hesabın var mı? giriş yap

  • sizin icin gercekten çok mutlu eden bi olayı paylaştığınızda hic sevinmediği gibi, bunu bozacağına dair komiklikler şakalar yapması. öyle pat diye nefret etmezsiniz ama durup düşündürür bi. yanlış insanı mı yakın arkadaş belledim diye.

  • açlık hastalığına yakalanmış ilginç bir arkadaşmış kendisi. hikayesi wikipedia'dan çevirebildiğim kadarıyla şöyle:

    charles domery 1792 - 1797 yılları arasında fransa'ya karşı yapılan birinci koalisyon savaşları sırasında küçük yaşta prusya ordusuna katılmış. bugün almanya - fransa sınırında yer alan thionville şehrinin kuşatması sırasında prusya ordusunda yiyecek kıtlığı başlamış. buna çok kızan domery, fransızlar'a teslim olmuş ve fransızlar için savaşmaya başlamış. fransız komutan domery'e ödül olarak kavun vermiş. domery de kavunu anında hatta kabuğuyla beraber mideye indirmiş.

    paris yakınlarındaki askeri bir kamptayken bir yıl boyunca 174 tane kedi yemiş. sebzelerden hiç hoşlanmazmış ama yemek bulamadığında günde 2 kg civarı ot yermiş. daha sonra fransız donanmasında ingilizler'e karşı savaşırken bir askerin kopan bacağını bile yemeye başlamış diğer askerler bacağı ondan alıp, denize atana dek.

    ingilizler tarafından esir alınıp, liverpool yakınlarında bir esir kampına nakledilmiş. ingilizler domery'nin iştahını görünce şok olup, yemek payını iki katına çıkartmışlar. domery bir süre sonra günde 10 esirin payı kadar yemek yemeye başlamış. ayrıca hücresini ziyaret eden 20 civarı fare ile hapishanenin kedisini bile yemiş. hatta ve hatta diğer esirlerin almayı reddettikleri ilaçları, hapishanedeki mumları da yemiş.

    bu doymak bilmez arkadaşın liverpool'da mı kaldığı, fransa veya polonya'ya mı döndüğü, yoksa aşırı iştahtan mı öldüğü konusunda bilgi yok.

  • nodullu detone sesiyle sarkici oldugunu iddia eden, baldir bacak sov ile averaj turk erkeginin zevkine hitap eden, fingirdeyip insanlara laubali ve densiz satasmalariyla eglendirici ve cekici oldugunu sanan, sagduyu sahibi insanlarin seyretmeye dayanamadigi artis namzedi

  • normal değildir. muhtemelen barış özcan gibi bir ailesi var ve çocuğa aşırı yükleme yapmışlar. bu yaşta bir çocuğun spinoza’yı anlaması mümkün değil. platon’un devlet kitabındaki soyut bağlantıları kuramaz. çocuğu telefondan, tabletten uzak tutalım diye bokunu çıkarmışlar. verirsin yaşına göre kitap onu okur. 150 günde 250 kitap nedir allah aşkına?

    artık insanların kitaptaki kelimeleri içinden teleffuz ederek bitirmenin kitap okumak olmadığını anlamaları lazım. kısa zamanda çok kitap okumanın hiçbir faydası yoktur. aslında kitap okumanın da hiçbir faydası yoktur. kitap sizi düşünmeye sevk ediyorsa faydalıdır aksi halde izlenilen filmden farklı değildir, kısa zamanda uçar gider. birkaç kitabı sindirerek okuyun.

    kitap okuyan ama kendi fikri olmayan yığınlar çoğalıyor. kitap kutsanıyor.

    edit: schopenhauer