hesabın var mı? giriş yap

  • olay 60 li yıllarda bir trende geçmektedir.
    o dönemde bütün ulaşım trenle sağlandığından trenlerde her zaman milletvekilleri için boş bir koltuk bulundurulurmuş, ayakta bekleyenler olsa bile kimse koltuğa oturtulmaz, oturanlar kavga dövüş kaldırılırmış.
    şef tren* bir gün bilet kontrolü için gezerken yırtık pırtık kıyafetleriyle bir köylünün koltuğa oturduğunu görür.

    - kalk ordan orası millet vekilleri için
    - ben milletiyn keyndisiyim, ben burdayken vekilim oturamaz bu koltua!
    - !?!

    bu cevapla afallayan şef tren ısrar etmez ve koşarak olay yerinden uzaklaşır

  • obsesif kompulsif bozukluğu olanlarda görülme olasılığı yüksek olan bir durum. bu bozukluğun ileri durumlarında bu insanlar kucaklarına herhangi bir bebek de almak istemezler. bir anda aniden kendilerini tutamayıp çocuğu atacaklarını veya düşüreceklerini düşünürler ve ona zarar vermekten ölesiye korkarlar. ama ironik şekilde böyle bir şeyi asla yapmazlar. yani kendinizden korkmayın. beyinde kendi kendini
    tutan otokontrol mekanizması var ve hayatta kalma içgüdüsü çok kuvvetli. o sizi tutar.

  • düşündüren, endişelendiren, korkutan, hüzünlendiren, umutsuzluğa kapılıp sonra bir ışık huzmesiyle ''hala umut var.'' dedirten ama sonra yine başa döndüren, amiyane tabirle insanı manyak eden gösteri.

    tüm dünyada milyonlarca insanın ölümüne yol açan bir pandemi sebebiyle (ev dışında çalışmak zorunda olanlar hariç) hepimiz gibi evine kapanan bir sanatçının yavaş yavaş bozulan ruh sağlığının belgeseli bir nevi bu. ve gösteride covid, pandemi, virüs kelimeleri tek bir kere dahi geçmiyor bu da dehasına bir örnek olarak gösterilebilir.

    internette bunun son gösterisi olabileceği konuşuluyor. bununla alakalı bir kaynak veya resmi açıklama yok, sadece kendisinin tüm gösterilerini izleyen bazı izleyicileri, bu gösterisinde içinde bulunduğu psikolojik durum ve duygu halini göz önünde bulundurarak böyle bir çıkarıma varmışlar ama imkansız değil zira yıllardır gösteri yapmamasının nedeni sahnede yaşadığı anksiyete atakları idi. geçen sene başlarında düzeldim tekrar gösterilere çıkarım diye düşünürken pandemi çarpınca...

    umarım son olmaz tabii. ama olursa da elimizden gelen tek şey bize hissettirdikleri için teşekkür etmek olmalı ve stand-up harici kariyerine yazar/yönetmen/yapımcı olarak devam edeceğini düşünüyorum.

    ayrıca;
    (bkz: white woman's instagram)
    (bkz: welcome to the internet)

  • sanırsın bali çekiyor, tiner kokluyor, bonzai içiyor. herif zaten bu işin zirvesinde abicim. mümkünse o bize ulaşsın. arabamın muayenesi geldi, cepte para yok. az biraz yardımcı olsun. boşuna mı yürüdük o yollarda, boşuna mı ıslandık yağan yağmurda...

  • çok fazladır. ancak en çok nefret etttiren, bitmek bilmeyen dram ve ağlaklık. tv'lerde yayınlanan hemen hemen her dizi dram ve ağlak. birbirinin kuyusunu kazan aile fertleri, bitmek bilmeyen gözyaşları. bunların dışında kalan nefretlikler ise mafya dizileri. takım elbiseler, siyah arabalar, korumalı ne idiği belirsiz tipler. ajitasyon ve magandalık sarmış sarmalamış. komedi dizileri yayınlanmaya başlıyor, birkaç bölüm sonra yayından kalkıyor (bkz: klavye delikanlıları) yani arz-talep meselesi. türk halkı seviyor ajitasyon ve maganda izlemeyi. iyi ki internet dizileri var.

    (bkz: fi)

  • aralik 2003, brezilya:

    arkadas - sizde hirsizlarin elini kesiyorlar mi?
    ben - yok, kanunlar ayni buradaki gibi. hapis filan.
    arkadas - aslinda kesmek lazim.
    ben - ...

  • alıntıdır:
    annemin karnından çıkmadan sözleşmeye next next next finish deyip en boktan hayatı mı kabul ettim naptım acaba.

  • work and travel ile yurtdışına giden bir arkadaş, otelde çalışmaktadır.

    biri çağırır ve "iron (ütü)" ister.
    bizimki gider, ayran getirir.

    bunu gören adam sinirlenir,
    eliyle bir şeyi ütülermiş gibi yaparak "iron! iron!" der.
    bizimki ayranı çalkalar.