ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
istanbul'da yaşamak
-
bu sehri terkedemeyisin asil nedeni "ihtimaller hastaligi" dir.
6 aydir denize inmemissinizdir ama denizin orda oldugunu bilmek, "gidebilme ihtimali"ne baglanirsiniz.
evci bi insansinizdir, ama gece hayati, bar vs gibi ortamlarin varligini bilme ve istegidiniz zaman "ulasabilme ihtimaline" baglanirsiniz.
butun konserler, muzeler, tiyatrolar etkinlikler ordadir ama gitme sikliginiz senede bire donusmustur bile hayat temponuzdan, fakat nasi olsa elinizin altindadir dimi "istediginiz zaman kacabilme" ihtimaline baglanirsiniz.
iste bu sehirde kaldikca nufuz eder bu hastalik, gittikce kronikleserek.
ihtimaller hastaligi.
sevgilinin erasmus'a gitmesi
-
bir kere boynuz tenine çok yakışıyor mu öncelikle kontrol edin. elin kızı/herifi gidiyor almanya fransa vs ülkelere ilk hafta her zaman seni çok özledim demelerle geçiyor. ardından oraya alıştıkça ya biliyor musun burada çok güzel yerler varmışlar başlıyor.
maksimum 1 ay. 1 aydan sonra o mesajlaşmalar haftada bir güne düşüyor. burada bana insan gibi davranıyorlar dediği zaman hemen uzaklaşın çünkü seni birisiyle boynuzlamak istiyordur. valla ben boynuzlarımı alman bir çocuk ile sahip oldum ve şu an boynuzlarımı clear men ile yıkıyorum. boynuzlarım adeta ahenkle dans ediyor.
hepsiburada'da 1 tl'ye satılan bilgisayar
-
donanimhaber'de hakkinda yapilan yorumla gozumden yas getirtmis bilgisayar:
--- spoiler ---
"beyler ciddi anlamda bu durumdan haz alıyorum sipariş iptal olcakmı diye siteye girdiğim an kalp atış hızım artıyor damarlarımdaki kan akışını hissedebiliyorum yoğun bir adrenalin salgılıyorum beni zevke getiyor. bilgisayar umurumda değil siz mezarcı arkadaşlarımla bu anı yaşamak önemli :d"
--- spoiler ---
44 yaşında koronadan ölen güvenlik görevlisi
-
ben bankacıyım. adam bugün bir bankadan çalıştığım bankaya mobilden eft yapmak için şubeye geliyor. bana telefonunu uzatıp benim onun yerine eft yapmamı ve gelen para ile 500 euro almamı istiyor. bu telefonu alıp işlem yaptıktan sonra bu önlemlerin ne anlamı var diyorum. anlıyorum seni diyor. adama direkt anladığın falan yok dedim hala anlıyorum diyor. anlasan kullandığın akıllı telefondan o işlem nasıl yapılır öğrenme çaban olur. 500 euroyu sonra alsanda olur. insanlar çok bencil. şaka gibi her gün başka olaylar. hele ki bu günlerde ekonominin sıkışmasıyla çıkarılan kredi paketlerinin yanında bankaların yarı yarıya personel çalıştırdığını düşünürsek ben bu süreçte beni ve diğer çalışan arkadaşlarımı düşünmeyen kişilere hakkımı helal etmiyorum.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
beylikdüzü'nde sabahları koşu yapabileceğiniz güzel bir çamlık var. burada ayrıca pek fonksiyonel olmasalar da milleti tatmin edecek spor aletleri de mevcut. tam bu noktada insanlar ısınma, açma germe hareketleri de yapıyorlar. işte bu insanlardan biri olan teyzenin teki daha önce herhangi bir spor camiasında görülmemiş ilginç bir hareketle ısınıyor. 24-25 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir kişi ise işini bırakıp teyzeye dikkat kesilmiş. en sonunda:
- teyze bakar mısın?
+ buyur evladım.
- öyle bir hareket yok.
+ anlamadım!?!
- (teyzenin hareketini taklit ederek) bu nedir ya? burda bir sürü insan var. bilmiyorsanız bakın öğrenin. kendi kafanızdan hareket kasmanın ne alemi var?
eleman bu lafından sonra arkasını dönüp spor alanının dışına doğru sinirli bir vaziyette ki yamulmuyorsam içinden küfrederek gitti. zavallı teyze ise etrafındaki insanlara bakıp 2-3 hareket yaptıktan sonra sırra kadem bastı. yarın gelir mi bilinmez. spor yapan insanlar daha stressiz, aklı başında olur sanırdım. millet toptan kafayı yemiş.
ahmet atakan
-
ben 32 yaşıma kadar nasıl geldim kardeşim?
yaşamayı seviyorum, özgürlüğü seviyorum, bu halkı seviyorum derken yalan mı söyledim acaba kendime? çok mu korktum kardeşim elimde aslında olmayanları kaybemekten? şekil mi yaptım etrafımdakilere? kaçtım mı? uzaktan bağırmayı adamlık mı sandım? gaz iki kere gözüme kaçıp da gözlerim yaşarınca kendimi kahraman mı sandım? çocuk oyuncağı mı sandım tüm bu olanları?
sen 22 yaşında başından vurulup öldürülürken ben 32 yaşıma nasıl geldim kardeşim? ben bu utancı içimde yaşatacak kadar büyük ne günah işledim? ben senin, ethem'in, ismail'in, medeni'nin haklarını nasıl öderim kardeşim? sen tertemiz yüzünle uzanıp yatarken ben nasıl ayakta dururum?
hakkını helal et ahmet.
çok özür dilerim kardeşim. çok özür dilerim.
cabin crew slides armed and cross check
-
thy'de "kebnkurüvsilaydarmzenkrosçek" olarak okunan uçak kaldırma duasıdır.
kişinin kendisini en özgür hissettiği an
-
kendinden başka hiçkimseye karşı sorumluluğu kalmadığı, hesapsız kitapsız bir şekilde sadece kendisi için yaşamaya başladığı an. yalnız olmanın tek olumlu yanı bu özgürlük hissi olsa gerek.
fakir ve zengin insanların ortak kullandığı şeyler
-
sanırım iphone başı çeker.