ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
şok market'in çalışanlarını dilenci yapması
-
bu boktan satış stratejisi ayrı tartışılır ama şok market çalışanlarına üzülüyorum gerçekten.
bugün sigara almak için şok'a gittim. kasada bir tane kızcağız önümdekilere yalvar yakar “bir tane piko alır mısınız” diyor. istemeyenlere lütfen, prim alamayacağım yoksa, bir tane alın falan diye kendini acındırıyor.
sıra bana gelince kıza sordum. o bölgede 13 tane şok market varmış. aralarında piko satmak için yarışıyorlarmış. en çok satan markete de prim veriyormuş merkez. her hafta sanırım başka ucuz bir ürün sattırıyorlar böyle yalvar yakar, dilencilik yaptırarak.
yazık değil mi lan insanları bu hale getirmek. ne vicdansız iğrenç insanlarsınız siz. yok bir de başka şok markete gitsem, orada da başka biri böyle yalvaracak. ondan alsam bu kez önceki kız prim alamayacak. yapacağınız işe sıçam.
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
elimi yıkadıktan sonra küçük su damlacıklarını kızgın tavaya savurmak. cıs cıs sesleri eşliğinde dans edip kendinden geçmek. evet.
18 nisan 2020 ek gümrük vergileri
manav olma arzusu
-
ilk yazılımcılarda gördüm bunu. ben de geyiğini yapmışımdır kesin. "abi bırakıcam bu işleri manav olucam". "abi gidicem ege kıyısında domates yetiştiricem" şeklinde.
isyanın sebebi belli: bir meslek zihinsel olarak çok yoruyorsa zihinsel yorgunluğu olmayan meslek stereotiplerinden birini seçip onu arzuluyoruz.
halbuki manava gidip bunu desen seni patlıcanla hıyarla döver. millet manavlığı bir tezgaha döşenmiş sebze meyveyi belli fiyattan satma işlemi zannediyor. keza domates yetiştirmeyi de "domates ekmek ve çıkan domatesleri toplamak" olarak. bunlar fiziksel efor gerektiren şeyler zannediyor. mesela domatesler niye çıkmadı, haşerat niye dadandı, niye mahsül kırıldı bunlar düşünce gerektirmiyor zannediyor.
manav için de öyle. en başta sattığın ürün "perishable good" yani sonsuza kadar saklayabildiğin bir şey değil. hızlıca elinden çıkarmak zorundasın. ona göre ideal fiyat aralığı tutturman gerekiyor karlılık için. stok ve halden toplu alımlar için de doğru planlama yapman gerekiyor. bu başlı başına endüstri mühendisliği alanına giren bir optimizasyon konusu. dükkanı kaçtan kaça açık tutacağın, ne zaman başını bırakabileceğin, çırak tutacaksan onun sigortası bile derdin oluyor.
onun haricinde manavlığı dışsal faktörler hiç yokmuş gibi hayal ediyorsun. mesela mahallenin polisi gelip iki salatalık tırtıklayınca parasını alamıyorsun. sıkıysa iste. çocuklar çilek aşırınca, ev sahibi kirayı tam gününde isteyince hesapların birbirine giriyor. buzdolabının elektriği gidiyor, dükkanı su basıyor. vitrin camını top kırıyor. fare dadanıyor. ilaçlaman gerekiyor. veresiye defterleri kabarıyor. bu sefer yanlışlıkla sebzeye sıktığın ilaçtan müşteri zehirleniyor. bir de sonunda yan sokağa migros gelmesin mi? hadi şimdi koca zincirin planlama ve işletme kabiliyetiyle tek başına mücadele et sıkıysa.
sonra kan ter içinde uyanıyorsun: "oh lan ne güzel kod yazıyorum, derliyorum, tek derdim bu".
mesleklerimizin kıymetini bilelim.
1.80 boyun aslında kısa olması
-
bu durumda ben aslında yoğum.
5 ocak 2016 adore mobilya güzelliği
-
10 lira kargo ücreti ile kedi evi satan mobilya firmasının yaptığıdır.
genellikle x firması rezaleti olarak karşımıza çıkan türk firmalarından beklenmeyecek derecede güzel olay.
mobilya üreten bu adamlar oturmuşlar hurdacıya satacakları (zarardan kar) malzemelere şekil verip ve paketleyip (maliyet) sadece 10 tl kargo parasına kedi evi olarak gönderiyorlar.
taksit bile yapabilirsiniz. elinize mi yapışır bir paket sigara fiyatına kedilere ev kurun.
kediye sahip çıkalım
(bkz: adore mobilya)
edit: felis margarita adlı yazara teşekkürler. ilk fark eden* oydu bu güzelliği.
bbc'nin gözünden 1989'da türkiye
-
istanbul belediye'sinin bedrettin dalan yönetiminden nurettin sözen yönetimine geçtiği bir dönemde çekilmiş, bütün erkeklerin bıyıkları ve kaleci saçlarıyla göründükleri (levent kazak ve peker açıkalın hariç) , herkesin bol döküm ve korkunç giyindiği bir video. sunucularını da sanki o dönem 'ömer karacan'ın trt'de sunduğu 'bir numara' programı için londra'dan özel olarak istanbul'a davet ettiği dönem hipsterlarına benzettim.
keşke görüntülere topkapı otobüs terminali ve anadolu yakası da dahil edilseymiş...
18 mart 2022 ankara'da mağaza açılışında izdiham
-
orada bulunanların %99'unun akp'li olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam.
fernando muslera
-
kotu kaleci oldugunu soyleyenler var. ben kendimi mal zannederdim amina koyim. benden mallari da varmis. rahatladim neyse...
engin ardıç vs ilber ortaylı
-
(bkz: foseptik vs okyanus)
çamaşır asan cam silen ütü yapan evi süpüren erkek
-
annesi hasta olabilir. oturduğu yerden 'ılık' diyen yaratıkları siklemez.
schrödinger'in bacısı
-
bir kutuda duran bu bacı kuantum konusunu açıklamada önemli bir semboldür.
kutuya bakarsan saldırıya uğramamıştır,
bakmazsan gezide o potansiyel vardır.
bacı aynı anda iki durumda da olabilir.