ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
22 aralık 2020 apple'ın otomobil üretme kararı
-
"doğayı korumak" adına tekerlekleri ayrı satacağını düşündüğüm firmanın girişim iddiası.
denizde ölmek türkiye'de yaşamaktan daha iyi
-
bu cümle spiker ile suriyeli mülteci arasında geçen aşağıdaki diyalog içerisinde kurulmuştur. utanarak izliyorum.
- neden avrupa'ya gitmek istiyorsunuz? bu dalgalı denize şişme botla girmek bile bile ölüme gitmek demek değil mi?
+ ne yapalım abi, para yok, iş yok, açız.
- nereden geliyorsunuz?
+ istanbul'dan. istanbul'da herkes çalıştırıyor, kimse para vermiyor, yemek vermiyor abi. günde 14-15 saat çalıştırıyorlar, kullanıyorlar. suda ölmek burada kalmaktan daha iyi abi.
hani nüfusunun %99'ı müslüman olan türkiyemiz var ya. hah. işte o türkiye'den bahsediyorlar.
tekrar piyasaya sürülse yok satacak ürünler
-
ince rotring kalem.
game of thrones'un en iyi repliği
-
arya stark'ın frey hanesini feci şekilde yok ettikten sonra sağ bıraktığı tek kadına söylediği;
''insanlar sana burada ne olduğunu sorduklarında onlara 'kuzey unutmaz' de..'' *
26 nisan 2021 tam kapanma kararı
-
esnaf sandığa giderken şu sözleri unutmasın dediğim açıklamardır.
''allah'a hamdolsun ki bu salgın günlerinde kongremiz lebaleb dolu. ''
passat'taki tasarım hatası
-
aşağılık kompleksli yazarların yine hata yerine hatayı dile getireni linç etmeye çalışacağı başlıktır.
bu kadar aşağılık kompleksli olmak için özel çaba sarfetmek lazım, kendi kendine olmaz.
genç arkadaşlarım, hayatınızda başarılı olmak istiyorsanız kendinize güveneceksiniz, ekşideki bu aşağılık kompleksli yazarlar gibi ezik olmayacaksınız.
rönesans avrupalıların roma ve yunan medeniyetine karşı hissettikleri aşağılık kompleksinin yıkılmasıyla başladı. türkiye'de de bir şeyler düzelecekse öncelikle bu aşağılık kompleksinden kurtulmak gerekiyor.
edit: rönesansı avrupa'nın roma ve yunan uygarlığına karşı duyduğu aşağılık kompleksi ile ilişkilendirmek benim kendi ortaya attığım bir fikir değil arkadaşlar, john gribbin'in bilim tarihi isimli kitabında yaptığı bir tespit.
çankaya'daki bilardo masası neden eleştirilmiyor
-
(bkz: pilarda oynailer)
balıkesir'de kaportacılık yapan vatandaşın isyanı
-
filistin bayrağı alıp konvoya katılsaydı ceza yemeyecekti halbuki. şans işte.
filistin protestosu serbest, çocukların karnını doyurmak yasak.
hayatın en güzel yıllarını vasat geçirmek
-
daha da kötüsü aslında bunun farkında olmak; ama içine doğduğun hayatın uyuşturucu durgunluğuna kapılıp savrulmaktır.
önce iyi bir eğitim almadığını bilirsin içten içe; ama tutulduğun yarışın anlamsızlığının farkında olmama rağmen düzene boyun eğip vasat bir insan olursun.
insanlar bir yerlerde hayatını yaşarken, boş insanların boş muhabbetlerini dinlemek zorunda kalırsın; dinlemezsen yalnız kalırsın ve asosyallikle suçlanırsın; dinlersen de bombok kafalı biri olursun.
bu düzen üzerine bir pislik gibi yapışır. silmeye çalıştıkça daha çok bulaşır; öyle kalakalırsın. ilişkiler yüzeysel ve vasattır. öyle dandik bir çevren vardır ki, iyi bir şeyler yapmaya çalışmak demek, delirme noktasına gelinceye kadar ödün vermek demektir. sorgulayan bireyler, hem aşağılanır, hem yalnız bırakılır, hem de ümitsizlik içinde boğulmasına göz yumulur.
garip, kasvetli ve kötümser bir yorum gibi görünebilir ama değildir; çünkü bu toplumsal zehrin kendini nasıl da felç ettiğini bazen çok geç anlarsın; bazen de hiç anlayamazsın. umutsuzluk bir yandadır; ortağım doblo'yu x'e sattım; beylikdüzünden y saatte geldim; bilmemneyi gördün mü survivor'da elendi iyi oldu diğer taraftadır.
ilginç bir boktur bu anlatmak zor.
11 aralık 2020 türkiye-iran gerilimi
-
adam resmen problem oğlum. gittiği yerde problem yaratıyor.
getirirseniz başımıza otobüs şoförünü diplomasiyi 20 senede öğretemezsiniz.
kalitesizlikten midemin bulantısı dinmiyor artık
edit: çaylak troller mesaja boğuyor, sövüyorum bilginize
ilk kez otomatik vites araç süreceklere tavsiyeler
-
sol ayak yok, sol ayak yok, sol ayak yok..
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
demokratik anayasa mitingi, yer kadıköy.
elinde megafonla biri soruyor : ne istiyoruz ? topluluk cevaplıyor : özgürlük
tekrar soruyor : ne istiyoruz ? cevap : demokrasi vs.
megafoncunun istek soruları bitince , kenardaki sucu bağırıyor :
- peki yok mu su isteyen ?