hesabın var mı? giriş yap

  • bir dönem diyetisyene gidilmiş ve başarılı bir şekilde 10 kiloya yakın kilo verilmiştir. daha sonra çeşitli nedenlerle diyet bırakılmış ve o 10 kilo aynen geri alınmıştır. bu geri alma sürecine askerliği nedeniyle şahit olamayan arkadaşa asker ziyaretine gidilir. arkadaş nizamiyeden çıkar çıkmaz sorar: "olm sen diyetisyene gidiyodun, naaptın diyetisyeni mi yedin?"

    eve dönülür, eşofmanlar giyilir, yürüyüşe çıkılır, spor salonuna yazılınır.

  • hikaye şu:
    almanya kendi vatandaşının evini 40 polisle basıp özel uçakla mahkemesiz veya vatandaşlıktan çıkartmadan sınırdışı etmiş. erdoğan'ı destekliyor diye

    işin en acı tarafı
    buna inanan gerizekalılar var.

  • daire kelimesi arapça devr "dönmek" kökünden gelir. belli bir işin etrafında dönen, merkezinde o işin olduğu bir iş hakkında konuşurken "o işe dair" kelimesini kullanırız ki bu da “ilgili, ait” anlamında kelimenin bir başka kullanılışına işaret eder ve aynı kökten gelir. "bu işe dair bazı fikirlerim var” dediğimizde bu işle “ilgili”, bu işe ait düşüncelerim var demek isteriz. tıpkı "bu iş çerçevesinde bazı fikirlerim var” cümlesinde olduğu gibi.

    buradan hareketle saraylarda, büyük konaklarda da belirli bir işe ait, o işle ilgili o işe ayrılmış bölümlere de daire denmesinin nedeninin de bu olduğunu düşünüyorum. örneğin selamlık dairesi (selamlığa dair, ilişkin bölüm) ve haremlik dairesi (haremliğe ilişkin bölüm), mukaddes emanetler dairesi (emanetlere ilişkin bölüm).

    aynı şekilde büyük evlerin ve konakların belli bir işle “ilgili” bölümlerine de daire adı verilir. kalorifer dairesi, kazan dairesi gibi. bunun gibi devlet işlerinin belli bir işle ilgili, o işe ayrılmış yerlerine de bu kapsamda “daire” denilmiş. gümrük dairesi, vergi dairesi gibi. dolayısıyla bu şekilde kullanımlarından daire kelimesinin zamanla anlam açısından “bölüm” kelimesine evrildiğini düşünüyorum. “dağılmak” kelimesinin “etrafa dağıldık” cümlesinde olduğu gibi yayılmak anlamında kullanılması buna örnek olarak verilebilir.

    buradan yola çıkarak bölüm haline evrilmiş olan “daire” kelimesinin bir apartmanın “bölümleri” şeklinde kullanılmaya başlandığı kanaatine ulaştım.

  • burda yazan yazarlarlar gerçekse bu kadar evlenen adam nerden çıkıyor onu düşünüyor insan. 2-3 senedir birliktesindir, ilişkinizde ufak tefek kavgalarınız dışında probleminiz yoktur, artık evlenmek istiyosundur. yuva kurmak, hayatını o adamla geçirmek istiyosundur. ne var bunda çok mu garip ben anlamıyorum. bunu adama farklı yollarda söylemeye çalışmıştır ama adam anlamak istememiştir. o zaman da kimse kimseyi zorla tutamaz. kadın evlenmek istiyor da adam istemiyorsa yolları ayrılır olur biter. yok kezbandır, yok kocisim diyordur.ya arkadaş ne diyorsa desin, siz istemiyorsanız demezsiniz.

    not: ne evliyim, ne de evlenmek için taklalar atıyorum.

  • sanırım erkekler için geçerli olabilecek en özgür an arabaya atlayıp istediğin yere gidebilme özgürlüğüdür. at şart yani. deh!

  • dün bi yerlerde rastladığım mükemmel ötesi şarkı.

    haydi gel lenin'le ol
    orurup kolhozlardan
    bakalım kollektif çiftliğimize
    oradaki partililer
    fişlenip birer birer
    gün gelir suçlanır troçkizmle.

  • çömeldi,sağa sola gitti,demirlere dayandı,en son oturdu ama bir kere bile adama sarılmadı.
    adamı değil evliliği istediğinin kanıtı bir video olmuş

  • aslında tüm birincilerin yaptığını dürüstce söylemiş. derece yapanların çıkıp da "çok çalışmadım, sinemaya da gittim, gezdim de" demelerine inanmıyorduk zaten.