ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yalnızlık
-
''yalnızlığın dezavantajlarından birisi vardır ki, bilincine varılması ötekiler kadar kolay olmaz. bu dezavantaj; sürekli evde kalmak yüzünden, dış etkilere karşı çok duyarlılaşan bedenimizin en küçük bir hava akımında bile hasta olmasıdır. sürekli köşeye çekilmişlik yüzünden ruhsal durumumuz öyle duyarlı olur ki, en önemsiz olaylar, sözcükler ve hatta salt tavırlar yüzünden huzursuz olur, hastalanır ya da inciniriz. oysa sürekli kalabalığın içinde kalan biri, bunları dikkate almaz bile.''
demiş arthur schopenhauer.
50 karakter az değil bence adam olana yeter de art
-
"50 karakter az değil bence adam olana yeter de" sanatı.
ışid'ın tıp fakültesi açması
-
kadavra sıkıntısı çekmeyecek bölüm/okul.
erdoğan'ın örtülü ödenekten 7 milyar tl harcaması
-
doğruysa bu parayla ülkeye 35 tane amerikan hastanesi yapılır.
şimdi gittiğin devlet hastanesini düşün, bir de kapısından içeri giremediğin amerikan hastanesini.
ha işte, bir düşün bunu. böcekliğini unutma.
oğlumu da kardeşinin şehit olduğu yere gönderirim
-
ancak bir babanın söyleyeceği söz. bir anneden böyle malca bir ifade duyamazsınız.
esenyurt'ta atatürk heykelinin ateşe verilmesi
-
ben esenyurtta yasiyorum ve bu yavsak, kansiz suruleri yuzunden milli bayramlarda bile evime bayrak asamiyorum. cunku ne devletin polisine ne de askerine, beni koruyacagina dair zerre guvenmiuorum. evimin dibinde aponun cocuklari, gunesin cocuklari diye sikimsonik sarkilar falan caliyorlar. polisin sikinde degil tabi.
sandra blokları
-
david villalarının hemen arkasında yer alan, eşsiz yaşam konutlarıdır.
merve'me hikayeler
-
(bkz: özelse biz çıkalım)
türkiye artık avrupa'da değil
-
bunu anlamak için sokağa çıkmak, sahile inmek falan yeterliydi oysa!
şok olmuş gibi tavırlara girmeye gerek yok kardeş. senin dükkan tabelaların arapça olurken birer birer,
gençlerin bir mülteci tarafından öldürülürken,
genç kızların, kadınların yine bunlar tarafından gizli gizli fotoğrafları, vidyoları çekilirken anlamalıydın gidişatı.
dipçe-i istila: arkadaşlar, yukarıdaki açıklama doğrudur değildir. olay bu değil. avrupa birliği, " siz avrupa'da değilsiniz " dese ne, demese ne!
mevzu başka. mevzu, ülkemizde yaşanan şu olaylardan biri bir avrupa ülkesinde yaşansa halkın tepkisi ne olurdu?
mevzu, benim geçtiğimiz aylarda istanbul'da adres soracakken beşinci denememde bir türk'e denk gelebilmem.
mevzu, bazı semtlerde sokak boyunca sadece arapça tabelalar olması!
uzar gider bu liste. sen önce vatanına sahip çık; sonra bana çemkirirsin " hepsi mültecilerin suçu mu? " diye.
senin ülkende zaten sürüsüne manyak varken bir de ithalatına girdin bu işin!
25 haziran 2018 muharrem ince basın toplantısı
-
bence bu fıkrayı anlatarak bitirmeli:
büyük köpek maması fabrikatörü, şirketinin bütün müdürlerini, fabrikasının bütün şeflerini, amerika’nın tüm eyaletlerine dağılmış satış temsilcilerini, reklam, halkla ilişkiler görevlilerini toplamış.
kürsüye çıkmış..
“bu ülkenin en büyük köpek maması fabrikası kimin” diye bağırmış..
yüzlerce kişi bağırarak cevap vermişler: “bizim..”
patron yine sormuş: “besin değeri en yüksek köpek mamasını kim üretiyor?”
“biz” diye haykırmış kalabalık.
“en çarpıcı, en göze batan paketi, kutuyu kim yapıyor?.”
“biz” diye haykırmış kalabalık.
“en büyük reklam kampanyasını kim yapıyor” diye bağırmış patron..
“biz” diye yanıt gelmiş yine hep bir ağızdan..”
en büyük süpermarketten en ücra köydeki bakkala en iyi dağıtımı kim yapıyor?” diye bağırmış patron..
“biz” diye haykırmış salon.. “o zaman” diye gürlemiş patron..
“o zaman niye satamıyoruz bu mamaları?!..” salondaki ölüm sessizliğini arka sıralardan gelen cılız bir ses bozmuş..
“lanet olası köpekler yemiyorlar ki!