hesabın var mı? giriş yap

  • ümit özdağ'ın mercedes'e binmek ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten,kutuplastirmaktan baska bir b.ka yaramayan kurumun içinden geçmesi durumudur.

  • fetocu olarak anılmaktan son anda yırtanların daha bir çılgınca (işemeli sıçmalı) kutladığı, kutlayacağı; alakası olmayanların ise tamamen nötr (noluyoruz amk tadında) kaldığı, kalmaya devam edeceği gün.

  • neil gaiman tarafindan yazilan ve dunyanin en unlu cizerleri tarafindan cizilen 10 ciltlik muhte$em cizgi roman. olay 7 ki$ilik endless ailesinin bir uyesi olan dream - morpheus etrafinda geli$ir. arada ailenin diger elemanlari da kar$imiza cikar. oyle ilgi gormu$tur ki sandman a tribute hikayeler yazilmi$ hatta cizilmi$tir (11. cilt olarak pitasaya cikmi$tir). ayrica kapak tasarimlarini yapan dave mckean in ayri bir kapak tasarimlari albumu de basilmi$tir. rivayete gore;
    sabahlari uyandigimizda gozlerimizdeki capaklarin sahibi sandman dir uykuya dalmadan once gelir ve ruya gormemiz icin gozlerimize buyulu bir kum serper. uyani$a dogru o buyulu zerrecikler capakla$ir.

  • serie a: ertelendi
    avusturya ligi: ertelendi
    la liga: ertelendi
    ligue 1: seyircisiz
    premier lig: seyircisiz
    avrupa ligi: seyircisiz
    şampiyonlar ligi: seyircisiz
    süper lig: zabaha gadar burdayıkk

  • 2 veya 4 oyuncunun birbirlerine topu ileri geri olarak attığı ortasında ağ olan masanın üstünde oynanan bir oyundur. bu sporun bilinen en eski şekli 1880 li yıllarda hindistan ve güney afrika'daki ingiliz ordusu tarafından oynanır, puro kutularının kapaklarını raket, yuvarlatılmış şarap şişesi mantarlarını da top olarak kullanırlarmış. file olarak da kitapları kullanıyorlarmış.
    ayrıca ,
    1900 yllında amerika'yı ziyaret eden ingiliz james gibb, dönerken yanında bazı içi boş selüloid toplardan getirdi ve arkadaşlarıyla salon tenisini bu topları kullanarak oynamaya başladı ve topun rakete ve masaya çarptığı zaman çıkardığı sesi temsil eden "ping pong" ismini kulanmaya başlamasıyla bir nevi adı konulmuş oldu.

  • çoğu kişiye göre geç yaşta ve öncesinde hiç araba sürmeden kursa kaydolan ve ilkinde geçen biri olarak ben de bir kaç tavsiye vereyim.

    öncelikle arabanın çalışma mantığını önce bir oturtun. debriyaj ne işe yarar, vites geçişleri niye var ve niye/nasıl yapıldığı gibi vs vs gibi soruları başlarda sormaktan çekinmeyin.

    ardından derslerde düz ezbere gitmeyin, araba kontrolünün sizde olduğunun farkında olun. mesela düz yolda kavisli kavisli gidin, arada bi birden fren vs tutun, hızlanın. hem özgüven gelir hem de kontrolün sizde olduğunun farkına iyice varırsınız.

    diğer bir nokta, ki en önemlilerinden! fazla anlam yüklemeyin ve heyecanlanacak birşey olmadığının farkına varın. tabelaları doğru dürüst okuyamayan, bir el arabasını doğru dürüst süremeyecek adamlar alıyor ehliyeti ve ehliyet çok hayati birşey değil. illa öyle ya da böyle alırsınız. milyonlarca insanda var zaten. yani kısacası heyecan yapacak kadar anlam yüklemeyin, bence en çok kalma sebebi heyecandan kaynaklı. ben hiçbir zaman aşırı araba sevgisine sahip olmadım, 18ine girince hemen ehliyet alayım demedim, toplumdaki dingil şoförleri görünce çok kolay birşey olduğu inancına vardım ve hiç zorlamadan doğru dürüst dersleri bile almadan geçtim.

    hatta sınavda bile sıkıldım ve önlerde olan diğer aday sürücüler yavaş gidince sıkılıp solladım onları.

  • dakikası bile önemli olan adamların dakikalarca sözlükte entry yazarak kutladığı nefis gelişme.

    edit: @2 was here (başıma kalmış nefis başlıktır, buraya reklam alınır)

  • "jack, 4 tonluk blokları 32. kata ulaştırmak zorunda.
    ani bir bir rüzgar, felakete sebep olabilir..."
    zaten mühendis falan çalışmıyor, jack harlem'den arkadaşlarını toplayıp gökdelen yapıyor.

  • enerji enerji enerji deyip de bu kadar fizikten anlamayan birisini ben ilk defa görüyorum.