hesabın var mı? giriş yap

  • “normal yolcu sayısının iki katını aldıkları zamanlarda, ödediğimiz ücretin yarısını iade ettiler mi ki iki kişilik ücret ödeyelim?” diyerek itiraz ettiğim önermedir.

    ps: senin ruhun dolmuşçu.

    düzeltme: anlatım bozukluğu giderildi.

  • filmi izledikten sonra bu olayı haberleştiren gazetenin internet sitesini inceledim adamlar harika bir gazetecilik yapmış hayran kalmamak elde değil.*

    bu olayı bizim gazeteler haberleştirseydi eminim haberin ilk sayfası şöyle olurdu;
    tinder avcısı kim ?
    tinder nedir?
    tinder nasıl kullanılır ?
    tinder anlamı ne ?
    tinder imsak saatleri

  • hayatında mermer tozu görmemiş bir gerizekalı 6 bin liraya o işin yapılacağını sanıyor.

  • her detayına bakmak lazım.

    kutudan başla mesela. herşey birebir aynısı mı?(bazen jelatin olmasa da parfümde sorun olmuyor)

    sonra şişe tamamen aynı mı? şişe sahte ise mutlaka kaliteden veya bir detaydan ele veriyor kendini. ya kapak plastiği dandik oluyor ya üzerindeki etiket kalitesiz oluyor ya şişe soluk oluyor ya ifadelerde eksiklik oluyor.

    bazen eski orjinal şişelere dolum yapıyorlar. o zaman iş kokuya kalıyor. kokusu eğer orjinalini daha önce kullandıysanız kesinlikle farklı oluyor. o yapay ve burun direğini sızlatan koku kendini belli eder.

    ayrıca en önemli şeylerden birisi https://m.checkcosmetic.net/ tarzı parfum kodunu sorgulatabileceğiniz siteler. bazen parfüm herşeyiyle orjinal olsa da 5-10 yıllık oluyor. 3 yıldan sonra koku ve rengi değişmeye başlıyor parfumun.

    bugüne kadar birçok kez online olarak hepsiburada dan alışveriş yaptım. yukarıdaki saydıklarım problemlerin çıktığı onlarca parfümü iade ettim, sebebini açıklamaya yazdım, sorun çıkarmadılar.

    parfüm alacaklara benden tavsiye olsun.

  • kedi ve köpeklerin türlerinin çiftleşemedikleri için değil, yaşam alanları kalmadığı ve insan nedeniyle ölüm tehdidi altında olduğunu düşünüyorum.
    3-4 ayda bir kızgınlığa giren ve en az 3 yavru doğuran kedi/köpeklerin doğal ortamları insanlar tarafından işgal edilmiş, barınma, beslenme ve yaşama imkanları çok zorken, açlıktan,hastalıktan,insan faktörünün(trafik, şiddet...vb) acı içinde ölecek, telef olacak yavruları ve onları doğuran anneleri korumak olarak bakılmalı. insanların kendi rahatı için değil bakabilecekleri canları düşünerek tercih etmeleri gerekmektedir.
    ayrıca veteriner hekimler ergenliğe girdikten sonra kısırlaştırmanın hayvana zarar vermediği tam tersine uzun ve kaliteli bir yaşam için bazı önemli faydaları olduğunu da belirtmekteler.
    hayvanların yaşam alanları ve doğal yaşamlarını sağlanıyorken kısırlaştırma elbette sağlık dışında tercih edilmez ancak yargılamadan önce hayvanların hangi koşullarda yaşadığını birinci plana almak gerek. psikoloji meselesinde ise hem veteriner hekimlerden öğrendiklerimi hem de tecrübelerimle olumsuz bir tecrübe yaşamadım tam tersine agresyonun azaldığı, daha sakin olduklarını gördüm. önce sokaklarda perişan hayvanların koşullarını iyileştirmemiz gerekiyor.

    edit: yeşillenemelere istinaden ev kedisi sokak kedisi farketmez her kızgınlık döneminde(yılda en az 4) çiftleştiği takdirde min 3 yavrudan 12 yavruya sağlıklı, yaşanabilir mekan ve imkanlar sağlıyorsanız kısırlaştırmayın. sizin için uygun zamanda çiftleşmesine izin verip diğer kızgınlık dönemlerinde hayvanın beynini şişiren hormonlarla yaşamasına sebep olup, kendi egonuzu da hayvanın doğasını bozmuyorumla avutabilirsiniz. hayvanda çiftleşme isteği türün devamı için taşıdığı genetik bir koddur. hormonlarla sağlanır. ve bu hormonlarında yine kendi düzeninize göre düzenlemekle kısırlaştırmak arasına etik olarak fark yoktur. hayvanın haklarına müdahale etmekse ikisi de müdahaledir. kısırlaştırma bakabileceğin kadar çocuk sahibi olmakla daha çok benzer bir düşünce yapısı.
    not:türleri tehdit altında yazmıyor yaşamları tehdit altında yazıyor. yeşillendirmeden önce okuyun, okuduğunuzu anlamaya çalışın, sözlük falan kullanın.

  • mutlu etmiştir. niyeyse mutlu oldum. amcanın dikkatle dinlemesi, sonra heycanla evet ben de ordaydım demesi. ne güzel. oynadığı maçın hatırlanmış olmasının verdiği mutluluk da güzel.

    bu arada ne güzel ülkeler var lan dünyada. mutlu edicek şeyler de oluyor bazı ülkelerde.

  • yedi sekiz yaşlarındayken o zamanlar bıçkın bir ergen olan halamın oğlunun dandirik teybinden tekrar tekrar ibrahim tatlıses'in seni yakacaklar şarkısını dinleyip hüzünlenirdim, gözlerime yaşlar dolardı. " seni yakacaklar benim yerime, seni tanrı bile affetmeyecek". kimi yakacaklar ulan, kimi affetmeyecekler? oyuncak tavşanını mı? daha adam gibi kıçımı yıkayamıyordum o yaşta afedersiniz, bu ne hüzün, bu ne melankoli?

  • ayriyetten yurtdisinda yasayanlarin da muzdarip oldugu, ekseriyetle itin gotune sokup cikarildiklari bir mevzu bu.

    misal, ben geldim amerika'ya universite okumaya. sonra da imkanim oldu, aldigim diplomadan hareketle is buldum, calismaya basladim. son 8 senemi burada gecirdim. son 8 seneye dair anilarimin, ogrendiklerimin, yaptiklarimin cogunlugu da amerika'da oldu. populer kultur adina buranin gerzeklikleriyle daha bir asina oldum mesela. falan filan.

    neyse. turkiye'ye dondugumde misal bir icki sofrasi olacak, arkadas ortami olacak cok samimi olmadigim; laf bir seyden acilacak, herkes kendi capinda deneyiminden falan bahsedecek. ben nasil dahil olacagim orda muhabbete? "ben amerikadayken..."

    e naabiim mina koyyim? burada gordugumun ambalajini degistirip turklestirerek mi aktaracagim? grey's anatomy miyim ben ki turkce senaryoya uyarlayip doktorlar diye show tv'ye gazlasinlar? ibis demezler mi adama?

    ben kendime ibis dedirtmem arkadas.