hesabın var mı? giriş yap

  • "otisabi"

    ipe sapa gelmez
    saptan ipe gitmez
    topluma mal olmaz
    daldan dala konmaz

    sabi sabi sabi sabbirini
    oti oti oti oti otisabirani

    havadaki kuşlar
    klavyeyi tuşlar
    banyodaki duşlar
    sıcak suyla haşlar

    oti oti oti oti otttirini
    sabi sabi sabsabbarani

    aristoyu andın
    tiridine bandın
    güllaç güllaç güllaç
    sütlaç sütlaç sütlaç

    sabi sabi sabi sabbirini
    oti oti otissa bararani

  • inşaat mühendisi olarak "bir fayans ustası ne kadar farklı çalışabilir ki?" düşüncesi ile inceledim. tesviye tabakasındaki mikro pürüzleri traşlaması ve tozu süpürmesi ile başlayan video, burada laminat parke ve kısmen pvc haricinde kullanılmayan şilteleri sermesi, kapı çerçevesini kesmesi, köşeden başlayıp "olduğu kadar" düşüncesi ile hareket etmeyip yerleşim tasarımı yapması ile devam etti. fayans ustalığında alman ekolüne saygı duydum, kendimi iş makinesi izleyen insanlar gibi hissettim.

    şu anda bile saatte bu disiplinle 36,80 metrekare** hız ile çalışıyor ancak allah rızası için biri kendisine lazer metre ve lazer su terazisi hediye ederse, fayans döşemenin usain bolt'u olabilir.

    (bkz: yarın gel başla)

  • ilk atandığım zaman bana bir hikaye anlatmışlardı 7 sene erzurum’da görev yaptım .
    kimisi bunun fıkra olduğunu söylüyor ama 7 yıl sonunda bende bu hikayeyi yaşadıklarımın özeti olarak görüyorum.
    hikayemiz şu;

    mahallede iftardan sonra 2 genç parkta içki içtikleri iddasıyla üzerlerine iftira atıyorlar . gençler bunu inkar ediyor ama ocaklardan sağdan soldan toplanan elemanlar parkta içki içiliyor mevzunu duyan geliyor.ve linç girişimine dönüyor polis tomayla müdahale ediyor fakat kimin taraf kimin mağdur olduğu anlaşılamıyor , kafa göz dağılmış 3-5 kişi var ve herkes mağdur durumda herkes şikayetçi.

    hastane’de tedavi altına alınan kişilerle beraber 21-22 kişi olaya karışıyor . sonun savcı alkol testi yapın çıkan iki kişi mağdur diğerleri saldırgan taraf olabilir diyor.
    fakat hastanede kanında alkol tespit edilen 7 kişi çıkıyor.

    yane iftar saati parkta içki içtiği iddia edilen kişileri içki masasından kalkan 5 kişi daha dövmeye gidiyor.

    işin saha kötü senaryosu içki içmeyen iki genci içki içtiği gerekçesiyle 7 sarhoş dövmeye gidiyor ramazan da nasıl içki içersiniz diye.

    bu da böyle bir anım.

  • düşünsenize adamın birisi geliyor 100 yıl önce ülkeyi kurtarıp
    yetmezmiş gibi bir de bu habeş maymunları gibi olmamamız için ön görülerde bulunup dinle devlet işlerini ayırıyor
    sonra 2021 yılında başkaları gelip 100 yıl önceki halimize dönelim deyip din tüccarlığı yapıyor
    aklın mantığın bittiği noktadayız.

  • --- spoiler ---

    -sahne 1-
    d&r internet sitesinde belirli video oyunlara 29 lira fiyat koyduğu kampanyayı duyurur.

    -sahne 2-
    oyundan/oyunlardan son tüketici birer tane sipariş eder. öte yandan kurnaz spotçu 50 tane sipariş etmektedir.

    -sahne 3-
    50 kişiye birer tane oyun yollamanın, bir kişiye 50 tane oyun yollamaktan daha pahalıya patlayacağını anlayan d&r ürünlerin faturalanmasını adet sayısı çok siparişten aza göre sıralar ve neredeyse tek kutu sipariş eden tüm müşterilerin siparişini iptal eder.

    -sahne 4-
    d&r gelen tepkiler üzerine "kusura bakmayın stokta olmayan ürününün beş gün boyunca kampanyasını yapmışız da biz. ama zaten hiç kimseye göndermedik." diye masal okurken öte yandan çeşitli ikinci el sitelerinde spotçular aldıkları ürünleri 75 liradan satışa koymaktadır.
    -son-

    işte az gelişmiş ülkelerde ticaret ahlakının ırzına böyle geçilir.
    herkese iyi seyirler.
    --- spoiler ---

  • lexus'un ilk arabası..

    ls400 modeli tasarlanırken hiç bir harcamadan kaçınılmamış, döneminin lüks sayılan araçları olan mercedes-benz, bmw modelleriyle rekabet edebilecek bir araç olması planlanmıştır.. bu araçta hiç bir toyota parçası bulunmamaktadır.. geliştirilmesinde tam 60 tasarımcı, 1400 mühendisin oluşturduğu 24 ekip, 2300 teknisyen görev almış, yaklaşık 450 prototip yapılmış ve bunların maliyeti 1 milyar dolardan daha fazla paraya mâl olmuştur.. bu proje için resmen açık çek verilmiştir, belli bir bütçe planlanmamıştır, günümüzün sikindirik plaza diliyle "deadline'i şu zaman" diye belirli bir zaman sınırlaması da verilmemiştir....

    450 prototip neredeyse 3 milyon kilometre yol yaparak kuzey avrupanın karlı kışlı yollarından amerika'nın arizona sıcaklarında pişen yolarına, suudi arabistan çöllerinden, avusturalya'da allah'ın unuttuğu yerlere kadar dünyanın her yerinde her türlü zorlu koşullarda test edilmiştir..

    hatta amerika'ya bir ekip gönderip amerikan halkının araç seçiminde nelere önem gösterdiği, araç kullanırken nelere dikkat ettiği, nasıl kullandığı, halkın nasıl yaşadığı gibi saha araştırmaları bile yapmıştır..
    400 milyon dolar gibi bir para harcayarak 4 litre v8 1-uz-fe kodlu motoru geliştirilmiştir.. ve bu motor oldukça sağlam ve güzel bir motordur..

    döneminin otomobil dergilerinde bmw ve mercedes'in muadili modellerinden daha iyi olduğu belirtilmiştir..

    1991 yılında üretilen nesillerinin üst paketlerinde piezo tems adı verilen elektronik kontrollü havalı (air suspension) yarı aktif süspansiyon sistemi vardır ki bu döneminin oldukça ötesindedir.. günümüzde benzer, bilinen sistem olan airmatic bile bundan tam 8 yıl sonra mercedes tarafından yapılmıştır..

    kral arabadır.. üzerinde çalışılmıştır, uğraşılmıştır..

  • usain bolt'un 9.58'lik rekorunu kırmaktır. askerde keyif verici madde kullananları ortaya çıkarmıştır.

  • simsiyah teni, kusursuz fiziği ve akıl almaz güzelliği ile bir mülteci kampından dünyanın prestijli podyumlarına uzanmayı başaran sudan'lı model, namı diğer karanlıklar kraliçesi.
    nyakim çocukluğunu afrika'daki bir mülteci kampında geçirmiş. sudan'da devam eden savaş nedeniyle annesi, daha o doğmadan önce ülkeden kaçmış. büyük abisini bu kanlı savaşta kaybeden modelin küçük kardeşi de iç savaşta yaralanmış. bu kanlı coğrafyadan kurtulmak umuduyla ailesi, amerika'ya gitme kararı almış.
    ten rengi nedeniyle çocukluğundan beri zorbalığa maruz kalan nyakim gatwech, "özgürlükler ülkesi"ne gitmesinin ardından da sorunlarla boğuşmaya devam etmiş.
    amerika'daki okul yaşamında ten rengi nedeniyle alay konusu olan nyakim, arkadaşlarının ve sokakta görenlerin ten rengiyle dalga geçmesi nedeniyle duygusal bir çöküntü yaşamış ve bir çok kez ten rengini açmak için çeşitli operasyonlar geçirme kararı almışsa da, ailesinin izin vermemesi sonucu vazgeçmek zorunda kalmış. nitekim ilerleyen zamanlarda ten renginin bir lanet olmadığını, utanılacak bir şey olmadığını kavrayan model, bunu bir avantaja dönüştürmeye karar vermiş. instagram üzerinden başladığı serüven, nyakim gatwech'i bugün bir moda ikonu olma noktasına taşımış. şu an minneapolis, minnesota'da yaşayan gatwech hem moda sektöründeki çeşitliliği, hem de dünyadaki siyahi haklarını temsil ediyor. nyakim, dünyadaki birçok kadına, kendi eşsizliğini kabul etmek, kendilerini sevmek ve saygı duymak için ilham veriyor, çünkü ona göre her kadın kendi tarzında harika. instagram'daki bir paylaşımının altına düştüğü not, onu başarıya taşıyan bakış açısına ayna tutar nitelikte: "siyah gözüpektir, siyah güzeldir, siyah altındır... amerikan standartlarının afrika ruhunuza zarar vermesine izin vermeyin."
    modanın ve ona yön veren güçlerin tek tip güzellik ve tek elden çıkmış güzeller yaratma propagandasına karşı önemli bir duruştur nyakim gatwech. bugün beden ölçüleri, giyim kuşamları, saç şekilleri ve daha pek çok özelliklerini moda sektörünün dayatmasıyla belirlemek zorunda hisseden kadınlar için bu hayat hikayesinden çıkartılacak önemli dersler olduğunu düşünüyorum.

    nyakim gatwech instagram

  • tanıdık bir iş yeri var, patron akrabamız. ben de bir süre çalıştım.

    patron türkiye şartlarında iyi biri. 7 kişilik kadro, lise mezunu olması ve çok parlak olmamasına rağmen (marketten pil yerine pinpon topu alan cinsten) patron asgari ücret üstü maaş verir. öğle yemekleri şirketten, fazla mesai ya bir etkinlikle (dışarıda yemek) ya da harçlıkla karşılanır vs.

    böyleydi demek daha doğru çünkü son iki sene bu çalışanların maaşları asgari ücrete yakınsadı, haftada bir çıkan etli öğle yemeği ayda bire düştü, artık doğum günleri mado'da değil iş yerinde ucuz tatlılarla kutlanıyor. yakında bunlar da gidecek, hatta kadroda küçülme bile olabilir.

    kısacası şirket, çalışanıyla patronuyla enflasyon karşısında ezildi. bu durumun tek doğrudan sebebi ise hükümetin ekonomi politikası. büyük şirketler milyarlık krediler alabilirken, vergi borçlarını affettirirken, kaçak işçi çalıştırırken; işini kanuna göre yapan küçük işletmeler can çekişmekte. çalışanların durumu daha feci, eğer ailesiyle veya sahip oldukları evde yaşamıyor olsalardı hiçbiri devam edemezdi. ülkede o kadar verimsiz bir ekonomik sistem var ki evde boş boş duran adam çalışandan daha iyi durumda, en azından yıpranmıyor.

    bu tip süreçler bir iki sene sürse hadi dişimizi sıkalım diyebiliriz ama durum hiç öyle gözükmüyor.

    sadece bir gözlemde bulunmak istedim.

  • bu ehliyetsiz barzolar yüzünden 2 kişi hayatını kaybetmiş ve insanlar twitterda siyasileri etiketleyerek adalet arıyor. başka türlü adaletin olmayacağını herkes farkında.

    ülkenin geldiği durum budur.