ile ilgilenirler daha çok. bilir kişilik yapar ve bu alan üzerine çalışırlar.

    jeodezi, yer yüzü ve uzay ile ilgilenir. yeryuvarının değişimi, uzaydaki cisimlerin konumları ile ilgilenirler. örneğin depremler ve etkileri, yer kabuğu hareketleri, yıldız hareketleri, uydu hareketleri ile ilgilenebilirler. tabi bu uzmanlığınıza bağlı. deprem üzerinde çalışabileceğiniz gibi uydular üzerine de çalışabilirsiniz. yani o uyduların yörüngelerinin hesaplanması vb. üzerine detaylı olmasa da bilgi alırsınız. yüksek lisans ve sonrası için uzmanlaşabilirsiniz. gidip nasa'da (yeterice çalışkansanız) çalışabilirsiniz.

    ayrıca bildiğiniz gps tek anabilimin konusu olmasa da harita mühendislerinin sayesinde gelişmektedir.
    sürekli kullandığınız google maps'e türkiye haritalarını başarsoft yani harita mühendisliğini yaptığı işleri yapan bir şirket satmaktadır. ayrıca google maps bir web tabanlı cbs uygulamasıdır. yani coğrafi bilgi sistemi.

    eğer bilgisayar ile ilgileniyorsanız sayısal görüntü işleme gibi ilginç bir alana yönlenebilirsiniz. bu alan; kalp, kulak için 3 boyutlu harita yapmaktan tutun, fabrika içindeki bantlardaki hatalı ürünlerin çıkarılmasına kadar pek çok durumu kapsar. yapay zeka, bulanık mantık gibi dersleri alabilirsiniz.

    fotogrometri ile uydu fotoğrafları, cbs, uzaktan algılama, 3d modelleme gibi konular öğrenebilirsiniz.

    kısaca çok fazla alanı ve çok fazla iş alanı vardır harita mühendisliğinin. dünyada genelde bir alana yönelen enstitüler olabilse de ülkemizde bu hepsinden biraz verilerek, yükselme/yönelme lisan üstüne bırakılmış. (tabi geomatic engineer olarakta var) çok fazla bilinmese de, ya da tek bir alan ile bilinse de çeşitli bir bölümdür.

    diğer üniversiteleri bilmesem de ytü türkiye'de bölümün ilk kurulduğu ve bu bölüm için çok fazla şey yapmış hocaların olduğu okuldur. pek çok öğretmeni yurt dışında çalışmış, hatta bazıları alanının en iyileri ile çalışmış, sürekli yayın çıkartan, projeler yapan, dünyanın alanında en iyisi sayılabilecek konferanslara gitmiş/gidecek kişilerdir. bazıları ders anlatamaz, biri hakkında sapık söylentisi vardır, biri geç gelen öğrencilere çay aldırır ve babannesi ile sorunları vardır, başkasına bir sayfa yazı yazar 18 alırsınız ama iyi sayılan bir öğretim görevlisi topluluğuna sahiptir.

  • tarih bilgisi, belge diye sunduğu fotoğraftaki hayatını kaybeden anzak askerlerini şehit türk askeri sanacak kadar olan birinin hezeyanı. aynı kişi, anzak koyu ismine karşılık avustralya hükümetinin benzer bir kararla canberra yakınlarındaki bir sahile gelibolu ismini verdiğini de bilmez. savaşın kazanılmasında kilit rol oynayan komutanın savaştan sonra ölenleri düşman değil kendi evladı gibi gören zihniyetini de sevmez ama ona da iki çift laf söylemeyi arkası yemez. çünkü bunlar ne insanlıktan, ne centilmenlikten ne de hatalardan ders çıkarmaktan nasibini almışlardır. bunlar için ölen yalnızca müslüman, kutsal olan sadece kendi adamı, toprağıdır* . saygıdan, güzellikten mahrumdurlar. ee vermeyince mabud neylesin mahmut.

  • öncelikle bakınız

    avm yerleşim planı

    avm yerleşim planı

    evet hepimiz birer pinball topuyuz ve ordan oraya durmadan koşup puan topuyoruz. ama bu topladığımız puanlar aslında cebimizden çıkan paradır.

    avm'lerin yerleşim planı yaparken bu oyundan ilham aldıklarını düşünmekteyim. oyunun temasına göre topun çok gezindiği yerlerdeki puanlar küçük ama sürümden kazanarak çok iyi puanlar toplayabiliyorsun. (ne kadar çok puan o kadar giden para) yani kalabalık bölgelerdeki dükkanlar ucuz ve sürümden kazanıyor (muhtemelen bu zemin kat oluyor). ama hedefim büyük o yüzden ben topu en yukarılarda gezdireceğim dersen bir kaç deneme yapmalısın ki o zaman çocuk oyun alanı ve ortadaki ıvır zıvır standlarına da uğramadan geçemiyorsun. o da tenhada pahalı giynenlerin olduğu kısım oluyor. illa ki topu fırlattığımız yere sokan vardır. işte o da git git bitmeyen kolidorlarıyla tuvaletler yer alıyor. aslında topu o aşağıdaki 2 adet koldan geçmeyi başarırsak kaybetmiş dğeil kazanmış oluyoruz çünkü kapitalzm yuvası avm'den çıkmış oluyoruz.

    yok yeni modaymış, yok o daha şık giyinmiş, yok o mağazada indirim varmış, aaa aynı kazak karşı dükkanda ne kadarmış, vayy gelmişken buna da bakayım, vitrini güzel buna da gireyim, hadi bir yemek, hadi bir tur daha atayım derken ordaki toptan hiç bir farkımız kalmıyor.

  • genelkurmay açıklamasına göre bizim ordumuzdur.

    bkz: el siki görmeyen kendi sikini cezayir tüfeği sanarmış.

    not: kusura bakmayın, bu lafı kullanmanın zamanını kolladım yıllar yılı. artık zamânı gelmişti...

  • bazen böyle umutsuzluğa düştüğüm oluyor. okul, iş, aile vb. benden bişey olacak mı falan diye. sonra geliyorum chainard'ın entrylerini okuyorum keyfim yerine geliyor. diyorum ki bu adam bu beyinle bu yaşa geldiyse benim şu hayatta yapamayacağım hiçbir şey yok. teşekkürler chainard.