ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sabire meltem banko
-
eller ayır sabire
yollar ayır sabire
yıllar ayır sabire
biz ayrılamayız.
deniz tarağı yengeç ıstakoz üçlüsü
-
spongebob squarepants'in kahveden okey arkadaşları.
.
sözlükçülerin en anarşik hikayeleri
-
bi keresinde dişlerimi fırçalamadan yatmıştım..
türkiye vücut olsa hangi şehir hangi organ olur
-
bilecik = dalak
- dalağı aldırdım abi
- dalak ney lan? normalde nerde ki o? bi eksikliğini hissediyor musun?
iğrenç bir ankete alet oluyormuşum hissi var ama yazmadan edemedim.
mesajlara ve telefonlara cevap vermeyen kız
-
bildiğim en etkili yol ailesi ile yaşıyorsa "eve geliyorum!" mesajıdır. anında arar.
- sen nasıl bir manyaksın yaa... sakın bak öyle bir şey yapayım deme!
o hengamede bağladın bağladın.
emre bukağılı'nın suç duyurusuna bakanlıktan ret
-
yeaaahh gururla karşınızdayım sayın sözlük ahalisi.
olay şu:
"sedat kapanoğlu ve 40 kişiye hapis talep edilmesi" başlığına konu davada ali emre bukağılı sözlük yazarı olan müvekkilim hakkında da şikayetçi olmuştu. detayları geçiyorum. duruşmada beyanım aynen şuydu:
"efendim bu beyanımın özellikle tutanağa geçmesini istiyorum. çünkü buna da dava açabilirler. "müvekkilim felsefecidir, müvekkilimin yazdıklarını anlayacak entelektüel birikime ve donanıma sahip olmayanlar tarafından söyledikleri yanlış anlaşılarak hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur."
sonrasındaki diyalog da şuydu:
ali emre bukağılı'nın avukatı: tutanağa geçsinnn!!!! tutanağa geçsinnn!!!!
avasas: ben de zaten tutanağa geçmesini istiyorum:)
işte bunun için suç duyurusunda bulundular. beyefendiye hakaret etmişim, cahil imasında bulunmuşum. kendisi mühendismiş, yüksek lisans yapmış bla bla. suç duyurusu üzerine savcılık benden yazılı bilgi aldı ve dosyayı soruşturma izni için adalet bakanlığı ceza işleri genel müdürlüğü'ne yolladı. işte bugün aldığım bilgiye göre, bakanlık soruşturma izni talebini reddetmiş.
şimdi ben ne yapayım? bu muhtereme 1 kuruşluk sembolik manevi tazminat davası mı açayım?
eve hiç alınmadığı için büyüyünce tanınan şeyler
et yiyenlerin katil olmadıklarını iddia etmesi
zenginlerin şıp diye kilo verebilmesi
-
ilaçla falan alakası yok. zenginlerin kendileri ile ilgilenmek için zamanları var.
sabah 8'den akşam 6'ya kadar iş yerinde sömürülen bir canlı, üstüne gidip nasıl spor yapabilir, kendine bakabilir? zaten zenginleri zengin yapan şey, sahip oldukları zaman, ve onu istedikleri gibi planlamaları. para değil.
market yoğurdu sağlıklı mıdır
-
cevabı ev yoğurdundan daha sağlıklıdır olan sorudur. düzgün, soğuk zinciri kırılmamış, tarihi geçmemiş, testleri yapılmış, bilindik markalardan alınmış yoğurt evde yapılan yoğurda göre her tür kontrolü yapılmış, süreci sterilizasyon açısından tamamen kontrol altında üretilmiş yoğurttur.
doğallık safsatası peşinde koşup bir şey bilmeden konuşan trenderlara itibar etmeyiniz.
bir şeyin bozulması iki faktöre bağlıdır:
1- içinde çoğalacak zararlı organizma olması
2- organizma varsa koruyucu olup olmaması
insanlar koruyucu varlığından endişe duydukları için bozulmayan her şeye "koruyucu var" gözüyle olumsuz yaklaşıyorlar halbuki yoğurt ve süt ürünlerindeki pastörizasyon*, uht vb prosesler çoğalıp bozulmaya neden olabilecek organizmaları yok eder ve ekstra koruyucu gerektirmez. sizin ev yoğurdunuzun çabuk bozulması koruyucu olmaması açısından iyiyse de siz yine de çoğalabilecek organizmalar olduğundan zamanında tüketmeye ve iyi koşullarda saklamaya dikkat edin.
30 yaşını geçip hala üniversiteli gibi yaşayanlar
-
27 yaşında olup hala liseli gibi yaşadığım için beni germeyen durumdur.
evden çıkarken annemden izin istiyorum bruh.
edit: 30 oldum, durum hala aynı.
edit2: 31 oldum, durum daha da beter.
edit3: 32 oldum, korkuyorum beyler :(
edit4: 33 oldum...
edit5: 34 yaklaştı hala aynı, artık editlemeyeceğim beyler.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
evde makarna yapılır. bol salçalı.
eh yoğurt yok.
anne lavabo altındaki boşluktan coca cola 1 litrelik şişelerini aldırır bakkala gönderir. şişeleri satar yoğurt alırsınız.
bir tencere makarna ve yanında yoğurt ile doyarsınız. babanız akşam "aaa eve para bırakmamış mıyım" der. (o da biliyordur bırakmadığını) maaşı ilk aldığı gün eve saralle gelir ve 2-3 gün olmadan su bardağı sayınız bir adet artar.
edit: imla.