ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
marketteki ürünü tüketip ambalajı kasadan geçirmek
-
gelmiş geçmiş en normal olaylardan biri.
ahmet kaya şarkılarında geçen acımasız sözler
-
"soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun"
2 yıl bekleyelim 5g'ye geçelim
-
1g büyük al seneye de geçersin. ya da 2 sene daha bekle direk 6gden başlarsın.
kalbimin tek sahibine
-
meleklerin ne yaptığını anlayamadığım şarkı.
galiba, "melekler kurs açmış beylik düzüne"...
her gün 1 metre girerek çaktırmadan ülke almak
-
yapılıp yapılamayacağını merak ettiğim hadise. misal atıyorum bulgaristan sınırına yollayalım insanımızı. her gün birer metre ileri gitsinler yavaştan. eğer birader hayırdır filan derlerse hemen "ne hayırdır ya biz zaten burdaydık olm" filan deriz. ölüm yok savaş yok. tsk beni general yapar mısın pls teşekkür ederim. taktikçiyiz.
erdoğan'ın finans kesimini tehdit etmesi
-
–arka taraftan bedelini ödemeyen kaldı mı?
–şuradan 2 tam 1 öğrenci bedel uzatırmısınız?
meral hanım dokunulmazlığı yok bedel ödeyecek!
mansur yavaş dokunulmazlığı yok o da bedel ödeyecek
bay kemal sen de bedel ödeyeceksin
ankara bedelini ağır öder?
sebzeciler, meyveciler, halciler
marketçiler, esnaf
finans kesimi, para piyasası
muhalif gazete ve tv'ler
hepsi bedelini ağır ödeyecek
sen
sen sen
sen
maşaallah bedel ödemeyecek adam kalmadı. ülke değil bedel bank mübarek.
boşandıktan sonra çocuğuyla ilgilenmeyen baba
-
insanı hayattan soğutan tiptir. baba denmeyi bile hak etmezler. arada arar, ayda yılda bir görür çocuğun dengesi bozulur. çocuk özler babayı göremez. hayatında bir baba figürü yoktur. özel günlerinde yanında annesi, dedesi, ananesi, dayısı vs vardır. bu babalar genelde boşanmadan önce de ilgilenmezler ama boşanma davasında vefakar, cefakar baba olurlar. dünya kadar insan olsa da o çocuğun yanında babanın boşluğunu doldurmaz. ya hiç aramayın sormayın yada adam gibi ilgilenin çocuklarınızla. büyüyor bu çocuklar. okula başlıyor, hasta oluyor, doğum günü oluyor, özel günleri oluyor yoksunuz sonra ben babayım hadi ya gerçekten mi? sizin yapmadığınızı da başkası yapınca zorunuza gitmesin hiç boşuna. sıkışınca basıp gidicem beni kimse bulamayacak. işine gelince ben babasıyım. yapmayın çocukların psikolojisi bozuluyor. ya tam yanında olun ya hiç olmayın. en azından babam yok der.
güzel yemek yapan kadınlar
-
onlardan biriyim ve aç kalmamak dışında bir hayrını görmedim. aşk hayatında adama kilo aldırmaktan başka şeye yaramıyor, kimse sana sabahın altısında börekli çörekli sofra hazırladın diye daha çok aşık olmuyor. öyle sananlar varsa diye söyledim.
bir sponsorum da yok ki şöyle bir kafeydi meyhaneydi açayım, hem yiyip hem kazanayım...
datça
-
çılgıncasına yapılaşan, dağı taşı tipsiz çirkin evlerle dolan belde.
fakat susuz belde.
su yok datça’da.
yok abi su.
yeraltısuları var, onlar da kuruyor.
yol kenarında, bayırda çayırdaki çeşmeler birer birer kuruyor.
buna rağmen evlerin otellerin bahçelerinde havuzlar dolup taşıyor, bahçelere yerleştirilmiş sulama sistemleri tüm gün fırıl fırıl çalışıyor, sular yollara taşıyor. evin sahibini uyardığında “faturasını ben ödüyorum sanane” diyor.
3-5 seneye datça çöle dönecek, içecek su kalmayacak,kimse farkında değil.
hadi, doğal yaşamı, ağaçları, estetiği falan geçtik, unuttuk, vazgeçtik bunlardan. ama su olmadan nasıl yaşanacak? şu an datça’da son 1-2 senede yapılmış evlerin tamamı dolsa, mevcut yeraltı suları birkaç senede tükenir. her sene daha da kuraklaşıyor, daha az yağmur alıyor. bu kadar insan, bu kadar ev susuz ne yapacak, çok merak ediyorum.
2017 de 1 ay kadar süren bir susuzluk yaşadık, mahvolduk. denizden bidonlarla su taşıdık tuvalete dökmek için. ve geçen 3 senede binlerce yeni ev yapıldı. ve bu evler 1+1 400.000 liraya satılıyor, bahçeli falan da değil. 2.000 liradan aşağı kiralık ev bulmak zor.
bu işin bir ilmi yok mu?
buranın su kaynağı bu kadardır, bu kadar eve yeter, bu yüzden böyle böyle tedbirler alınmalıdır..
tabii burası türkiye, bugünü kurtaralım, yarına allah kerim.
belediye de bütün yıl datça’ya gelin diye deli gibi reklam yapıyor. tamam turizm geliri önemli datça için. ama su yok abi, çok yakında susuz kalacak datça.
kaçak yapılar, site inşaatları türkiye’nin en önemli tarihi kazı bölgelerinden biri olan knidos’un dibine kadar girmiş, denize sıfır (gerçekten sıfır, adam kapıdan çıkıp denize giriyor, bağlarözü isimli, knidos’a 3-4 km mesafede bir kıyı) evler yapılmış, hepsi dimdik ayakta duruyor, hızla çoğalıyor, belediyenin umrunda değil. belediye sağda solda prefabrikleri, derme çatma barakaları yıkıp fotoğraflarını facebook’tan paylaşıyor.
huzur adası falan değil; biraz etrafında olup bitenlere duyarlı insanlar için huzursuzluğun, yokoluşun, çirkinleşmenin, yıkımın, çölleşmenin adresi datça.
edit: ekşişeyler’e düştükten sonra çok sayıda mesaj geldi, hepsini cevaplayacak vaktim yok, özür dilerim. herkese teşekkürler.
datça belediyesi de “kısmen doğru” demiş, yanlış olan ne varsa memnuniyetle düzeltirim.
flört edilen kızın mmf sana uyar mı diye sorması
-
geçti o mmf devirleri. artık biz mmf'ye borç veriyoruz. tabii bay kemal bunları bilmez.
karizmatik cevaplar
-
bir profesyonel fotoğrafçıyı yemeğe davet etmişler...
yemek sırasında çektiği birkaç fotoğrafı jest olsun diye ertesi gün evin hanımına hediye olarak getirmiş,
- evin hanımı; çok güzel fotoğraflar bunlar, kameranız çok iyi olmalı, teşekkür ederim
fotoğrafçı; rica ederim, sizin de dün geceki yemekleriniz harikaydı tencereleriniz çok iyi olmalı!