hesabın var mı? giriş yap

  • ulan bu ronaldo nasıl bir adam ya. james adama dünyanın en kolay golünü attırıyor. adam sanki golü kendi yaratmıs da atmış gibi kendi şovunu yapıyor, yanına gelen james' i görmezden geliyor falan.

  • münevver karabulut'un cinayeti hakkında bilgiler

    düşündüm de ben bu başlığı favorilere ekleyeyim; aklıma geldikçe yazayım.
    malum söz uçuyor, yazı kalsın...
    münevver öldü, hafızamız ve insanlığımız kalsın...

    susmayın, unutmayın. ne olur...

    bu cinayete bu kadar kafayı takmış olma sebebim, adaletsizlik. parayla tıkanabilen hukuki yollar.

    annemi babamı başbakanın ehliyetsiz oğlu ezerse bir gün? hani olmaz da belediye araçları izleri yok ederse? kabus gibi..

    hayatta türkiye'de olacak şey değil de işte, geliveriyor insanın aklına.

    fakirler katil oluyor, zenginler daha zengin.

  • evet, bu filmi sevmek için ilk yarım saat sabretmek gerekiyor, ama yönetmenin de "seyirciyi bir yarım saat sıkayım, sonra derdimi anlatayım" diye düşündüğünü sanmıyorum. zaman kullanımını çok beğendim, bu aralar bir serbest çağrışımın etkisiyle kafamda dönüp duran, cemal süreya'nın "an ki fıskiyesi sonsuzluğun" dizesini hatırlatırcasına ya da yine aynı süreya'nın "beklemek gövde kazanması zamanın" diye yazdığı gibi... yönetmen david lowery'nin kullandığı 1.33 : 1 sinemaskop tercihi, neredeyse kare bir çerçeveyle filmi izlememizi sağlıyor ve sanki biz de o çarşafa açılan gözlerden bakıyoruz evin içine. evet, ilk yarım saat düşük bir tempo tercih ediliyor, çünkü bekleyerek zamana gövde kazandıran hayalet gibi bizim de zamanı hissetmemiz isteniyor. sonra sonra anlar hızlanıyor, sonsuzluk içinde dönüp duran, zamanın içinde yavaş yavaş yok olan (ve aynı zamanda çoğalan) hayalet, her anı geçmiş ve geleceğin iç içe girdiği bir düzlemde yaşıyor.

    --- spoiler ---

    filmdeki ruh, aslında mekanın ruhu. sonrasında evin içinde yaşayanlar ya da öncesinde o bölgede bir ev kurmaya çalışan geçmişin insanları, aynı mekanın içinde farklı bir yaşam kurmaya çalışanlar.. ve o masadaki adamın uzun tiradında, her şeyin bir gün yok olacağına, sanat eserlerinin de, insanların da, güneşin de yok olacağına dair konuşmasında, seyirciye vermek istediğini paketliyor yönetmen. evren içinde olmayan bir anlamı arayan insan için mekanın anlamı da zamana göre değişiyor. nasıl ki geçmişin insanları için başlarını sokacak bir dört köşe yetiyorsa, 'medeniyetin insanları' tam tersine bir barınak değil yaşam alanı arıyor. ileri bir zamanın yükselen gökdelenleri ise, kurduğu medeniyetle göğe kadar yükselen insanın aslında düşüşünün ne kadar hızlı, kolay olabileceğini gösteriyor. albert camus'nun düşüş kitabındaki çaresizlik ya da fight club filminin finali gibi..

    e aşk neresinde bu filmin? kocaman bir boşluk içinde yaşayan insanın boşluğu doldurma isteğinde.. insanın öznel zamanında, yani yaşamı hissettiği anılarda.. o nedenle anılar hızlı hızlı geçiyor filmde. anılar, adamın kafasında yanıp sönen geçmişe dair parçalar.. sonsuzluk içinde seyahat eden adamın aklında yer edenler o parçalar oluyor ve evet insanın zamanı anlamlandırmasındaki en önemli unsur 'aşk' olarak karşımıza çıkıyor. kadın, her taşındığı eve bir not bırakıyor. beklediğinin gelmeyeceğini anlayan diğer hayalet yok oluyor. insan boş evlere anlam katmaya çalışıyor, içinde yaşadıkları ve yaşamadıklarıyla. ve yaşamını bir başkasıyla dolduramayan insan, yani bir başkası için var olamayan insan da yok oluyor.

    --- spoiler ---

    böyleyken böyle.. kısa ve dolu dolu bir film.. e o zaman ben bir sigara daha yakayım..

  • "diyarbakır'ın yıllardır doğunun parisi olmasını beklerken, paris batının diyarbakır'ı oluverdi..."

  • bir türk boksör çıkıp "ben sizin savaşınızda yer almak istemiyorum, askere de gitmeyeceğim" diyip vicdani ret hakkını arasa hayatını karartacak tipler olarak muhammed ali'nin dik duruşunu öve öve bitiremezler.

  • klasik baba filan değildir. klasik babanın gömleğinin ya da tişörtünün cebinde her daim bir paket maltepe bulunur, elleri de sigara kokardı. nerede klasik amk bu jagler kokan babalar anlamıyorum. ben babamın bir defa diş fırçaladığını gördüm ömrümde, onda da 9 ay sonra kardeşim oldu amk.