ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
müşteri memnuniyetinin sıfır olduğu şirketler
-
(bkz: ekşi sözlük)
sözlüğün 30 yaş üstü amca ve teyze kaynaması
-
30 yaş üstüne amca/teyze diyen birinin yaşı en fazla 9'dur. bu da bizi başka bir sorunla yüz yüze bırakır:
(bkz: sözlüğün ilkokul bebeleriyle dolması)
91'in 7'ye tam bölünmesi
-
bazen öyle sayılar karşıma çıkıyor ki sonucunda tam sayı çıkmayacağını düşündüğümden bölmeye bile tenezzül etmiyorum. hayatın insanın karşısına neler çıkaracağı hiç belli olmuyor. sanırım 91/7 de bunlardan biri. hayat işte.
suskunlar (dizi)
-
ihsan oktay anar'ın güzelim kitabının başlığına sıçan dizidir.
beyaz tenli olmak
-
sözlükte şikayet ediyor gibi yapıp aslında övünmektir.
"nedir bu güneşten çektiğim :/"
olan biten
-
muazzez ilmiye çığ, yarın siz ekşi sözlük yazarlarının sorularını yanıtlayacak. gözünüz sol frame'de olsun.
anlamadığı her şeyle dalga geçen insan
-
her alanda karşıma çıkıyor bu arketip.
daha önce cehaletiyle övünen insan diye genellemiştim bu konuyu ama yetersiz kaldığını düşünmeye başladım gerçeği tanımlamada. her ne kadar cehaletiyle övünen insanla akraba olsa da yer yer birbirlerinden ayrılıyorlar.
bu insan, anlamamayı dış kaynaklı bir saldırı olarak görüp, anlamadığı şeyi küçümseyerek egosunu korumaya çalışırken, cehaletiyle övünen insan kendi cahilliğini bir değer haline getirmeye çabalıyor.
daha basitçe, dalga geçen ezikliğini yok etmek için çırpınırken, övünen adam vahşice bilmemeyi yüceltiyor.
sözlükte de sıkça karşımıza şu şekilde çıkıyor bu tip; herkesin aşina olmadığı bir felsefi tartışma hakkında görüşünü dile getiriyorsun mesela, bunu yaparken de konunun ihtiyaç duyduğu terminolojiyi kullanıyorsun.
hemen altına okuyamadım kardeş durumumuz yoktu esprisi yapıştırılıyor. fular yetmezliği şakası oturtuluyor.
sanki yazı adama zorla okutulmaya çalışılıyormuş gibi bir hava yaratılıyor.
halbuki baktın ilgini çekmiyor geç git sana ne dingil.
illa yorum yapmak zorunda mısın?
----------
peki bu yorumların yapılması neden bana batıyor. dalga geçmesin mi insanlar bana ne?
----------
bireysel olarak cahilce konuşmak ve yorum yapmak insani bir haktır. ben kimseye kalkıp onu yaz bunu yazma diyecek statüde bir insan değilim. haddim değil. ancak madem inandıklarımızı düşüncelerimizi paylaştığımız bir platformdayız bence bunun toplum için zararlı bir gidiş olduğunu söylemem lazım.
toplumlar bireylerin eğilimlerinden etkilenen mekanizmalara göre şekillenirler. yani bireyin salaklığı zincirleme bir reaksiyonla toplumun genlerine/normalleri arasına hızla kaynayabilir. özellikle de tepki görmeyen klasik savunma biçimleri kolayca toplumun bilinçaltına konuşlanabilir.
bilmemek, anlamamak insanın hiç değilse için için utanması gereken bir eksikliktir. bu kıymetli utanma duygusunu körelten bir dalga geçme kültürü uzun vadede benim inandığım aydınlık toplumu köklerinden çürütebilir.
----------
peki ben çok mu biliyorum da böyle konuşuyorum?
----------
elbette çok bilmiyorum ve hatta aranızaki en cahil insan olma ihtimalim olasıdır. tepkimin en önemli sebebi bilmemekten utanılmayan bir toplumun bana çok korkutucu gelmesi.
ben gelecek nesillerin bilgisizlikle övünülen, bilgiyle dalga geçilen bir toplumda yaşamasına razı değilim.
safımı belli etmek için yazmak istedim.
ermenistan milli marşı çalarken çömelmek
-
türk kanı taşımayan maların anlayamayacağı olay .
eski sevgilinin unutulmayan sözleri
-
kendi evinin buzdolabinda asili olan bebeklik fotografimi gostererek;
"ileride evimizde soyle bisey dolanacak hayal edebiliyor musun?"
not: terkedildim
koç üniversitesi'ndeki pikachu
yolculuklarda mutlaka rastlanılan mola yeri objesi
-
daha önce hiç gülmemiş gibi yüz ifadesine sahip tuvalet görevlisi amca
öğrencilerin sınav kağıdına düştüğü ilginç notlar
-
ilkokul 5.sınıf. matematik sınav kağıdının dibine yazmıştım: öğretmenim, ben o kadar parmak kaldırıyorum, bana hiç söz hakkı vermiyorsunuz. gereğinin yapılmasını arz ederim. (son cümleyi de babamın dilekçelerinden öğrenmiştim, biraz malmışım ya ben)