ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
orhan pamuk
-
pamuk romancılığını diğerlerinden ayıran şey kolaya kaçmaması. nedir bu kolaya kaçmamak derseniz, son yirmi yılda nobel edebiyat ödülünü kazanan yazarlara bakarsanız, hemen hepsinin, güvenli bir bölge yaratıp yıllarca o bölgeden çıkmadan, hep benzer tarzda eserler ürettiklerini, bir anlamda aynı eseri tekrar tekrar yazdıklarını görürsünüz. bir kaç örnek vermek gerekirse, mario vargas llosa, özellikle biyografik yapıdaki romanlarında hep benzer bir şablon izler, üslubu ve cümle yapıları küçük nüanslar dışında hemen hemen aynıdır. mo yan, en azından türkçe'de yayımlanan üç büyük romanında ve bu kitapların arasında dahil etmekte beis görülmeyecek, yüz sayfalık, ismi de ironik(!) biçimde "değişim" olan otobiyografik kitabında dahi, çin'in yirminci yüzyıldaki elli yıllık değişimini tekrar tekrar merkeze alır ve karakterler dışında bu kitapların özü hep aynıdır. patrick modiano, yıllardır aynı şeyleri geveler durur. paris sokaklarını arşınlayıp duran derinliksiz ve hiçbir kıymeti olmayan serseri yapıdaki karakterlerini merkeze alıp yazdığı hepi topu yüz, yüz elli sayfalık romanlarında, gerçekte hiçbir şey anlatmaz. herta müller, kitaplarında, inatla hep aynı şeyleri, çavuşesku döneminde yaşananları anlatır ve romancılığını tamamen bunun üzerine kurar, görece samimiyetsizdir. içlerinden bir tek john maxwell coetzee, kendisini belli şablonlar çerçevesinde sınırlamaz ve her romanında farklı bir akış ve deneyselliğe girişir. ki nobel alan romancılar arasında, romancılık anlamında orhan pamuk ile kıyaslanabilecek yegane yazar da kendisidir. ancak john maxwell coetzee dahi orhan pamuk kadar derinlikli romanlar yazamaz. çünkü her şeyden önce bu deneysellik kaygısı çok göze batar. bulduğu deneysel fikri romana yedirmektense, romanı bu deneyselliğe yedirmeye çalışmak gibi bir kaygı güder ve bu yüzden de sığ sularda yüzmenin ötesine geçemez. kendisi de bu durumun farkındadır. kendisini bir romancı olarak değil de, "kurgudan hoşlanan bir okur" olarak tanımlamasının temelinde de bu öz farkındalık yatar zaten. tekrar orhan pamuk'a dönecek olursak, tek bir yazar gösterin ki, yirmilerinin ortasında, neredeyse tolstoy romanları ile kıyaslanabilecek kadar başarılı, klasik yapıda bir roman yazmış olsun. bir yazar gösterin ki, bu ilk romanından kısa süre sonra, william faulkner romanlarıyla kıyaslanabilecek kadar derinlikli bir modernist roman örneği vermiş olsun. bir yazar gösterin ki, cervantes'in osmanlı esareti sürecinde yaşadıklarından hareketle, ayna metaforunu kullanarak, hem de hepi topu yüz yirmi sayfada, postmodernizmin en iyi metinlerinden birini yazmış olsun. peş peşe, kara kitap, yeni hayat ve benim adım kırmızı gibi üç devasa roman yazabilmiş tek bir yazar gösterin de biz de okuyalım.
fernando muslera
-
sezonu anca 5.-6. bitirebilecek bir kadronun sezonu üç kupayla bitirmesini sağlamış müthiş kaleci.
bütün entry'lerini silen yazarlar listesi
-
bu entry dursun yalnız. yalnız yazmayı burada öğrenmiştim ben mesela.
edit : olay virütik bir hal aldı eksiduyuru'ya da sıçradı.
13 nisan 2023 hilal kaplan ifşa
-
"kim ki size ahlak satmaya kalkışır, biliniz ki en ahlaksız o kişidir.." sözünün bir kez daha tescillendiği ifşa.
29 şubat 2020 kahramanmaraş olayları
-
suriyelileri ulkeye doldurani elestirdiginizde sizi de vatan haini olarak ilan edecek insanlar tarafindan gerceklestirilmistir.
isveç şurubu
-
yaklasik 10 yildir evimizde her derde deva olarak kullanilan; ve gercekten de her derde deva oldugunu birebir deneyleyerek gormus oldugum karisim.
havamiz ya da suyumuzdandir (olsa gerek); turkiye'de yapılan isvec iksirleri, simdiye kadar denedigim butun alman, amerikan ve isvicreli (isvec degil) versiyonlarindan kuvvetli ve basarili.
(altin madalya aktar markasına, teselli odulu de arifoglu'na gidiyor)
en guclu ve etkili haline evde yapilarak ulasilabilir. (arifoglu'nun hazir isvec surubu/iksiri paketlerinden alınıp icindeki cici otlar truva konyak icinde bekletilir. karisim 15 gun sonra kullanilabilir, ama ne kadar bekletseniz o kadar iyi. yillar boyu iksirinizi hep ayni kabin icine "kurdugunuz" takdirde elinizde bir super-iksir olusacak; bu ozu, kurmaya yeni basladiginiz karisimlari kuvvetlendirmek/tepkimeyi hizlandirmak icin kullanabilirsiniz.) (paketten hazir ot almak istemiyorum diyorsaniz, sizleri misir carsisi'nin en basarili ve koklu aktarlarindan adnan bey'e havale ediyorum. carsi'da kime sorsaniz dukkanini gosterir.)
sözlükçülerin karşılaştığı efsane yobazlıklar
-
halk otobüsünde kulaklıkla kısık sesle müzik dinlerken, yanımda oturan elemanın beni dürtüp "ezan okunuyor" demesi.
istifimi bozmadan ortama kulak kabartır gibi yapıp, "evet ezan okunuyor" diyerek kulaklığımı geri taktım.
yolun geri kalanı boyunca bana yüzünü bile dönmedi. *
25 aralık 2020 ercüment ovalı'nın aşıyı bulması
mikasa futbol topu
-
dışı plastik, içi çimento kaplı. ağız da dağılıyor.
düğün salonu klişeleri
-
- abi bize pasta?
- geliyor şimdi.
bi kere de "bizi atladılar galiba" stresini yaşatmayın lan!
deniz tarağı yengeç ıstakoz üçlüsü
-
spongebob squarepants'in kahveden okey arkadaşları.
.
gheorghe hagi
bir kedinin neden olduğu en büyük maddi zarar
-
trafoya girmek ve secimin anasini aglatmak