ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ricardo allah var
kariyer siteleri
-
almanya için ; http://www.jobsintown.de/
avustralya için ; http://www.jobaroo.com/
ayrıca
http://www.alexa.com/browse?&categoryid=57030
lisedeki herkesi tanıyan hafif kilolu merve
-
buraları okuyorsa çoktan facebook statusunu "herkesin derdi ben olmuşum, demek ki zamanında iyi koymuşum" olarak değiştirmiştir.
robben seni terk etmedi
-
bir bayern münih taraftar marşı... "ribery'lik ne güzel ihbin ihbin" diye devam eder.
debe editi:
(bkz: hakan bebeğe yardım edelim)
ringelmann etkisi
-
fransız agronomist max ringelmann 1883 yılında grandjouan tarım kolejinde gruplar halinde bir deneme yaptı.
1883’de gerçekleştirilen ip çekme deneyi ilginç bir sonuç verecekti: ipi çekenler ne kadar çoğalırsa, her bir çekenin sarfettiği kuvvet de azalıyor ve 8 kişide yüzde 50’ye düşüyordu! çok uzun bir süre öncesinden biliniyorduysa da, tez, bilimsel olarak ilk kez fransız agronom max ringelmann tarafından kanıtlanmıştı: insan tembel. özellikle de fark edilmediğini sandığı zaman. ringelmann’ın şık deneyi, yirmi öğrenciye tek başlarına ve gruplar halinde beş metre uzunlukta bir ipi çekmelerini isterken ipin diğer ucuna bir dinamometre (kuvvetölçer) yerleştirmesine dayanır.
bu alet deneklerin harcadıkları kuvveti gösteriyordu. ipin ucundan iki kişi çektiğinde iki deneğin harcadıkları ortalama kuvvet, tek başlarına harcadıklarının % 93’üne eşitti.
üç kişide bu oran % 85’e, dört kişide % 77’ye düşüyordu. ve tembellik halkası bu şekilde, sekiz kişilik grupta herkes kendi kapasitesinin sadece yarısı kadar kuvvet harcayana dek devam ediyordu. psikologlar bu etkiyi bugün ringelmann etkisi olarak adlandırırlar.
halı saha tuvaleti
-
bir tuvalet çeşidi.
bir gün eğer es kaza bu tuvaletlerden birisinde kayıp yere filan düşersem, ayağı kırık at gibi çekin silahı vurun beni.
polis bariyerini aşıp ayasofya'ya koşan güruh
-
hafta içi işinde gücünde olan insanların ödediği vergilerin sırtından geçinen, ne kadar asalak tip varsa hepsi orada.
sümeyye'nin kasedi geliyor
-
sözü edilen kız kemal kılıçdaroğlu'nun kızı olsa başbakan mitinglerde "kızına, evladına sahip çıkamayan, onlara edep, terbiye veremeyen zihniyet nasıl olacak da ülkesine sahip çıkacak. işte bizim bunlarla aramızdaki fark bu." diyecekti.
en azından bana öyle geliyor.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
bir supermarkette onumde yuruyen orta yaslı bir ciftin arasında gecen diyalog :
k : hamdiciim saklama kabı da alalım hayatım..
e : yoksa benden birsey mi saklıyosun?..
...ve hic gülmediler...
fay hattını betonla doldurmak
-
ciddiye alıp, örnekleyerek açıklama yapmak isterim.
deprem haritalarını fayları boş ver. anlatacağım örneği dinle. türkiye haritasını düşün, bu türkiye 1000 km derinliğinde bir toprak parçası ve sola doğru gidiyor. benzer şekilde suriye de sağa gidiyor. yılda 3 cm gibi bir değer. rahat rahat giderken suriye ile birbirlerine takılıyorlar. bu takılma neticesinde 3 cm gidişler iptal ama gitme isteği gücü devam ediyor. çünkü arkasındaki kara parçaları ya da levhalar da onları itmeye devam ediyor. 5-10-50 yıl geçiyor arkadan uygulanan güç çok fazla. bu durumda 2 seçenek var. 1 türkiye ilerleyemediği için o kısımda yükselmeler görülür. enerji yatay gidemeyince karaları dikine yükseltir bu sayede dağlar oluşur. ya da biriken enerjiye daha fazla dayanamayan hat 50 yıldır ilerlenemeyen 150 cm lik mesafeyi tek seferde aşar. deprem böyle bir şey işte. yani aralarında beton doldurabileceğin bir boşluk yok. sıkış tepiş, aşırı sıkışık olduklarından zaten ilerleyemiyorlar. ülkelerin hareket etmesini durdurabilirsen depreme de çare olursun karşim. ama kim tutabilir türkiye yi.
azerbaycan'ın türkiye'ye katılması
-
rakı masasında ya da kahvede batak atarken ülke kurtaranlar ekşide yazar olmuş
vergi iade fişi toplamış efsane nesil
-
asgari geçim indirimi müessesesine kurban gitmiş uygulama. zarfın doldurulması vakti yaklaştığında herkes, özellikle memurlar önüne gelen herkese "fazla fişin var mı" ya da muhasebecilerin kapıları aşındırılırdı, market ya da giyim tarzı işletmelerin stok fazlalıklarının eritilmesi amaçlı fatura kestirilmesi amaçlı olarak. bir de bunların zarfları satılırdı aynı milli piyango bayileri gibi ama bakkal, kırtasiyelerde rahatlıkla bulunurdu. ip yumağına dönmüş fişler önce güzelce tasnif edilirdi ve daha sonra hesap makinesi ile en az 3 kez sağlama yapma yoluyla sütunlar toplanır,zarf yetmez ise nakli yekünler itinayla diğer zarflara aktarılırdı. finalde ise ön yüzüne toplam yazılır ve oranların hazır olduğu sütunlardan, işverenin stopaj mükellefiyete göre ya ay ay ya da üç ayda bir bu para kişinin bordrosundaki gelir vergisinden mahsup edilirdi.