hesabın var mı? giriş yap

  • oldu olacak kuzey yarımküre bizim olsun, güneyde kadınlar kalsın. senede bir kez ekvatorda buluşalım, çiftleşelim. çocuklara da ronaldinho baksın.

  • milletvekili olma yolunda istifa eden 9 rektörün sadece 2 tanesi aday gösterilmiştir. (ethem tolga, durmuş boztuğ)

    geri kalan 24 akademisyen arasında aday gösterilen kişi sayısı ise 4'tür. (fazıl hüsnü, ahmet doğan, hüseyin yayman, emin zararsız)

    istifa edip, ''yeni türkiye'yi inşa edeceğiz'' diye mesaj atan akademisyenlere, bilim adamlarına (!) geçmiş olsun. yeni türkiye yolunda puahahahaha

  • bu geceki performanslarini izliyorum da, beyazdan kasitlari eroin olabilir. zira baska bir kimyasalla boyle bir kafa mumkun degil.

  • iyi deneme, ama çok eksikleri ve kör göze parmak rahatsız eden kısımları var.

    öncelikle tüm harry potter kitaplarının en öne çıkan özelliği kolayca okunur olmalarıdır. öyle ki ister 300, ister 750 sayfa olsun hiçbir harry potter kitabını uyuya kalmadan veya ne bilim acıkmadan vb elimden bırakmam. o derece insanı içine alır.

    bu abimiz ise klasik "türk yazar tribi"ne girerek hp evrenini betimleyecem diye kendinden geçmiş. bir odaya giriyorlar 2 paragraf odayı tasvir ediyor arkadaş. doloris umbridge'in yargılanma kısımlarında resmen gerekçeli karar okuyormuşçasına sıkıldım, naptın abi sen? kasma bu kadar ya.

    diğer bir can sıkıcı durum ise, yazar arkadaş hp evrenine biraz da "türklük" katmış. harry ve arkadaşları bir restorana gidiyor, yemek sonunda hesabı ödemek için kasaya doğru ilerliyorlar ve bingo! hesap tartışması çıkıyor! :) tanıdık geldi mi? "şiddetli bir hesabı kim ödeyecek tartışmasından sonra" diye yazmış bir de haspam. harry ödedikten sonra ron "eyvallah harry ama bidahaki benden darılırım" filan diyecek diye korkmadım değil hani.

    uzun lafın kısası, kesinlikle jk rowling'in anlatım dilini devam ettirmiyor. ama yine de hp özlemini bir nebze de olsa gidermek için okunabilir.

  • birçok annenin cahil, çocuğunun neye değer verdiğinden haberi olmayacak kadar ilgisiz ve çocuğunu birey olarak görmeyen, sahip olduklarına saygı duymayan kişiler olduğunu gösteren eşyalar.
    kusura bakmayın ama bu böyle. bir kere bir eşyanın maddi değeri olup olmadığını anlayamayanlara yorum bile yapmıyorum zaten. onun dışında ilgili bir anne çocuğunu tanır, değer verdiği şeyleri bilir. hadi onu da geçtim, çocuğunun eşyalarını ona sormadan atmayacak kadar ona birey olarak saygı duyar.
    okuduğum entryleri görünce yazarlarının yerine ben sinirlendim.

  • annenin gönül rahatlığıyla bebeği/çocuğu ona bırakıp gidebilir olmasıdır.

    ben 8.5 aylık bebeğimizi bırakıp bir iş için 1 haftalığına şehir dışına gitmiştim.
    bir arkadaşım kızı 9 yaşındayken kanser sonucu bu dünyaya gözlerini yumup öte aleme gitti.

    1 haftalığına ya da bir ömürlüğüne çocuğu babasına emanet edip giderken, gönlünün teli bile titremeyecek kadar güveniyorsa adama;
    yani annenin içi rahatsa o kadar,
    o adam baba gibi babadır bence

    anneye yavrusu hakkında "bensiz ne yapar" duygusunu hissettirmeyecek kadar babalığının altını doldurabilmiş tüm adamlara selam olsun.

  • cumhuriyetin kurulduğu zamanlar, yeni fabrikalar da beraberinde açılmış ama çalışmak isteyen işçi bulunamadığı için işçilerin en az 5 yıl çalışmaları karşılığında ayrılsalar bile alabilecekleri paranın teminatı olarak ortaya çıkmış bir şeydir bu kıdem tazminatı ve zamanla şimdiki halini almıştır. velev ki bugün kaldırılması gündemde, hal böyleyken bizler ötv’nin çok yüksek olduğunu, kaldırılması isterken. hükümet daha da tezat bir hareketle kıdem tazminatını kaldırmak istemektedir, bu ne yaman bir çelişkidir? bizleri yok etmek mi istiyorsunuz? kolayca işten çıkarılıp, taş mı kemirelim istiyorsunuz?! hiç mi vicdan, allah korkusu yok siz de? bu nasıl bir aymazlıktır, yardım et allah’ım!