hesabın var mı? giriş yap

  • filmin genelde son sahnesinde, genis açı, gece, bir cok ambulans , polis arabası, bir kalabalik bir curcuna, kahramanlarımız ambulansın arka kapısında battaniyeyle ve bi tarafları sargılı olarak otururlar

  • ustama sordum bigün damdan düşer gibi, "abi aldatmadın hiç di mi yengeyi?"
    haza efendiden bi adamdır. evine barkına düşkün, çocuklarına tapan modeldir. dükkan-ev yaşar.

    "yok" dedi.
    "neden" dedim.

    "delfi, şimdi ben 38 yaşındayım, hanım 34. şimdi tabi bakıyosun etrafta gencecik kızlar dolanıyo. çok da güzeller. canı çekmiyo mu bi erkeğin? valla çekiyo bazen. inkar edemem.
    ama sonra düşünüyorum, hanımım da öyleydi eskiden. 16 yaşındaydı bana geldiğinde. bıcır bıcırdı, çok güzeldi. ben onu aldığımda, o da etrafta dolananlar gibiydi.
    şimdi bakıyorum , tabii 2 çocuk doğurdu, vücudu filan deforme oldu haliyle.
    ama bu çocukları bana doğurdu hanımım. biz beraber bi yola çıktık, o bana güzel çocuklar, sıcak bi yuva verdi. sevgisini, ilgisini, ömrünü verdi.
    ben de o 20 yaşındaki delikanlı değilim. bak benim de saçlarım ağardı, ben de kilo aldım. ben de artık geçtim o yaşları.

    yapmadım. bi tarafa eşimi koydum, onun verdiği yılları, feda ettiği şeyleri, emeğini, sadakatini, ona duyduğum sevgiyi.
    öbür tarafa 3 dakkalık zevki koydum.
    'değmez' dedim sonra."

    ...

    çirkin de bi adam değildir bu arada. ama "adam" işte zaten. çirkin olsa noolur.
    yuvaları daim olsun.

    edit. fb da paylaşılmış, yayılmış. yorumlardan anladığım, baya yanlış anlaşılmış konu.
    https://www.facebook.com/…630314012/?type=3&theater

    1. bu metni yazan bi kadın evet. ben yani. bi kadının ustası olamaz mı? niye erkek sandınız ki?
    2. ustam 20, eşi 16 yaşında başlamışlar flörte. görücü usulü değil, arkadaş ortamında tanışıyorlar. izmirliyiz, biz pek bilmeyiz görücü filan... neyse 4 yıl içinde ustam çalışa çabalaya para biriktirip bi ev yapmış ailesinin verdiği arsaya. evleri bitince evlenmişler. kız 20, erkek 24 yaşında evlendiklerinde. pedofili yok.
    3. "fırsat geçmemiştir eline" diyenler, atölyenin yanında rusların filan çalıştığı pavyonlar zinciri var. en basitinden... dadanan çok usta var, hepsi bilinir. benim ustam gibi bikaç usta daha var böyle, gitmez karıya kıza. bunlar da bilinir.
    4. "38 yaşında adam neden 75 yaşında gibi konuşuyor?"... çünkü soran kardeşinin aldatmalarla ilgili kafası karışık şu ara. feyz için sorduğunu biliyor. ondan dolayı kalbini açıyor.
    5. "20 lik kızları canının çekmesi filan ne demek? aldatmış sayılır!" diyenler... okuyun pls:
    (bkz: erkeklerin aldatmama sebepleri/@demesi kolay tabii)
    6. bu adamla 5 yıldır bazen günde 16 saate varan sürelerde çalışıyorum. dükkanı kapatıp eve nasıl koştuğunu bizzat biliyorum. eşiyle nasıl konuştuğunu, saygısını, sevgisini... ona yaptığı süprizleri, şevkatini.. o yüzden lütfen genellemeyin. aile babasıdır, bu adam düzgün bi adamdır hakkaten.
    bu soruyu başkasına değil de, ona sormamın sebebi budur zaten..

  • ben evlenirken benden bir hayli önce evlenmiş bir arkadaşım mantık evliliği mi aşk evliliği mi yaptığımı sormuş, aşk evliliği deyince, çok mutlu olduğunu söylemişti. neden diye sorduğumda, konuyu çok güzel açıklayan, oldukça naif bir cevap verdi:

    "bir kadınla aynı evde yaşamanın mantığı ne olabilir ki?"

  • whatsapp, viber vb. uygulamalarin altina "program super ama internet olmayinca mesajlar iletilmiyor" diye 1 yildiz veren hatta imdb uygulamasinin altina "film izlenmiyor, insanlari kandiriyorsunuz" yazip 1 yildiz veren mallarin yaninda buna da şükür dedirten akıl fakirleridir.

  • oglum cok komik lan

    kadının bu kırdığı pot olmasa bildigin saygın bir işkadını olarak hayatına devam ediyordu.
    meger bildigin komikmiş.
    sozluk ahalisinden ricam iş sanat ve cemiyet hayatında ismen ve cismen cok gorunur ve on planda olup ruhen bu sekil krzban tabir edilen kişiler varsa onları da on plana cıkarabilir misiniz?
    hani illa bi pot kırmalarını beklemeyelim.

  • başlıkta kundak aradım, bulamadım. demek ki kimse yazmamış, ben yazayım.

    sebebi yetiştirilme şekli. bebekliğini dört bir yanını saracak şekilde kundakta, çocukluğunu "aman çocuğum üşütüp hasta olacaksın şu kazağı ve montu da giydirelim sana" sözlerini işiterek ve çevredeki herkesten soğuk betona oturma, terli terli su içme gibi kibar uyarıları alarak geçiren biri büyüdüğünde soğuk havada tişört giyemez. soğuk havada kazağının altından belin açıkta kalsa cırcır olacak şekilde geçer hayatın.

    abd'de mesela soğuk havada yürü sırtına montu geçirip, sokaklarda kıçında şort ayağında şıpıdık terlikli insanlar görürsün. sen montunun ceplerine ellerini iyice sokuştururken düşünürsün bu adam nasıl üşümüyor diye.

    anadolu insanı kundağı sever. ister ki bebeğinin, çocuğunun açıkta bir yeri kalmasın, üşütüp hasta olmasın. hayatımızın ilk bir kaç yılını ne kadar giyinik geçirdiysek, geri kalanını da aynı oranda giyinik geçiriyoruz.

    insanımızın evladına olan aşırı ilgisi karakterimizi de olumsuz olarak şekillendiriyor. örneğin, sendeleyip düşen bir çocuğa koşup, daha durumunu tespit etmeden ve kendi kendine kalkıp kalkamayacağını bile beklemeden elinden tutup ayağa kaldırıyoruz. tek başına bir halt yapamayacağını düşündüğümüzü ve zor anlarında hep başkalarından yardım beklemesi gerektiği mesajını çocuğun beynine beynine veriyoruz. oysa doğrusu, ciddi bir durum olmadığı belliyse çocuğun kendi kendine ayağa kalkmayı denemesini beklemek. memleketimizde malesef, her düşen çocuk bir yerine zarar gelmemiş olsa dahi ağlar. gel der, sen de gidersin. ağlamak daha kolay, o yüzden kendi çabasıyla ayağa kalkmayı denemez bile çocuk artık. güçlü bir birey olarak yetişmekten uzaklaşır. sadece türkiye'ye özel olmayan kültürel bir sorun sanırım.

    neyse, nereden nereye. anlayış değişse de yeni nesilller marul gibi gezmese bari.

  • soz konusu çocuklar olunca içime garip bir huzun cokuyor. klasik olacak ama baba olunca daha da uzuluyorsun cocuklara.

    bu çocuğun varlıklı yaşdaşları dünyanın medeni ülkelerinde oyun hamurları, legolar ile oynuyor, iyi arabalara biniyor, guzel okullarda okuyor.

    bu çocuğun günahı yok. suclu onu bu duruma dusurenlerde..

    eğer ki cehennem diye bir yer var ise ateşle yanmasin buna sebep olanlar, senin gozyaslarinda bogulsunlar.

  • tarihimiz fazla abartılıyor.

    hiçbir dönemimizde moğollar kadar güçlü değildik, hiçbir zaman roma imparatorluğu kadar dünyaya yön vermedik, hiçbir liderimiz büyük iskender kadar büyük bir savaş dehası değildi, hiçbir zaman ingilizler kadar kültür aşılayamadık uzaklara, hiçbir devletimiz pers imparatorluğu kadar önemli değildi, sinan’ın yaptıkları hiçbir zaman da vinci imzalı italyan yapıları kadar özel olmadı, hiçbir zaman mısır piramitleri gibi ölümsüz eserlerimiz yoktu ve hiçbir zaman yunan mitolojisi kadar derin bir mitolojiye sahip olmadık...