hesabın var mı? giriş yap

  • tek yönde çalışan tren vagonlarıyla gidilen ama dönülemeyen bir yer. 250.000'den fazla çin ve rusun yaşamını kaybettiği, bir esirin bile sağ çıkmadığı ölüm kampı.
    abd ve japonya'nın 2. dünya savaşı sonrasında dünyayı yeniden paylaşmalarının anahtarı burası. vietnam'da kullanılan biyolojik silah bilgisinin nereden edinildiğinin açıklaması. bitmek bilmeyen japon emperyalizminin ve militarizminin son noktası. artık bu kadar açıktan yapamıyorlar çok şükür.

    birim 731 ve nanking katliamı'na, asya'nın auschwitz'i demek haksızlık oluyor biraz. bu insanların hiç lobisi olmadı, zengin değiller. kampları kuranlar hiç yargılanmadı. yaşananları anlatan bir history channel belgeselinden başka hiç filmleri olmadı. japonlar bu tarihsel suçun bedelini maddi-manevi hiç ödemedi, hiç kabul etmedi. hiroşima ile nagazaki'ye atılan atom bombalarının gölgesinde kaldı.

  • genelde akşam yemeği geç ve ağır yendiği için çoğu italyan sabah acıkmamış olur. o yüzden bir bar tezgahına dayanarak krosan ve caffé macchiato ile iş bitirilir. hatta çoğunlukla öğle yemeği de atlanır; belki bir sandviç ve kahve ile geçiştirilir hızlıca. italyanların iyi yemeğe olan tutkusu ancak hava karardıktan sonra kendini gösterir. gün ışığında sadece turistler yemek yer.

  • hükümetin "dumansız hava sahası" esprisi yaparak geçiştirebileceği üzücü olay.

    olur mu olur amk.

  • on yıl falan önce, bir yaz vakti ailecek köydeyiz. o zamanlar babamın en sevdiği çocuğu olan tofaş marka 92 model doğanımızı alıp arkadaşlarla köyün üst taraflarında bir tepeye içmeye gidiyoruz. birkaç kişi daha katılıyor bize sonradan, kalabalığız, içip eğleniyoruz. tam sabahın dört buçuğunda araba yanmaya başlıyor alttan, muhtemelen kuru otlara atılan bir sigara yüzünden. hep birlikte güç bela söndürüyoruz arabayı, motordaki kablolar yanmış, kaporta falan kararmış. sabah altı gibi eve dönüyorum, ne işi varsa o saatte babam avluda karşılıyor beni, dikilmiş bahçenin ortasına, eller arkada bağlı, üstünde atleti, altında çizgili picamasıyla, benim yüzüm falan is içinde, üst baş rezil, kollarımda ufak yanıklar var ama o hiç bakmıyor bile yüzüme, "baba" diyorum, bi yalanlar falan kıvırıcam, fırsat vermeden "sus, içeri git" diyor gözlerini arabadan hiç ayırmadan, içeri giderken anneme sokuluyorum, "ne işi var ya bunun bu saatte ayakta" diye soruyorum, "ne bileyim oğlum, sabahın dört buçuğunda kalktı, içim yanıyor hanım dedi, bir daha da uyumadı, dikildi orda" diyor. ulan diyorum aşka bak, adam telepatik bir bağ kurmuş arabayla, saniyesinde hissediyor, orda yanan ben olsaydım umrunda olmazdı adamın yeminle, devam ederdi horul horul uykusuna ama arabanın lastiği bile inse kalkar sabah dörtte "nefesim kesiliyor hanım" diye.

  • fenerbahçeli birkaç kendini bilmez cahil taraftarın açtığı pankart.

    http://hizliresim.com/adb0zg

    tam da çocuk tecavüzlerinin çocuk evliliklerinin tartışıldığı dönemde sözde rakiplerine göndermede bulunuyorlar.

    kısaca;
    18'den önce hatta 3 yaşından 5 yaşından beri sizi s ....yoruz demeye getiriyorlar.
    artık 18 oldunuz illegal değil legal olarak s....ceğiz diyorlar.

    kirli bilinçaltları da ortaya çıkmış oluyor.

    not: burası beşiktaş alayına gider

  • buyuk bir sirketin ust duzey yoneticilerinden biri bir gun new york
    uzerinde balonla dolasmaya cikar. aksilik bu ya, pusulasini asagiya
    dusurur ve kaybolur. inmek icin uygun bir yer ararken bir gokdelenin
    tepesinde sigara icen bir adam gorur ve alcalir. "pardon. ben
    neredeyim acaba?" diye sorar. "yerden 500 feet yukseklikte bir balonun
    icindesin"der adam.
    yonetici sinirlenir: "sen muhendissin degil mi?" diye sorar.
    "evet." der adam. "nereden bildin?" "cunku basim belada ve sana bir
    soru soruyorum. verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
    "sen de yoneticisin degil mi?" "evet sen nereden bildin?" "cunku
    yerden 500 feet yukseklikte bir balonun icinde kaybolmussun. pusulan yok,
    berbat durumdasin. fakat bu simdi benim sucum oldu."

  • güzel film, hayatınızı değiştirecek film olmayabilir ama zaman kaybı demek de zalımlık olur. o kadar da şaabmayın gençler.

    --- spoiler ---

    başkanın özel kalem müdürünün bizzat başkanın oğlu olması, nasa'nın başında anestezi uzmanının olması aslında çok paralel evren sayılmaz, birkaç bin km ötede olabilecek şeyler bunlar. abartı olsun diye yapmışlar ama abartı olmamış bizim için.

    "kuyruklu yıldız aslında hiç yok" diyenler sanırım covid diye bir hastalık yok diyenlere ithafen eklenmiş.

    look-up'ı don't look-up olarak değiştirerek bunun üzerinden hamaset yapan siyasiler var...
    "size yukarı bak diyolar çünkü onlar size yukardan bakıyolar" falan gibi akp siyaseti var. gerçekten amerika da böyle mi lan?
    bizim kadar varoş ve kalitesiz mi siyaset?

    --- spoiler ---

  • dizideki karakterlerin zeka seviyesine göre (iq ve eq toplamı) sıralaması:
    1.ercüment çözer
    2.ağbimiz ("gel seninle biraz yürüyelim")
    3.memduh başgan
    4.behzat ç
    5.şule
    6.savcı esra
    7.hayalet
    8.cevdet
    9.akbaba
    10.şevket ağbi

    250.harun

  • avusturya'da prosit
    belçika'da op uw gezonheid, a votre sante
    çin'de wen lie
    çek cumhuriyeti'nde na zdravi, nazdar
    danimarka'da skal
    ingiltere'de cheers
    finlandiya'da kippis, maljanne
    fransa'da a votre sante, sante
    almanya'da prosit, aur ihr wohl
    yunanistan'da eis igian
    israil'de l'chaim, mazeltov
    izlanda'da santanka nu
    irlanda'da slainte
    italya'da salute
    çin'de çin
    japonya'da kampai, banzai
    hollanda'da proost, geluch
    norveç'de skall
    polonya'da na zdrowie, vivat
    iskoçya'da hoot mon
    ispanya'da salud
    portekiz'de a sua saude, eviva
    rusya'da nazdorovia
    isveç'de skal
    yugoslavya'da zivio

    şeklinde olan içki kültürü seslenişleri..