hesabın var mı? giriş yap

  • dizinin özellikle 2002-2005 arası yayınlanan bölümlerinde aslında haluk-meltem ve selami-gönül ikilisi 2000'ler türkiyesi'nde orta-üst sınıfın halini ve idealini cizmiştir.

    o kadar cok örnek ve detay var ki buna dair, mesela dizide haluk ve selami'nin taktığı saatler genelde rolex hatta haluk tek model takıyor genelde: rolex submariner. herhalde biraz kariyerli iki mühendis bu sekilde bir hayat yasıyordu diye düşünüyorum bugün izlediğim yerden.

    meltem ve gönül özelinde bakarsak kentli, aydın ve ekonomik özgür türk kadını güzel islenmiş. burda da yine çantalar louis vuitton gibi ikonik ama okumus yazmıs beyaz yakanın ulastıgı markalar.

    meltem, gönül ve selami tam kentli beyaz yaka. sergiden sergiye, suare kokteyl ne varsa geziyorlar. geri kalan haluk olmus. o da ''anadolu'dan gelen zorluklarla okumuş ve daha iyi bir hayata kendini özünü kaybetmeden atmış adam'' profili ciziyor.

    yasım yetmiyor, belki de türkiye'de 2000'ler basında çalışan kariyerli beyaz yaka
    gercekten de böyle bir hayat sürüyordu bilemiyorum. 20 yıl sonra baktıgımız yerden ulaşılmaz görünüyor bizlere.

  • belki de gelir la bi gün.

    benimki geldi mesela. gitti bi gün, gelebilecek durumdaydı ama gelmedi çok uzun süre. ben de hiç gitmedim. o da gelmedi. çok zaman geçti, 8 yıldan biraz fazla.

    sonra bir şey oldu, ne olduğunu anlamadım. o da anlamamış.

    geliverdi. geldi değil, tam olarak geliverdi.

    o kadar yıllık susamışlık, o kadar zamanlık eksiklik. eve dönmüş gibi olduk, çook uzun bir seyahatten sonra kendi koltuğumuza uzanmış gibi. hani kendi evinin kaloriferi bile başka ısıtır ya, öyle.

    şimdi neden gelmedi diye sorgulayıp bok etmek de var her şeyi, koltuğa uzanıp o muhteşem sıcaklıkta ısınmak da.

    uzandık ısınıyoruz. dönüp baktığında gördüğün şey şaka gibi geliyor, inanamıyorsun, inanamadığına sevinip tekrar bakıyorsun.

    belki de gelir, mevzu, gelmiyorken zamanını nasıl geçirdiğinle ilgili. ya gelirse, ne anlatacaksın?

    beklerken öyle yaşa ki, dönüp geldiğinde gurur duysun seninle, anlatacak bir şeylerin olsun.

  • 2006’da bizimkileri de böyle dövmüşlerdi. arap, türk fark etmiyor yani kazaklar için. boş yere içinize su serpilmesin.

    edit: 2004 değil 2006’da olmuş. düzelten arkadaşlara teşekkürler.

  • amortisör fiyatlarının yıllara göre dağılımı.

    diğer belediyeleri bilmem ama çankaya belediyesi bizlere mayın tarlası gibi yolları layık görmüştür. hele bir de yağmur yağdığında görün ortamı.

    düzenleme:
    "sokakları yapmayan ankara büyükşehir belediyesi. çankaya belediyesinin sorumluluğu yok" şeklinde mesajlar geliyor. arkadaşlar, yanlışım varsa düzeltin ama 12 metre ve daha geniş tüm caddeler büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda iken, geri kalan tüm sokaklar ilçe belediyelerindedir. bu bahsettiğim ilçe belediyesi sorumluluğundaki sokakların ne durumda olduğunu görmek isteyen ankara'lılar birlik mahallesi, güzeltepe mahallesi, yıldızevler mahallesi sokaklarında dolaşarak ne demek istediğimi anlayabilir.

    ankara büyükşehir belediyesinin ne kadar berbat bir hizmet anlayışına sahip olduğunu çankaya'da oturanlar biliyordur zaten. lakin chp'nin ağırlıklı olduğu bir bölgeye kötü hizmet vermek tam da onlardan beklediğim bir hareket. ama en azından çankaya belediyesinin kendi bölgesine iyi hizmet vereceğini umardım.

  • "hamsi bu sıralar çok trend" diyen bir insan. mevsimi geldi filan diyoruz biz ona halk arasında allahım yarebbim.

  • (bkz: güle güle viceroy)
    seni hiç unutmayacağım.

    edit: yalan habermiş amk. hayallerimi sktiniz ulan.
    (bkz: hoşgeldin viceroy)
    kırılmadın di mi canım viceroy? seni bırakır mıyım? vaysroyum benim, sana vikeroy diyenlerin allah evlerine ateşler salsın, viseroy diyenlerin yuvalarını başlarına yıksın.*

    edit2: oha, fotoşok değilse biri karfur fişi koymuş, 6,5 tl lan camel. sktir git vikiriy.