hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • okuma yazma bilen herkesin basitçe çözebileceği bir soru. bunun neresi beyin yakıyor? beyni yanan insan muhtemelen okul kelimesinin zıt anlamını düşünüyordur hala.

  • ne kadar inovatif oldukları, tek bir modeli inceleyerek yargılandığında büyük hataya düşmenizi sağlayacak otomobil üreticisi.

    elon musk'un hayatını biraz araştıran, konuşmalarını izleyen biri sahibi olduğu bu şirketin sadece para kazanmak amaçlı kurulmuş, niş bir pazara hitap eden, zengin oyuncağı üreten bir şirket olmak amaçlı kurulmayacağını kolaylıkla görebilir.

    bir kere tesla motors dediğiniz şirket bütün patentlerini halka açmıştır. araştırmalar hızlansın, bir an önce şu fosil yakıt belasından kurtulalım diye. oldukça paragöz di mi?

    inovatif "olmamalarına" rağmen dünyadaki en yüksek menzile sahip araç yine bu şirket tarafından üretilmektedir. en yakın rakibinin yaklaşık 3 katı menziliyle... ayrıca dünyadaki tek 4 tekerden çekişli elektrikli araç. (norveçte bu yüzden oldukça popüler)

    asıl amaçlarının bu "niş" pazar araçları vasıtasıyla gelen para, bilinirlik ve bilgi birikim ile, çok daha ucuz modeller üretebilmek olduklarını, hatta bunun için dünyanın en büyük pil fabrikasının temellerini attıklarını, bu üretim tesisi sayesinde pil maliyetini aşağı çekmeye çalıştıklarını da hatırlatalım. ama sadece 5 milyar dolar yatırım yapmışlar, cimri herifler.

    grafen sayesinde hem pil, hem güneş hücreleri, hem rüzgar türbinlerinde yaşanan gelişmeler, elon musk'un vizyonuyla tamamen örtüşmektedir.
    - şimdiden 300 mil üzerinde 1500 ve üstü tekrar şarj edilebilen li-s piller ortaya çıkmıştır.
    - grafen üretim maliyeti azaldıkça pil alanında ön görülen 100 kat hızlı şarj olan piller çok uzak değil... 36 saat yerine 22 dakika diyebiliriz basit olarak.
    - bu maddenin güneş hücrelerinin teoride verimliliğini %60'lara çıkarması bekleniyor

    son olarak ilginçtir elon musk'un sahibi olduğu diğer firma, amerikanın en büyük güneş enerjisi sağlayıcısı. * işte bunlar hep tesadüf.

    hakkaten devrim bunların neyine, sadece şov yapıyorlar.

    not: toyota ve honda temiz enerji devriminin önemli parçaları olacak şirketlerdir, ona lafım yok. ama kalkıp tesla motors'a justin bieber muamelesi yaparsanız çarpılırsınız.

    edit:

    - iş bu entry'de diğer otomobil firmaları küçümsenmemiştir. tesla'nın küçümsenmesi eleştirilmiştir.
    - grafen teknolojisi yarın devreye girecek denmemiştir ama önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde tesla motors'un lehinde gelişmeler olacağı vurgusu yapılmak istenmiştir.
    - bu şirketin amacı para kazanmak değil denmemiştir. "sadece para kazanmak değil" denmiştir.
    - bilimsel makale aramaya üşenildiği için "çöplük" sitelerden linkler verilmiştir ama bu konuların yalan olduğunu gösteren bir durum değildir. benden daha az tembel insanlar isterlerse ilgili makaleleri bulmakta serbesttirler.

    arrivederci

  • yıl 1998-1999 arası yer: istanbul

    okula yeni başlamışım. tam anlamıyla bir solak olduğumdan her işimi sol elle yapıyorum. kalem tutmak, çatal kullanmak vs.

    öğretmenim geldi kalem tutarken sağ elini kullan sol el şeytanın elidir falan dedi. ulan daha yeni okula başladım bi' sakin aq.

    bu mevzu böyle devam ederken olay sınıfta patlak verdi. adım şeytana çıktı. daha 1. sınıfım. ilk aylarım. kimse benimle takılmıyor, konuşmuyor. öğrenci velileri falan okula geliyor; bizim çocukta solak olur onun yanına oturtmayın falan diye.

    yaşadığım travmayı ben bile düşünemiyorum şu psikolog halimle.

    sonra ailem okula geldi baya bi' olay olmuştu. sınıfım falan değişti. işin güzel tarafı gittiğim sınıfın sınıf öğretmeni solaktı. beni aldı, yetiştirdi. bugün bir şeyler olduysam, başardıysam onun sayesinde. mekanın cennet olsun hocam.

  • padişah ibrahim'e, " deli " lâkabı 20. yüzyılda takılmıştır.
    osmanlı tarihçileri böyle bir şeyden bahsetmezler.
    muhtemelen sinirleri yıpranmış bir adamdır ama aklı başındadır. ve arada bir sara nöbetleri geçirdiği tahmin edilmektedir. cinci hocadan medet ummasının sebebi de budur. adam bir şekilde türlü ilaçlarla padişahın sancılarını dindirebiliyormuş.

    aslında bizim türk milletine bir aynadır bu padişah.

    müthiş bir hayvanseverdir. bizim millet " deli " der.

    çok duygusal bir adamdır. bizim millet " deli " der.

    cülusunda " ya rabb! benim gibi zayıf bir kulunu bu makama lâyık gördün... saltanatım boyunca ahâlîye merhametli davranıp bu devleti adalet ile yöneteceğime and içerim... " gibi cümleler kurmuştur ki bizim millete göre delinin önde gidenidir.

    annesi kösem sultan ve rüşvet yiyici saray ahâlisi padişahın kendilerine engel olduklarını görünce ona zamanla türlü baskılar yapmışlar ve nihayetinde annesi kösem sultan'ın izni ve şeyhülislamın da fetvası ile idam edilmiştir.

    kediler üşümesin diye onlar için sokaklara kedi köşkleri yaptıran bu adamın, kedilerin katledildiği günümüz türkiye'sinde " deli " lâkabı ile anılması sanırım onun için bir gururdur ancak.

    ruhu şâd olsun.

  • bu müzik setini taşıyabilmek için eşinden dostundan araba alıp gelenler bile olmuştu yaysat bayiine.

  • sırada bekleyen hastalarının hakkını yedirmeyen doktora helal olsun. ülkenin böyle yürekli insanlara çok ihtiyacı var.
    normal çalışan bir hukuk sisteminde hsyk’nın bu ve benzeri durumlarda (halı saha maçında öğretmenleri gözaltına aldıran savcı https://eksisozluk.com/…retmenin gözaltına alınması - link için @mavibalinahemdeminik’e teşekkürler) gerekli adımları atması gerekirdi.
    edit: hsyk değil hsk imiş. “yüksek” ibaresi son referandumla çıkarılmış. @kafto’ya bu bilgi için teşekkürler.

  • 3.5 trilyonda 1 olacak ihtimal gerçekleşti ve 20 gün arayla yapılan iki çekilişte 6 rakamın 5 tanesi aynı denk geldi! inanılmaz ya harika tesadüf. ayrıca yine ankara yeni mahalleye çıkmış gerçekten ne şanslı orada yaşayanlar.

    "milli piyango'nun 20 gün ara ile yapılan sayısal loto çekilişinde çıkan 5 numara da birbirinin aynısı oldu. 6 haziran'daki çekilişte 5-11-24-39-41-44 şanslı numaralar ilan edildi. 27 haziran'da ise 5-11-24-30-39-41 sayıları küreden düştü. her iki çekilişte de 5-11-24-39- 41 numaralar çıktı."

    kaynak

  • millet dünya üzerinde daha az nasıl çalışabiliriz diye tartışırken bizim geldiğimiz noktaya bak!!

  • sinema tarihinin ilahları kimse, morricone o esamenin en kudretli olanlarından. kendisini ne zaman aklımdan geçirsem görkemine sonsuz bir hayranlık duyarım. bestelerinin müzik zevkimi zaptetmesinin ardından film ve müzik arasındaki ilişkiye çok daha önem verir oldum. epey öncesinden, yıllar evvelinden bahsediyorum. kısacası elin italya'sında doğmuş bir romalının ta bende yarattığı mutluluğun tuhaflığını anlatmaya çabalıyorum.

    onun filmlerinden soyutlanarak algılanabilecek hale gelmiş bestelerinin o kuvvetli tesirinin sebepleri sadece kabiliyetle açıklanabilir mi bilemiyorum. bunda ikinci dünya savaşı'nda bombardımana tutulmuş bir şehrin çocuklarından biri olmasının etkisi olamaz mı? ya da o yıllara ait unutamadığını söylediği en korkunç trajedilerden açlığın? muhakkak. mussolini ve hitler diktatörlüğüne yakından şahit olmuş bir çocuğun sanatı sinemayla birleşince elbette bir harikalıklar koleksiyonu meydana gelirdi şüphesiz. öyle de olmuş.

    ennio morricone çocukluk arkadaşı sergio leone'yle, isimlerinin oluşturduğu bu melodik ahengi sinema tarihine de aksettirmeyi başarınca muhtemeldir ki sinemayı seven herkesin algısı değişti. bu büyük bir iddia değil. her ikisinin de stilleri çokça taklit edildi ve ilham verdi. çiftliğin kloş etekli kızını kapan fularlı kovboyla ona eşlik eden silik senfonik müzik, yerini kirli, sakallı,pançolu,toz içindeki meçhul gaddar kahramanlarla bu tabloyu tamamlayan hatta ateşleyen ıslıklı,mızıkalı, yüksek gerilim yayan notalara bıraktı. şahsî fikrim bu sınırı aşma noktasına ise yine bu ortaklığın zımnî mensubu clint eastwood gelebildi.

    morricone belki hiçbir bestesini ödül için porteye yazmadı. academy her yıl saçma sapan düetlere, sadece armonik olduğu için dinlenilebilir kılınmış fon müziklerine oscar'ı yollarken morricone kenarda bekledi. bir zamanlar amerika'da ise talihsizliğine kurban gitti, yapımcı oscar'a başvurmayı unutmuştu. morricone ihtirasa kapılmadan beklemiş oldu, ta ki 2007'de onur ödülü alana kadar. bir eseri değil, kendisi aldı ödülü. muhtemelen academy ayıbını örtmeye çabaladı. fakat morricone alçakgönüllüydü. clint eastwood elini tutarken gözlerinin dolmasına ve sesinin titremesine engel olamadı. sinema tarihinin bir türüne makas değiştirtenler arasında dimdik duran bu italyan milyonlarca insanın önünde italyanca konuşup ağladı. karısına şükranlarını iletti.

    [gerçi ukala amerikalıların minnetine gerek yok. onlar hala cehaletlerine mündemiç bir kibirle çalıp oynuyorlar. los angeles times'ın, yakın tarihli bir amerika turnesinde orkestrayı yönetirken karizmatik durmamakla eleştirdiği morricone ancak tahsille edinilebilir bu cehalete cevabını vermiş:"eğer seyirciler duruşum,hareketlerim (gesture) için geliyorsa, (onların )dışarıda kalmaları daha iyi olur"]

    kendisi hayatta. bana göre clint eastwood'un karizmatik duruşunun , robert de niro'nun son karede bir muammaya dönmüş tebessümünün ardında hep onun kutsal notaları var.

    yazının sonunda coşayım: param olsa, bastırır bana özel beste yapmasını isterim. yapmazsa onun prensibidir yaparsa yemin ederim tefle,zille oynaya oynaya havalanına inerim, tutuklansam umrumda olmaz. çok şekilsiz şımarırım.