hesabın var mı? giriş yap

  • -babam: gel buraya sahtekar pezevenk!
    -ben: ne oldu baba ?
    -babam: olum, sende hiç utanma, arlanma yok mu?
    -ben: ne oldu? anlamadım ?
    -babam: ulan babanın kalıbına sıçım, bütün pastırmaları yemişsin. 1 haftalık pastırma ihtiyacımdı o.
    -ben: baba, ben yemedim, temizlikçi kız yemiştir.
    -babam: kaldır lan koltuk altını!

    veee.. leş gibi pastırma kokan ben'e, o muhteşem laf gelir..

    -babam: "ben sana protein olsun diye et müptelası oldum lan pezeveng! 8 sene uğraştım seni yapmak için."
    -ben: "8 sene her gece mi baba?"
    -babam: ulaaaaan ben seninnnnn.. çatt... pataküte pataküte diye sesler duyulur ve bundan sonrası hatırlanmaz. yaş 14-15'tir.

    keşke şimdi hayatta olsa, hayatta olsa da yeniden sinirlense, bağırsa çağırsa..
    kıymet bilmek lazım, a dostlar.
    baba, candır. yücedir. allah'tan sonra gelendir.

  • kadınlar her dönemde bu işin çıtasını yüksekte tutmuştur. geçmişte ise bu işin boku çıkmıştır. kadınların eskiden güzelleşmek uğruna ciltlerine sürdükleri şeyler bugün bize abartı gelen bazı şeylerin masum kalmasına sebep oluyor.

    güzelleşmek için neler kullanmamışlar ki?
    arsenik, radyum, cıva, kantaridin , petrol hatta x-ray ışınları...

    agatha christie'nin en sevdiği cinayet silahı arseniğin nasıl güzellik malzemesi haline geldiğine bakalım:

    1851 yılında kaşif ve doktor johann jakob von tschudi, viyana merkezli bir tıp dergisinde bir makale yazdı. makalesinde avusturya'nın steiermark bölgesi sakinlerinden bahsetti. okuyucuları, dağlık alanda, geleneksel ve zorlu koşullarda yaşayan bu insanların diğer insanlardan bir farkı olduğunu öğrendiler: arsenik yemeye düşkün olduklarını.

    bu dönemde arsenik içeren bileşikler hem ilaç hem de korkulan bir zehir olarak yaygın olarak kullanılmaktaydı.

    arsenik bazlı terapötiklerden en ünlülerinden biri 1780'lerde kullanılan ve potasyum arsenit içeren fowler çözeltisi'dir. başlangıçta sırma tedavisi için kullanılan çözelti kısa sürede genel bir tonik ve egzema gibi cilt hastalıkları için tedavi amaçlı kullanılmaya başlandı.

    avusturya'da arsenik yiyenlerin varlığı, arseniğin "faydalı" etkilerine yeniden ilgi uyandırdı. özellikle, steiermark'lıların artan dayanıklılık ve enerji haricinde parıldayan gözleri ve pembe yanakları ile daha iyi bir tene sahip olduklarını anlatan hikayeler büyük bir heyecana neden oldu ve arseniğin insanları güzelleştirebileceği ortaya çıktı.

    aşırı ve sürekli arsenik kullanımının en hafif ihtimalle tahriş edici ve en kötü ihtimalle ölümcül sorunlar yaratabileceği rutin olarak duyurulsa da popülaritesi gün geçtikçe artmıştır.

    arsenik, kılcal damarları genişletip yanaklarda geçici bir sifon etkisi yarattığı için gerçekten de kullananların ciltlerinde kısa süreli faydalar göstermekteydi.

    yaygınlaşan trendin farkına varan birkaç şirket kısa süre içinde arsenik içeren kozmetikler satmaya başladılar. 1890'ların ortalarında tüketiciler "dr james p campbell's safe arsenic complexion wafers" gibi ürünler ve az miktarda arsenik içeren karamelli şekerleri satın alabiliyorlardı. görsel

    görsel
    bu ürünlerin popülaritesi birinci dünya savaşı'ndan hemen sonra azaldı ancak arsenik içeren sabunlar 1930'lu yıllarda halen satıştaydı.

    kaynak: history extra

  • kendi sozlerini aciklamis. ataturk ile ilgili bir aciklama degil icinde 2-3 kez ataturk'un adi gecse de.

    ataturk ile ilgili gercek dusuncesini de belirtmiyor, politik olarak yumusatmaya da calismiyor. yani cikip "ulkemizi dusman isgalinden kurtaran ulu ondere benim lanet okumam soz konusu olamaz" tarzi bir aciklama da degil.

    bir de olmusun ardindan beddua etmek dinen yasaktir diyor, yani dinen yasak olmasa...

  • ertem şener: mike tyson'ın yumruk basıncı 3 tonmuş.
    sinan engin: bende lunaparkta yumruk atılan makinayı kırdım.

  • yerçekimi 2 kat artarsa 3 katına çıkmış olacağından sözlükte yapılan tanımların da değişmesine neden olacak durumdur.

    kütlemiz değişmez, ağırlığımız 3 katına çıkardı.

    belki de tek faydası ayaklarımız yere sağlam basardı, aklımız bir karış havada olmazdı.

  • bugün engelli bir öğrenci geldi yanıma. otosmasyon şifresini hatırlayamıyormuş. üniversitenin ilk günü, öğrenci işleri çok kalabalık olduğu için girememiş içeriye engelinden dolayı. "yardımcı olabilir misiniz acaba? " dedi.
    şifresini sıfırlamak için sistemde kimlik bilgilerini dolduruyorduk çocuk "anne adı" kısmında duraksadı birden. hatırlamaya çalıştı. utandı, sıkıldı, hafızasını zorladı, birkaç isim söyledi girdik sistem yanlış dedi. çocuk da açıklamak zorunda hissetti kendini. "ya" dedi "kusura bakmayın, annem bizi küçükken terk etmiş ben böyle doğduğum için. hiç konuşmuyoruz onun hakkında ben de unutuyorum böyle bazen." içim parçalandı. öyle bir sessizlik oldu ki odada sağır olacaktım neredeyse. "müsaade ederseniz babamı arayıp öğreneyim." ... "baba" dedi "annemin adı neydi?" yine aynı sessizlikten oldu birkaç saniye. ben gözlerimi kaçırıyorum sürekli dolduğu belli olmasın diye. ama gerekçesi sürekli kafamda yankılanıyordu. "ben böyle doğduğum için..." bi isim söyledi babası. ama sesindeki sitemi duymalıydınız. böyle bir isim söyler gibi değildi, içinden bir şeyler kusar gibi söyledi.
    yazdık sistem kabul etti. çocuk aynı utangaçlıkla, sıkılganlıkla gitti. hiçbir şey diyemedim öylece kalakaldım.
    bu başlıkta yazılan şeylere bakıyorum şimdi. yok tipim şöyle burnum böyle, boyum şu kadar vs.
    yapmayın suserlar bunlar sadece kabuk, içinize bakın. o engelli çocuktaki olgunluğu görmeliydiniz. bakışlarındaki sadeliği, mükemmel diksiyonunu, tavırlarındaki nezaketi, "çirkinliğindeki estetiği" görmeliydiniz.
    etmeyin, zarfa takılmayın bu kadar. mazrufa bir bakın hele ne yazıyor içinde.

  • gencolar burdaki 18-25 yaş aralıgındaki kızların istekleri gözünüzü korkutmasın.bir nevi iş ilanı gibi düşünün, iş veren de işe alacağı kişideki özellikleri yazar da yazar , tabi öyle bir kişi bulma olasılığı nerdeyse imkansız olduğu için , en temel gereksinimleri karşılayan ilk kişiyi işe alır.
    bunların evlenme zamanı gelince(25-30 yaş arası) , bu kriterlerin %90 ı kayboluyor.geriye kalan kriterleri sayayım ben size:

    - ortalama - iyi bir iş
    - efendilik
    - eşini koruyup kollama(özellikle kaynanaya karşı)
    - insan ilişkileri ve uyumunun iyi olması(bilimum akraba, eş-dost ziyaretleri için)
    - tip en sonda geliyor, fiziksel engeliniz yoksa, vücudunuz çok orantısız değilse( aşırı zayıf, obez vs) veya boyunuz çok çok kısa değilse fiziksel özellikler nerdeyse yok hükmünde

    yok 1.90 boymuş , 6 packmiş, 50kilo taşşakmış bunları sallamayın yiğidolar.

  • tek soruluk muhteşem test.

    faşist misiniz?
    a-) hayır
    b-) evet

    b'ler çoğunluktaysa faşistsiniz.

  • kahve miktarındaki son fine tuning...

    en son bu ekleme yapılmazsa ayarı olmuyor kahvenin.
    herkes mi yapıyor, bir ben mi manyağım?

    önce kendi neşene göre silme, tepeleme, az neyse kaşıkla koyarsın, ama yetmez hemen kaşığın ucuyla son bir pinçik... hah oldu.