hesabın var mı? giriş yap

  • alttaki yorumlar kahkahaya boğmuştur

    cuneydkulunkcuneydkulunk:
    lan bu toplumun bu eşitlikçi tarafını çok seviyorum. zengini de fakiri de denyo.

    gokhansev1gokhansev1
    kol kola girip beraber ölün bence

  • her gün işten eve giderken 3 bira alabilen insan bence zengindir. mesela ben zenginim kendi hesabıma göre. tam bir sefa pezevengiyim. fakir adamın sefası olur mu hiç?

    bir de bu 8'li, 250 ml'lik coca cola paketleri oluyor ya, mesela ondan alınca da çok zengin hissediyorum kendimi. galiba zenginim ben ya, şimdi düşününce yine zengin hissettim kendimi. zengin olmak çok kolay olm, niye abartıyonuz bu kadar?

  • taksi durdurup durdurup; ''abi orası kısa mesafe'', ''köprüyü geçemem, uzak'' laflarına maruz kalan dayım ile, durdurduğu başka bir taksici arasında geçen diyalog:

    dayım: (kapıyı açar) nereye gitmek istersin?
    taksici: !? anlamadım abi:/
    dayım: nereye gitmek istersin dedim? taksi durduruyorum yarım saattir, yok o mesafe kısa, yok o uzun deyip duruyorlar. sana en uygun nereyse orayı söyle de, ben de oradan giderim artık bir şekilde.

  • sonuçları google'dan çeken motorumsu. json olarak gelen sonucu sayfaya döküyor. ahanda link. test diye arattım google custom search'ten sonuçları aldı geldi. merak edenler herhangi bir browser'ın geliştirici konsolunda network tabına basarak görebilir. adamlar 10 yılda json parse etmeyi öğrenmiş herhalde.

    edit: benim de bir arama motorum olsun diyenler google'ın ücretsiz hizmetini kullanabilirler. buradan buyrun. facebook kullanabilecek kadar internetten anlıyorsanız siz de yaparsınız :)

    edit2: (bkz: #65674964)

    edit3: bakanlık alakamız yok diye bildiri yayınlamış. acayip güldüm ya. neyse vurmayın artık öldü adamlar.

    edit4: m. serdar kuzuloğlu 2010'da bu adamları fena haşlamış.

  • üniversite giriş sınavına başvururken lisede hocaların el kadar webcam'e bakarak çektirdikleri fotoğraftır. o kimlik kartı istenmeyen ellere geçtikçe o hocaların da az kulağı çınlamadı zaten. hayır bir de üniversitedesin, ikili ilişkilerin en yoğun yaşandığı yer. birinden hoşlanıyorsun sonra bir şekilde adam senin kimlik kartını görüyor ve lal oluyor. nice ilişki bu şekilde başlamadan bitti.

    bu sen misin gerçekten gibi soruların yanında, bak doğru söyle estetik operasyon mu geçirdin yoksa yüz nakli mi oldun gibi acımasız sorulara da zemin hazırlıyor.

    hani nüfus cüzdanı aracılığı ile maymun olmak denilmiş ya, en azından dünya üzerinde bulunan bir canlıya benzetilmiş. bazen bu kartlarda öyle fotoğraflar oluyor ki; yaşayan herhangi bir canlıya benzetilemeyen.

    tabii bir de bu fotoğrafla ilgili korkutucu hikayeler dolaşır ara sıra koridorlarda. bir keresinde diplomada fotoğraf olacağı ve o fotoğrafın da bu olacağı gibi ürkünç bir dedikodu duyuldu da bölümde; on dört arkadaş kalp krizi geçirdi, dokuzu felç oldu, beşi okulu bıraktı.

  • almanya'daki exchange sırasında:
    alman: - türkiye'de itfaiyeci var mı?
    türk: - hayır dev battaniyeler var onlardan örtüyoruz biz yanan binalara ormanlara..

  • helal olsun lan midyeci ahmet'e sıfırdan zirveye çıktı. videolarinda karısı hep yaninda, baskasi olsa ilk iş boşanmak olurdu felan demiştim geçenlerde. maşallah dediğimiz 3 ay içinde mortingenstrasse oldu yine çok şükür.

  • klasik sinemanın olmazsa olmazıdır. dramatik yapıya göre hikaye giriş, gelişme ve sonuçtan oluşmak zorundadır. dramatik yapıyı oluşturmak için hikayede özdeşleşme, çatışma, yeniden tanıma ve final bölümleri olmalıdır. özdeşleşmede seyirci ana karakteri tanımalı ve yaşayış biçimine dahil olmalıdır, çatışamada kaza, ölümcül hastalık, hırsızlık, cinayet gibi hikayenin durağan gidişini aksatacak bir olay gerçekleşmelidir, yeniden tanımada seyircinin hırsız, katil olduğunu ya da öleceğini sandığı karakter masum olmalı ya da iyileşmelidir, final bölümünde ise mutlaka vurucu bir olay olmalıdır, ağlatmalı, düşündürmeli ya da güldürmelidir. herşeyden önemlisi hikayenin mutlaka katharsisi olmalıdır.