hesabın var mı? giriş yap

  • benim gibi "o hep geç kalmışlık hissi." içerisinde olmak, hayatı hep film izler gibi izlemek, ne yaparsa yapsın başarısız olacakmışsın gibi hissetmek ve her şeyden tam anlamıyla zevk alamamak. böyle bir karakter ile bir ömür çok güzel perişan edilebiliyor sözlük.

  • aktrollerin elinde tuzlukla koştuğu ama hayal kırıklığına uğradıkları başlık. sakin ol trol kardeş, geç otur soluklan. senlik bi' şey yok.

    ekrem imamoğlu, geçtiğimiz günlerde, kadın yolcunun parasını gasp edip, savcılığa verilmesine rağmen hiç şaşırmadığımız şekilde serbest bırakılan taksicinin ruhsatını iptal etmiş. ayrıca 34 tdh 90 plakalı taksinin izin belgesi askıya alınarak, araç parka çekilmiş. darısı diğer taksicilerin başına. kaynak

    ayrıca gündemdeki bir başka kadın cinayeti ile ilgili olan başlık: (bkz: cinayet kurbani cagla tugaltay davasi kapanmasin)

  • bu mesleğin en acı tarafı şu: çok güzel bir gökdelenin, konser salonunun, stadyumun önünden geçerken insanlar "binaya bak ne kadar güzel, mimarı kim acaba?" diye sorar. kimse inşaat mühendisi kim diye sormaz.

    kendi kendine duruyor o bina ayakta çünkü.

  • az bile. tekrarı halinde de 1 aydan az olmamak üzere hapis cezası verilmeli. çocuk oyuncağı değil bazı şeyler.

  • 5-10 milyar euro gibi kimin cebine gittiği belli olmayan bir para için vatanın onurunu, namusunu, bağımsızlığını, huzurunu, can ve mal güvenliğini, çocuklarının ve kadınlarının istikbalini ve selametini satanların iftihar etmesi gereken tablodur.

    bu daha ne ki?

    bunlar logaritmik hızla çoğalıp, yayılacak ve mafyalaşmaya başlayacaklar. seyredin bakın.

    yani bu adamlar taliban'dan kaçmış güya. öyle mi? lan bunlar taliban’ın ta kendisi. türk ordusunun asker sayısı kadar genç afgan erkek getiriliyor. hepsi de eli silah tutan, askeri eğitim görmüş, gerilla savaşında uzmanlaşmış tipler. sedat peker, çalınan ve kaybolan taktik silahlardan bahsediyor. amerikan ordusu ise yunanistan'a yığınak yapıyor.

    bu neyin hazırlığı böyle? buyrun siz düşünün..

    türkiye cumhuriyeti yıkılıyor..seyredenler utansın.

  • 1 yaşındaki torununa otelde parti yapan akrabayı gördükten sonra evdekiler normal gelmeye başlamıştır. ancak siz yine de çocuğunuzu dünyadaki en değerli şeymiş gibi yetiştirmeyin. sizin için öyledir ancak başkaları için öyle olmayacak.

  • 93 senesindeki efsane benim.

    önümdeki iki dallama ağlıyordu. arkamdakiler ağlıyordu. yanımdaki çekik tip tip bana bakıyordu. herkesin anası-babası sınıfta. gri önlüğüm ve ceplerindeki iyi ütülenmiş beyaz mendillerimle etrafı gözlemliyordum. annem yanımdaydı. işe gitmesi gerekiyordu. hayır duasını edip öptü ve gitti. her teneffüste çekimser adımlarla kapının önüne çıktığımda milletin annesini görüyordum orada burada. ama benim annem yoktu. gerçi olsa ne boka yaracaktı orası da ayrı. akşam olunca geldi, aldı beni.

    şimdi asıl ağlamama nedenime geleyim. annem ağlamazsam bana kardeş yapacağını söylemişti. ben de ağlamadım tabi ki. eve gitti kardeş yok. kardeşimi sorunca karnenin hepsini beş getirirsen kardeş yapacağım dedi. karne günü eve gittim, yine kardeş yok. bu sefer ikinci sınıfta aynı döngüye soktu. sanırım 4. sınıfta çocuğun ısmarlama bir olay olmadığını öğrendiğimde artık çalışkan bir öğrenciydim. bu vesileyle iyi bir not ortalamasıyla 8 yıllık zorunlu eğitimi bitirdim.

    bu kadın yıllarca pepsi kola şişesine koyduğu siyah üzüm suyunu bana kola diye içirmiş kadın. ben mi aptaldım, bu kadın mı akıllı hala emin değilim. belki ikisi de. *

  • genel sekreteri david miles'ın "fenerbahçeyi asla küçümsemeyeceğiz" şeklinde konuşarak fenerbahçeyi küçümsediği kulüp.

    edit: genel sekreteri david miles'ın "beşiktaş'ı asla küçümsemeyeceğiz" şeklinde konuşarak beşiktaş'ı küçümsediği kulüp.

    edit2: genel sekreteri david miles'ın "galatasaray bizi hafife almasın" şeklinde konuşarak galatasaray'ı abarttığı kulüp.

    ulan hep bizimkilere mi denk geliyor bu?

  • 1660 istanbul için felaket yılı, şehrin 3te2’si yangınla yok oldu, 1666 londra için felaket yılı, 80bin nüfusun 70bini evlerini kaybetti.
    1660’lı yıllar dünya tarihine kurak yıllar olarak kaydedildi, o yıllara ait bir kayıtta son 900 yılın en kurak yılları diye yazılmış!
    istanbul bu tarihten sonra sayısız yangınlar gördü, her seferinde ahşaptan yeniden yapıldı, yeniden yandı, ta ki taştan binalara geçinceye kadar
    londra ise 1666 dan sonra ızgara şehir planına ve taş binalara geçti. o tarihten bu yana bilinen devasa londra yangını olmadı...
    1666 yılı diyorum, yani ortaçağın karanlığında, geceleri cadı yakarak sosyalleşen, boğazlarına kadar pislik ve cehalete batmış adamların yaptığına bakın! ızgara şehir planı ve taştan evler...
    demek ki istanbul için o tarihlerde alınacak böylesine basit bir karar ile istanbul’un kaderi nasıl değişirdi acaba?!
    200-300 yıllık mahallerimiz olur muydu? (olsa ne güzel olurdu)