hesabın var mı? giriş yap

  • metal külliyatı derya deniz olduğundan, eskiden günde 10 defa dinlenilen albümler bile unutulabiliyor. sonra bir yerden esiyor ve tekrar dinlemeye başlıyor. ulan nasıl olur da yıllardır bu albümü dinlemem diyor insan. an itibariyle tam da bu olayı yaşamaktayım efenim.

    extreme aggression'a gelirsek, tek şarkı bile ortalama değil, albüm baştan sonra taramalı tüfek resmen.*

    not: bu albümü tekrar dinleyince aklıma keyif bar ve barkod'da çılgın attığım, headbang kaynaklı boyun tutulmaları yaşadığım günler geldi lan. ağlamakla çıldırmak arası bir hissiyat emenike.

  • tefsirini de yapayım tam olsun:

    her şeyden önce bu bir kefenini sırtında taşıma hikayesidir.

    eskiden dervişler kefenlerini sırtında taşırlarmış ki ölüm, dünyanın geçiciliği aklından hiç çıkmasın, herkes de bu hakikati hatırlasın. kefeni sırtında taşıma hikayelerinin en ünlüsü de ortaokul tarih derslerinde öğrendiğimiz üzere 50 bin askeriyle 400 bin kişilik orduya saldırmadan önce kefenini sırtlayan alparslan'dır*. kısacası bu bir "ölüme hazırım" mesajıdır.

    bu geleneğin 20. yüzyıla uyarlanmış hali de sıcak havada bile ceketle gezen, dervişvari yaşam tarzından dolayı kul lakabı takılmış bir kişidir. insanların anlam veremediği bu ceketin hikmeti ortada kalan cesedin üstünü kapatmakta kullanılınca cümle alem tarafından anlaşılmakta, ceketin sırta gömlekle takım olsun diye değil kefen vazifesi görmek üzere giyildiğinin farkında varılmaktadır.

    ya kısmet, ya nasip meselesine gelirsek; kısmet ile nasip arasında şu fark vardır: kısmet belki olacak belki olmayacak olay için, nasip ise kesinlikle gerçekleşecek olan ama kime veya ne zaman denk düşeceği belli olmayan olaylar için kullanılır. o zamana kadar yatmadan önce "sabaha ya kısmet" demesinde 'uyuyup da bir daha uyanmamak var' hikmeti, her sabah kalktığında "ya nasip" demesinde de hem gün başlayınca rızkını çıkarmak için çalışmaya başlama besmelesi hem de 'bakalım ölüm bugün kimin kapısını çalacak' sorusu vardır.

    münzevi bir hayat süren kul ahmet'in yatmadan önce ve uyandıktan sonra ne söylediği mahalleli nereden biliyor orasını ben de çözemedim yalnız.

  • başlığı altında %9 alkol oranlı xtra shot'tan 4 tane içip %36'lık alkol aldığını sanan, yüzde kelimesinin anlamını bilmeyen gerizekalıları ortaya çıkarmış olan biradır.

  • lan çayı şekersiz içmenin kaloriyle alakası yok yok. çayı şekersiz içtin mi tadını daha iyi alıyorsun. şekerlisi şerbet gibim bir şey oluyor.

  • turkiye cumhuriyeti himayesi altinda olan bazi o.clarida bu orgutun yaptigini bizde yapmaliyiz diye kameralar karsisinda demecler veriyor alin size iliman siyasal islam .

  • üstteki debe entrysinde sanılanın aksine filmleri kestiğini sanmadığım platform. madem ki mubi’ye abone olacak kadar sinemayı seviyorsunuz size bir şey öğreteyim. dijitalde izlediğiniz her film (35 mm) sinemada izlediğinizden daha kısa sürer.

    sinema filmleri, özellikle dijital olmayan ve filme çekilen eski filmler saniyede 24 kare çekilir ve gösterilir. bu filmler videoya aktarılırken ise 25 kare kaydedilir. yani her saniye için 1 kare fark vardır. video filmi daha hızlı oynatır ama bu gözle fark edilmez.

    bu demek ki her 24 saniyede 1 saniyelik sapma var. 99 dakikalık filmde 247,5 saniyelik sapma var. bu da eşittir 4 dakika 8 saniye. bu da sinema gösterimi 99 dakika olan filmin videoda 94 dk sürmesi için yeterli bir sapma.

  • koreli bir kız ''omg beautiful city ... have a good one ^_^'' yazmış altına.

    ya biz hariç dünyanın ölümüne iyimser olması ile açıklanır bu durum, ya da bu kızımız kore'nin çemişgezek ilçesinden.