hesabın var mı? giriş yap

  • tamamen zararsız görünen hatta bilakis çok faydalı bir icat olan pulluğun başının altından çıkmış bir kurumdur. her ne kadar sasaniler tarafından icat edilmiş olduğu söylense de efendim şövalyelerin ortaya çıkmasına da bu pulluk sebep olmuştur. ha bir de unutmadan söyleyelim üzengi. avrupa'nın balçık içindeki toprağını yararak su yolları açan ve toprağın verimli işlenmesini sağlayan bu alet sayesinde bolluk bereket gelince, köylüler semirmiş, yöneticiler semirmiş. tarımsal zenginlikle gelen huzurun ve tabii ki zenginliğin ta kendisinin korunması için gereken merkezi otorite o tarihlerde avrupa'da namevcut olduğundan mütevellit feodalizm tüm haşmetiyle gelmiş kurulmuştur efendim.

    nasıl mı? e bu semiren köylülerden biraz daha fazla vergi alalım diyen yöneticilere köylüler de hay hay deyince, işte bu üzengiye basıp ata binen şövalyeler güruhundan güçlü ordular ortaya çıkmış. ama kimin orduları? zengin toprak sahiplerinin. böylece zengin yönetici sınıf, şövalyeler ve köylülerden ya da daha akademik terimlerle lordlar, vassallar ve serfler arasında karşılıklı hak ve görevlere dayanan bir ilişki gelişmiştir.

    şunu da belirtmeliyim ki, doğu feodalizmi ile batıda ortaya çıkan feodalizm birbirinden çok farklıdır. batıda lord ile vassal bir tür sözleşme ile birbirine bağlıyken ve toprak sahipleri zamanla merkezi otoriteye karşı birer direnç noktası haline gelirlerken, doğunun lordları merkezi idarenin memurları gibi çalışmışlardır. diyebiliriz ki, anayasal hükümet anlayışının temellerini de batı feodalizmi atmıştır. yani bir bakıma anayasal düzenin temel direği pulluktur.

  • tarihimizi yanlis tanitiyorlar... banyodan yeni cikmis, saci islak kiz zorla yatirilip uyutulur mu lan? sinuzit olur, ecdadimizda var mi sinuzit ? hainler.

  • bu konuda kafam gerçekten karışık.

    kılıçdaroğlu'na bir sempati besliyorum. adamın çabaladığını görüyorum, gelip burada sorularımızı bile cevapladı. gençleri kazanmak için uğraşıyor. ayrıca dürüst olduğuna inandığım bir insan. belki chp'ye oy versem bu zamana kadar gerçekten en içten, en isteyerek verdiğim oy olacak bu seçimlerdeki..

    ama bir yandan da işte hayatımızda bir akp gerçeği var. hdp'nin meclise girmesi gerekiyor. sadece akp için de değil, ben hdp'nin savunulan haklar adına da mecliste olması gerektiğine inanıyorum, zaman zaman yapılan hatalara ya da saçmalıklara rağmen bunu gerçekten istiyorum.

    sonuç olarak kalbim chp dese de mantığım hdp diyor. bu kafa karışıklığım son günlerde çok zorladı beni. geçen gün evde konuşurken de eşim şu soruya cevap verirsen belki kime oy vereceğini de belirlemiş olursun dedi:
    "kılıçdaroğlu'nu mu daha çok seviyorsun, yoksa tayyip'ten mi daha çok nefret ediyorsun?"

    benim cevabım nefretten yana oldu..

  • özellikleri şunlardır:
    - fiziksel cazibeye ters orantılı özgüven
    - 1000 metreye kadar trip atma kabiliyeti
    - atmosfer olaylarını etkileyebilecek güçte pöfleme
    - evlendikten sonra dahi 7 aya kadar vermeyebilme
    - 1 dakikada 42 bin karaktere kadar mesaj yazabilme
    - ikili kimlik (evde yarılana kadar açık çay, dışarda cafe latte)
    - bele yönelmiş kızılötesi ışınları engelleyebilen alttan çıtçıtlı body
    - her erkeğin taşıyamayacağı çelik gövde
    - saçın üzerine sabitlenmiş anti serpinti güneş gözlüğü
    - 54 metre ötedeki hava akıntısını algılayıp üşüyebilme

  • 1- gaza gelmeyin.
    2- herkes ağanız, herkes paşanız olsun. bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler.
    3- gaza gelmeyin.
    4- trafikte hiç kimseye birşey öğretemezsiniz. siz haklı olsanız bile haksız birine had bildirmeye çalışmayın.
    5- gaza gelmeyin.
    6- karşıdaki araçta insan var diye düşünmeyin. her an araç içinden insansı bir hayvan çıkabilir.
    7- gaza gelmeyin.
    8- geç de olsa gideceğiniz noktaya sağ salim vardıysanız sizden daha iyi araç kullanan kimse yoktur. şampiyon sizsinizdir. nokta.

    haaaaa!.... unutmadan.

    gaza gelmeyiiiiiiin.....

  • çok kolay bir reçetesi var,

    öncelikle sülün osman’ın cümlesini hatırlayalım, ben beni dolandırmaya çalışanları dolandırdım, suçsuz insanları dolandırmadım der. adam köyden gelmiş, boğaz köprüsünü alabileceğini sanıyor, karşısındaki adam sülün osman, bir fiyat biçiyor, köylü karşısındakini tokatlamaya çalışırken tokatlanıyor. dürüst olacaksın, karşındakinin hakkını korumaya çalışırken (bu araba bu fiyat olmaması lazım diye düşünerek) duruma ayıkırsın.

    ucuz mal buldum gel, bana destek at yapalım, gömü buldum kimseye söyleme, biletimi al gelirim gibi saçma cümlelere hep soru soracaksın, neden ben? bu adam neden bana söylesin ki, para bulsam ben kime söylerdim. kısacası güvenmeyeceksin.

    şüphe insanı diri ve uyanık tutan en önemli duygulardan birisidir. şüpheci olmak ayarı kaçırmadığın müddetçe seni bütün musibetlerden uzak tutar.

  • "kadinlar beni begeniyor" diyor.
    sen o deniz kumu ile yaptigin insaatlarindan birinde amele ol bakalim yuzune kim bakiyor?

  • manası "hastalığı atlattık" değil malesef.
    manası "hasta olana iyi kötü bakacak kapasitedeyiz, ölen ölür, kalan sağlar bizim" olan karar.

    birazcık kafası çalışan kimse reyiz arka arkaya 3 hafta cemaatle cuma kılmadan önlemlerini gevşetmez.

  • tek çaresi umudu öldürmektir, başka bir yolu yoktur. eğer hala içinde umut saklıyorsan bu acı asla bitmez. hiçbir şey beklemeyeceksin. içinde hiç umut kırıntısı olmayacak. o zaman aşk acısı da biter. acı veren umuttur.