hesabın var mı? giriş yap

  • zikirmatik gibi kullandığım uygulama. hatta arkadaşlarla sohbet ederken tesbih çeker gibi seri hamlelerim de olmuyor değil.

  • ezilenlerin gür sesidir o...
    yetmez ama evet... bu ülkede işçiler hiçbir haklarını mücadeleyle almadı. sendika ve grev hakları bile 27 mayıs darbesiyle verildi.
    tayyip, belediye başkanlığına gelir gelmez sendikalı işçileri bitirip, taşeronları doldurdu. başbakan olunca da sendikaları ve sosyal hakları yok edip, işçilerin pazarlık gücünü bitirip, makarnaya muhtaç etti.
    devam edin bir paket bulgura şükredip, ezilenlerin sesi diye saraylarda ejder meyvesi yiyenleri şakşaklamaya...
    bir zamanlar büyük saygı duyduğum işçi sınıfından soğudum...
    canınız cehenneme...

  • * filmin başında gazeteci çocuğun okuduğu memur maaş zammı 21 ekim 1977'de 5.kez hükümet kuran süleyman demirel döneminde gerçekleşiyor. 750 ile 1000 lira arasında değişen zammın, herhangi bir dayanağı olmaması bütçeyi zora sokacağı söylemlerine rağmen demirel tarafından olay kestirilip atılıyor. hatta filmin senaristi umur bugay da bu zam ile dalga geçen bir yazı yazıyor.

    zam haberi
    umur bugay yazısından küçük bir kesit

    * ikinci ve kötü haberlerin geldiği kısımda, olaylar 16 aralık 1977 günü gerçekleşiyor. 2 kişi ankara ve istanbul'da ayrı ayrı vuruluyor. kahveye konulan bombada ise 30 kişi değil, 54 kişi yaralanıyor. düz bir kıraathane de değil. öğrenci kahvesi. banka soygunu da mersin akbank'ta gerçekleşiyor.

    manşet
    banka
    detay

    * son ve hükümet düşme haberi ise 1977'nin son günü, 1978'in ilk manşeti şeklinde oluyor. hükümet, tarihin gensoru ile düşen ilk hükümeti oluyor. hükümeti ecevit kuruyor ama ara seçimlerde boştaki 5 vekilliği alamayınca 1979'da istifa ediyor.

    yaza yaza düşen hükümet

    bu 3 haber sahnesi filmin başında, tam ortasında ve sonunda geliyor. filme güzel giriyoruz. apti ile her şey güzel başlıyor. sıkıntılara rağmen her şey yolunda giderken, kaza haberleri ile bütün film yokuş aşağı yuvarlanmaya başlıyor. sonunda hükümet düşünce de her şey tekrar baştan başlıyor.

    her yönüyle çok güzel bir film. her gün bir şeyini keşfetmek çok keyifli.

  • kuryenin tepkisini tebrik etmemizi gerektiren olay.

    bütün gün paket dağıttıktan sonra akşamüstü böyle saçma bir olayla karşılaşsam böyle sakin kalabilir miydim acaba ? gerçi yüz ifadesinden o an hangi sülale mensubunu andığını görebiliyoruz ama yinede verdiği tepki, sakinliği takdir edilesi.

  • az önce haber sitelerine düşmüş bomba kayıt. inanılır gibi değil.

    erdoğan: bunlar bir alem diğerleri bir alem. böyle tek tek arayıp konuşacaksın. sedat bak şu anda ben yani

    ssg: buyrun başbakan’im

    erdoğan: fas’ta ınternet kafedeyim burada

    ssg: evet efendim

    erdoğan: şimdi bahçeli’nin bütün konuşmalarının başlıkları sol framede ..

    ssg: anlaşılmıştır efendim şimdi... tamamdır

    erdoğan: ve orada sürekli olarak da, yok yolsuzluk operasyonları, yok bizim bilal, yok mu kardesim başka konu..açsanıza iki anket..

    ssg: anlaşılmıştır efendim

    erdoğan: bak yeni başlık açıldı biz konuşurken şimdi

    ssg: tamam efendim, anladım efendim şimdi hemen.

    erdoğan: ya anladım diyorsunuz da işte yani hayret ya böyle bir şey de, hala bunlar ya ne gerek var.

    ssg: eee tamam ee emriniz olur efendim anlaşılmıştır şu an.

    erdoğan: hemen şey yapmanız gerekiyor.

    ssg: şimdi yapıyorum, şimdi yapıyorum efendim,

    talimatı kanzuk'a iletiyor:

    kanzuk: ham, hum, efendim (yemek yiyor)

    ssg: kanzukçum ya çok acil şu bahçeli’nin başlıklarını şeyet ne olursun.

    kanzuk: tamam çektik abi.

  • yeni mezun maaşı değildir. çoğu özel sektör çalışanının hayali olan bir rakamdır.

    gerçek türkiye'den selamlar.

  • yıl 1998. 80'ler ingiltere'sinden izler taşıyan bir yakın gelecek tasarımı. bir liderin hakimiyeti altında faşist bir yönetim hakim. v, eski bir savaşın kurbanlarından birisidir ve sürekli gülen ürkütücü maskesini yüzünden çıkartmadan gölge galerisinde yaşamaktadır. parasızlıktan vücudunu satmak üzere olan bir genç kızı kurtarıp nostaljik, sürreal inine getirir.

    bir süre sonra, v anarşist eylemlerine başlar. mekanının nerede olduğu kesinlikle tam olarak belli değildir fakat bu garip mekanın kapıları her yere açılabilmektedir. bir metroya ve hatta liderin karargahlarına. v'nin yıkıcı eylemleri baskıcı sisteme zarar vermeye başlar. ki o anarşistleri yıkıcılar ve yaratıcılar olarak ikiye ayırır. bu eylemler zamanla sistemin ve lider biraderin sonunu hazırlayacak ve londra'da saf anarşi ortaya çıkacaktır.

    ne kadar güçlü bir eser olduğunu ve ne kadar iyi çizildiğini kelimelere dökebilmek çok mümkün değil. v'nin gizemli, hayranlık uyandırıcı, korkutucu görünüşü, hareketleri ve rengarenk, nostaljik bir labirenti andıran mekanı nasıl anlatılabilir bilmiyorum. v'nin hayatına soktuğu kadına aydınlanması için verdiği ceza unutulmaz.

    çizgi roman ve grafik roman sanatının doruk noktalarından birisidir. ayrıca resim tekniği açısından da psychedelic renkler ve çizgiler yoluyla okuyucunun bilinçaltını harekete geçirir. alan moore'un metni ise bu hareketi kamçılar.

  • iphone alacak kadar zengin, kulaklık ve usb kablosu için bim sırasına girecek kadar fakir kişilerin çıldıracağı durum.
    ulan ahagahaga sesli güldüm.

    edit: tanım

  • bildiğiniz üzere honda, türkiye'deki fabrikasını kapattı. habere göre çıkışlarını verdiği personellerine kıdem ve ihbar tazminatlarını en üstten ödedi. ayrıca 40-48 ay arasında peşin maaş ödemesi yaptı. üstüne bir aylık prim verildi ve hatıra olarak da bir cumhuriyet altını hediye edildi.

    bizim yerli ve milli patronlarımız ise işçinin yediği yemekten bile kısmanın derdinde.

    link

  • sabah 3'te 4'te taksim'den gelirdik, hafif sarhoş, bambi'de dilli kaşarlı yenmiş, soğukta akm'nin yanındaki (veya gümüşsuyu'ndaki) dolmuşa yürünmüş, dolmuştan indikten sonra tüttüre tüttüre eve gelinmiş halde, resmen sabahın köründe yatmadan önce son bir tv açardık, zaga hala devam ediyor olurdu.
    o kadar çok dışarılardaydık ki televizyon'da canlı izleyebildiğimiz tek program zaga'nın son bölümü olurdu. konuklar monuklar da pek umrumuzda olmazdı.

    ne güzel bir dönem, ne güzel bir histi o.

    ek tanım: bir kuşağın çok farklı hatırladığı bir program.