ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sinüzit teşhisiyle taburcu edilen kızın ölmesi
-
(#155606800) şöyle bir entry girdim dün. ve başka bir haber sitesinde böyle bir haber de bulunuyor.
https://www.dha.com.tr/…lculuguna-ugurlandi-2296282
öncelikle 2 haberin içeriği farklı olsa da, hastanın yaşı, yoğun bakımda tedavi gördüğü vs, ben orda bir soru belirtmisim. soru şu " neden ısrarla migren ve sinüzit deniliyor?" bakın bu sorunun bir tane cevabı vardır. hekim olarak bir enrty girersiniz. o da şöyle olur : çünkü sistemin bana hasta başına verdiği bütçe, süre, imkan, prosedür bunu gerektiriyor, ve maalesef acilde talihsizlikler oluyor vs vs diye. kalkıp "neden" ile sonlanmis bir entryden doktor düşmanlığı varsayımı çıkmaniz akıl alır gibi değil. kaldı ki siz de en az benim kadar o gün acilde ne yaşandı, hekimin tutumu, hastanın kendini ifade etme sekli gibi hususlari bilmiyorsunuz.böyle agresif tavırlar alarak bir yere varamayız. kaldı ki ben hekim arkadaşları hic bir zaman suçlamadım. ülkenin aydın insanları gözüyle baktım. sözlükte de aleyhilerine açılan tüm başlıklarda savundum. eski entrylerimde mutlaka vardır. ortada bir haber var. bizi aydınlatıp acilde böyle böyle işliyor düzen diye entry girmeniz gerekirken ana bacı sövmek gerçekten yakışıkalmıyor. dediğim gibi bütün sağlık emekçilerine minnettariz. insanlarla bire bir diyalog halinde olunması gereken bir meslekte üslup cok cok önemlidir.
lüks mağazada kendini bir şey sanan tezgahtar
-
bu tür arkadaşlara her lüks mağazada rastlamak mümkündür. çok cüzi paralara çalışmalarına rağmen sanki babasının dükkanında gibi gelen müşterilere alaycı, müstehzi, hatta küstah tutumları vardır.
muhteşem yüzyıl kösem
-
topal paşa'nın sağ kolu af dilerken "topal beni kandırdı, lüffen padişahım, kandırıldım" diye haykırdı. iv. murat'ın sağ kolu silahtar da "kanmasaydın paşaam" dedi.
tanıdınız mı bu replikleri? tanıdınız tanıdınız.
fonda kadıoğlu zeybeği çalan garanti reklamı
-
kepazelik.
linki şu: http://www.youtube.com/watch?v=pmcqrzl3kkq
mesajı da şu:
sevgili çoban çocuk,
ne kadar yazık sana. öyle oğlaklarla, oksijenli havada, taş dizerek filan köylü köylü yaşıyorsun toz toprak içinde. ay kıyamam dişi de yok ne tatlı! halbuki köyüne gelip toprakları dinamitlesek, savrulsan şöyle bir. şaşkın şaşkın bakmana aldırmadan, sen ne olduğunu anlamadan gökten demirler, betonlar yağdırsak, asfaltlar döşesek her yere, egzoz egzoz kokutsak ortalığı ne güzel olur. çok iyiyiz değil mi? her şey senin için çoban çocuk. senin iyiliğin için. sen modern ol, öyle pisilkelköylü olma diye. toza toprağa belenme diye. taşları üst üste dizeceğine legoları diz, plastik topunla oyna, saf keçi kaymağı yiyeceğine e330 içeren algida ye diye. sonra da kirlenmek güzeldir diyip, sana debelenecek bir parça çimen ekelim kapının önüne, ona da "çimlere basma" diye tabela yazalım, basama diye. o içine ışınlandığın dublekse annen temizliğe gitsin, sana da "varoş" diye gülebilelim diye. o filmin başındaki böceği de detan böcek yemiyle yuvasında öldürelim, o çalıyı da keselim yerine ithal bahçe düzenlemesi yapalım da ihya ol diye. çünkü sen milletin efendisisin, efendi efendi otur şehirde diye.
şehirleşme ne kadar muhteşem bir şey bilemezsin çocuk. bunu tartışmaya bile gerek yok. konya ovası'nın yüzölçümünden de utanmadan buğday ithal etmek ne şahane. iki kelimeyle gerçek oluyor bu: tarım politikası. (başka öyle sihirli şeyler de var üç harfli, sen cahilsin, bilmezsin. abd var, imf var, akp var.) senin karnını çobanlıkla, çiftçilikle doyurmanın yollarını arayacağımıza seni, kendini bile köyünden, köylülüğünden tiksindirecek, gecekondulara imrendirecek kadar fakir, mahrum, cahil bırakmak ne harika. şehirde bin beter fakirliğe, mahrumiyete, cehalete mahkum etmek ne gorgeous! ama merak etme, sana kredi vereceğiz. faiziyle alacağız. ödeyeceğim diye sefil olacaksın. ne müthiş değil mi? çünkü biz "türkiye’nin potansiyelini gerçeğe dönüştüren banka"yız. sen gerçek değilsin, yoksun, potansiyelsin. seni gerçeğe dönüştüreceğiz. ne süperiz.
ay çok şirinsin. o önüne düşen tuğlayı da kafana attıydık, isabet etmedi. kusura bakma, olur mu.
seni seven,
g.b.
kaybedenler kulübü
-
gecen gun rastladim da bayagi iyiymis :)
- ne ictiniz usta?
- abzolut
- ne yediniz?
- kerevit.. abzolut kerevit.
- pompalamaya devam..
...
- erken bosalma sorunum var.
- kacta bosaldin abi?
- saat 7 falandi.
- harbiden erkenmis..
a'nın b'yi eleştirmesine sana ne diye çemkiren c
-
bazı d'leri rahatsız etmiştir. demek ki zamanında iyi k.
90'lı yıllar futboluna dair özlenen şeyler
-
- aut atışı kullanan stoper [ogun temizkanoğlu]
- devre arası forma değiştiren takımlar
- 4. hakemin orta hakem yerine maça devam etmesi
- müsabakayı aynı anda cine5'in şifreli ekranında izleyip radyodan dinlemek
- şapkalı kaleciler [aumann]
- endüstriyelleşip samimiyetini kaybetmemiş futbol ortamı
- hakan peker [ateşini yolla bana]
- athena [holigan]
- hagi & hakan şükür
- arçil & şota
- uche & högh
- amokachi & oktay
- bir biletle 3 kişi maça girmek
- tribünleri diklemesine kesen takımın rengini taşıyan şeritler
gibi renkli ve hüzünlendiren şeylerdir.
yaşar avni musullulu
-
türk escobar'ı olarak da tanınan avni karadurmuş (yaşar avni musullulu), 12 eylül 1980 ihtilalinden sonra kaçtığı yurtdışında çok olaya karışmıştır. bulgar mafyasıyla ortak kurduğu eroin laboratuvarından papa'ya düzenlenen suikasta, kara para aklamaktan italya'daki devlet-mafya savaşında "köprü adam"lığa kadar pek çok olayda adı geçmiştir. rize-çayelili olan sarı avni, 1980'den itibaren yurtdışında yaşamış ve kasım 1998'de balıkesir-altınoluk'ta polis tarafından ele geçirilmiştir. susurluk kazasından iki gün önce altınoluk'ta abdullah çatlı, sedat bucak ve hüseyin kocadağ'la buluşarak yemek yediği ortaya çıkan musullulu, 14 yıl boyunca rıza ekşioğlu sahte kimliğiyle altınoluk'ta yaşadığını da itiraf etmiştir.
beyaz futbol
-
ahmet çakar emre'yle ilgili konuşurken.
(- ertem şener)
+emre sen saha içinde kötü bir yaratıksın
-hocam şimdi yaratık deme ayıp oluyor
+ne var yani allah'ın yarattığı anlamında
-olsun hocam öyle anlaşılmıyor
+tamam emre sen kötü bir mahlukatsın
bay bayan yan yana oturamaz
-
uçaklarda geçerli olmayan uygulama. sanırım gökyüzünde allah'a daha yakın olduğumuzdan olsa gerek bir tehlike arz etmiyor yakınlaşmak. ok.
bir düğünde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
sarhoş damadın gelinden daha güzel olan baldızını kucağına alıp beraber havuza atlaması. (gerçektir)