hesabın var mı? giriş yap

  • tum bu guney amerika ulkelerinin geri kalmisliklari farkli iktisadi yaklasimlarla aciklanabilir. hepsinin somurge ulkesi olmasi, yerli halka asimilasyon, gelisemeyen (gelistirilmeyen) demokrasi anlayisi, cok zorlu cografyalara sahip olunmasi, endustri devriminin kuzey yarim kurede yasanmasi sonucu sermaye birikiminin kuzey yarim kurede gerceklesip, guney yarim kurenin geri kalmasi...
    isim geregi sabaha kadar farkli goruslerin farkli az gelismislik teorilerini sayar dokerim de isteyenin istedigini veremem.
    cevapliyorum; tabi lan sizin dininiz hic geri kalmisliga, kadercilige sebep olur mu? hepsi kuresel gucunuzu cekemeyen gavurlarin oyunu.
    edit1; kubanin saglik sisteminin gotunu yiyin
    edit2; entry-nick uyumu.

  • son görülme tarihi değişmesin diye her attığı mesaj için internet bağlantısını kesip, mesajı yazıp, whatsapptan çıkıp interneti açıp bunu defalarca kere tekrarlayan insanların olduğunu gösteren program.

    daha iyi bir yöntem biliyorum: kız arkadaşınız/erkek arkadaşınız saat kaçta online olduğunuza takıyorsa ondan ayrılın. kavga çıkarıyorsa ondan ayrılın. bu kadar salaksa ondan ayrılın. bu tarz şeyleri dert eden bir adamla/kızla ne işiniz var? kılıbık mısınız nesiniz anlamıyorum. ona ne abi? istersem 06:00 da bakarım istersem 18:00'de. milletin bu kadar kölesi olmayın lan. özel hayatınıza saygı duymuyorsa basın tekmeyi gitsin.

    hep siz yüz veriyorsunuz diye böyle yapıyorlar, benden söylemesi.

  • bir an önce faaliyete geçmesini istediğim uygulamadır. verilen haklı veya haksız cezalar bir yana böyle bir uygulama verilecek en güzel ceza olacaktır ceza almaya sebebiyet veren taraftara.

    alacaksın aynı 30.000 kişiyi işinden gücünden alıkoyacaksın yasaya uygun bir hale getireceksin. dikeceksin stadyumun önüne saat 3'te normal maça gider gibi. 5'te açacaksın kapıları. 19'da topu koyacaksın santraya. 90 dakika izlettireceksin yeşil sahayı. sonra stadyum çıkışı geniş geniş açmayacaksın çıkış kapılarını. dar olan taraflarını açacaksın öyle bırakacaksın herkesi evine. bak bi daha yapıyorlar mı ?

  • arap alfabesi bizim değil arapların olduğu için son derece saçma önerme. döneceksen bir tarafın yiyorsa göktürk alfabesine dön. elalemin alfabesine yavşama

  • genel kullaniliminin disinda, psikolojide icine kapanik insanlari degil, enerjisini kendinden (icten) alan insanlari tanimlamakta da kullanilir. mesela insanlardan yorulmak introvert lerde gorulen bir durumdur. yalniz kaldiklarinda daha verimli calisir, daha az yorulurlar. uzun sure insanlarla bir arada bulunduklarinda daha cabuk yorulurlar. bu, insanlarla biraraya gelmekten hoslanmadiklari anlamina gelmez. cok sosyal olabilirler ama bu sosyallik onlari extrovert lere gore daha cok yorar.

  • 1676 senesinde isigin hizini gercege yakin bir sekilde (yaklasik olarak 230 bin km/sn olarak) olcmeyi basarmis hollandali gokbilimci ve matematikci. peki roemer isigin hizini mi ariyordu? hayir, hatta yasadigi donemde isigin sonlu bir hizi olabilecegine dahi inanilmiyordu (mesela galileo 15 km mesafedeki iki kulede ates yakarak isigin hizini bulmaya calismis, deneyin sonunda da isigin sonlu bir hizi olamayacagi kanaatine varmisti).

    roemer o siralar ingiltere’de basina odul konulan bir belanin cozumunu gelistirmek icin calisiyordu. derdi, acik denizde ilerleyen denizcilerin, o anda dunya uzerindeki koordinatlarini bulabilmelerini saglayacak etkili ve pratik bir metod bulabilmekti. hadi enlemi tespit etmek o kadar da zor degildi, zira kutup yildizinin yuksekligini usturlap ya da capraz cita ile bulabiliyordunuz ancak boylamin tespiti icin etkili hicbir metod yoktu. galileo’nun, jupiterin uydularinin konumlari uzerinden gunu saat dilimlerine onu da saat basina 15 boylam derecesiyle carparak yola cikilan limana olan uzakliga cevirmek icin bir metodu vardi. ancak bu metodun tesiri icin butun bir yil olcum yapilmasi ve koca koca cetveller hazirlanmasi ve sonra da bu cetvellerle hesap yapilmasi gerekiyordu. pek pratik olmasa da bu metod o siralar en cok ilgi uyandirmis ve uzerinden en cok calisilan metod olmustu. iste bizim roemer de jupiter ve uydularinin davranislarina merak salmis bilim adamlarindan biriydi. roemer, rotterdam’daki evinde, kendi yaptigi dev sabit teleskobu ile gok kureyi tararken ve bahsedilen metodu gelistirmeye calisirken enteresan bir kesifte bulunur.

    calismalari sirasinda jupiterin uydularinin, yilin farkli donemlerinde karanlik bolgeye giris ve cikislarindaki surelerde ritmik sapmalar kesfeder. yani galileo’nun onerdigi metoda gore cikarilacak bir cetvel, bu sapmalardan dolayi asla hassas bir sonuc veremez. ayrica roemer sunu da bilmektedir ki, dunyanin uydulara olan mesafesi, gunes etrafinda donusu sirasinda artip azalmakta yani jupiterin uydulari ile dunya arasi mesafe degiskenlik gostermektedir. kanimca roemer bu kesisimi yakaladiginda donup kalmistir. cunku bu sonuca gore, tespit ettigi sapmalar bu degisken mesafeden kaynaklanmakta yani uydularin goruntulerinin teleskobuna ulasma suresinden kaynaklanmaktaydi. kisacasi isigin belli ve sonlu bir hizi vardi. peki bu hiz neydi? roemer’in bu soruya yanit aradigi calismalarinda yaptigi cizimlerden metodunu ve buldugu sonucu ogreniyoruz. gunes-dunya arasi mesafe o yillarda 155 milyon km olarak kabul edildiginden 61 gunluk (ki yorungesinin yaklasik altida biri ve bu 61 gunluk mesafe de yine 155 milyon km kabul ediliyor) dunya cevriminin 11 dakikalik bir sapmaya yol actigi bilgisinden hareketle isigin 155 milyon km yolu 11 dakikada gectigi sonucuna ulasan roemer, isigin saniyedeki hizini ise yaklasik 230 bin km olarak hesaplar.