hesabın var mı? giriş yap

  • nitinol, şekil hafızası olan alaşım olarak nitelendirilmektedir. genel olarak eş atomlu ni (%50) ve ti (%50) yada eş atoma yakın nikel (%55) ve titanyum (%45) metallerinden oluşan bir intermetalik bileşiktir. nitinol 1962 yılında keşfedilmiştir. nol adı ise alaşımı bulan şirketin adından gelmektedir. naval ordnance laboratory.

    nitinolü şöyle düşünebiliriz. nitinolden üretilmiş bir arabanız olduğunu düşünün ve çok ciddi bir kaza yaptınız, arabanızda ağır hasar mevcut. sonra kocaman bir kap dolusu sıcak su alıyorsunuz ve arabanızın hasar alan bölgelerine bu sıcak suyu döküyorsunuz. sonuç, hiç kaza yapmamışçasına muazzam bir şekilde arabanız eski haline dönüveriyor.

    peki nitinol bu hareketini nasıl gerçekleştiriyor?
    bu hareketin en temel nedeni nitinolün kristal yapısından kaynaklanmaktadır. nitinolün atomlarının konumları yüksek ve düşük sıcaklıklıklarda farklılık göstermektedir. düşük sıcaklıkta esneme kabiliyeti fazla iken yüksek sıcaklıklarda kırılgandır. düşük sıcaklıklarda bir kuvvet uygulandığında çok çabuk şekil değiştirebilmektedirler. bu şekil değişikliği sonrasında ise yüksek sıcaklık uygulanınca kristal yapıdaki atomlar konum değiştirerek ilk hallerine geri dönerler.

    genellikle bu dönüşüm sıcaklığı 30 derecedir. ve 30 derece altındaki kristal formuna martensit denmektedir. ilk haline döndüğü formu ise östenit olarak adlandırılmaktadır. ayrıca bu dönüşüm sıcaklığı alaşım içerisindeki bileşelerin oranları ile de değişiklik göstermektedir. titanyum oranı ne kadar yüksek olursa dönüşüm sıcaklığı da onunla doğru orantılı şekilde artış göstermektedir.

    bu döngü maalesef ki sonsuz değildir. nitinol birkaç kez ilk haline geri dönme işlemini gerçekleştirdikten sonra fonksiyonlarını kaybetmektedir. bunun en büyük problemi kalp damarlarının açılmasını sağlayan stentlerde nitinolün bir süre sonra tam olarak eski haline dönmemesi ile sonuçlanmasıdır. bu engeli aşmak için ise science dergisinde yayımlanan araştırmada bilim insanlarının geliştirdiği nikel, titanyum ve bakırdan oluşan malzeme 10 milyondan fazla defa şekil değiştirmesine rağmen, kristal yapısında herhangi bir hasar meydana gelmemiştir.

    ayrıca massachusetts teknoloji enstitüsü ile singapur’daki nanyang teknoloji üniversitesi’nden araştırmacılar sadece metallerin bu özelliğe sahip olmadığını göstermiştir. seramik kolayca kırılabilen bir malzemedir. ancak geliştirilen yeni seramik malzeme hem esnek yapıda hem de hafızalı metaller gibi eğildikten sonra ısıtıldığında tekrar başlangıçtaki şekline geri dönebilmektedir. kırılmadan bükülen seramikler

  • tecavüzcü olduğu ne malum dediğim görüntüler. yükleyen kişi başlığa tecavüzcü yazmış ama bunun adı yargısız infazdır, başka bir şey değil. böyle yargısız infazlara, neyin ne olduğunu bilmeden sazan gibi atlayıp: ''oh iyi de yapmışlar'' demenin alemi yok. hele ki ortada farkhunda cinayeti örneği varken.

  • abd'de böyle eski kafa amerikalılar vardı. biz türkçe konuştuğumuzda bizi uyarır "burada ingilizce konuşacaksınız burası amerika!" derlerdi. demeye cesaret edemeyenler de garson aracılığıyla bize uyarı yollarlardı (bkz: arby's/@ssg). normalde varlığından haberimizin bile olmadığı bu insanlar bir anda gözümüzde cahil, ayrımcı ihtiyarlara dönüşürlerdi. aklımızda öyle yer ederlerdi. ama abd'deki fark oranın cahilinin baya yaşlı olmasıydı. biz ise türkiye'de o cahil ihtiylarların gençliğine denk geldik şansımıza. neyse iki üç kuşak sonra biterler herhalde.

  • leap year irlanda tarihinde oldukça özel bir anlam barındıran kavram.

    her dört senede bir yaşanan bu özel tarihte irlanda'da kadınlar erkeklere evlenme teklifi ederse kabul edileceğine dair bir inanış var. üstelik bu inanışa göre eğer teklifi reddeden bir erkek olursa onun bir şekilde cezalandırılacağına inanılıyormuş.

    bu inanış 19. yüzyılda yaygınlaşmaya başlamış. kadınlar bu özel günde karpostallarla evlenme teklifi ediyor.

    tabii bilimsel açıdan çok da değeri olmayan bu inanışın bir kültürü var.

    efsaneye göre bu inanış taaaa 5. yüzyıla kadar dayanıyor. bridget ismindeki rahibe [(bkz: saint patrick)st. patrick] e (bu isim irlandalılar için oldukça özel bir isim) kadınların evlenme teklifi için çok uzun süre beklediğini söylüyor. st. patrick'te bunun üzerine kadınların dört yılda bir yaşanan bu günde evlilik teklifi etmesiyle ilgili bir talimat vermiş. bu tarihten itibaren bu efsanenin yayıldığı düşünülüyor.

    bir diğer inanışa göre ise iskoçya kraliçesi margaret 1288'de bekar kadınların artık yıllarda evlenme teklifinde bulunmasına izin veren bir kanun çıkarmış.

    artık yıl diye bir efsane çıktıkça olayın dallanıp budaklanmaması da kaçınılmaz olmuş. ortaya çıkan diğer efsanelerden bazıları ise şöyle olmuş:

    - iskoçya inancına göre artık yılda doğan kişinin hayatı daima acıyla olur. oldukça dramatik.

    - bir önceki maddenin aksi olarak diğer inanış ise bu gün doğan kişiler çok şanslı olurmuş.

    - yukarıdada bahsettiğim gibi bu gün evlenme teklifi eden kadının evlilik teklifini kabul etmeyen erkekler cezalandırılır. efsanelikten ayrıldığı nokta ise şu: iskoçya'da kraliçe margaret evlilik teklifi yapan kadının rüyasındaki evliliği gerçekleştirmeyen erkekler için para cezası emretmiş.

    - artık yıl boyunca evlenmemeli/boşanılmamalı. bu da yunanlılara ait bir efsane.

    - ölüm belası hepimizin üzerinde. insanlar artık yılda ölüm sayısında artış olduğuna inanıyor. bu da doğruluğu kabul edilmiş bir bilgi değildir. o yüzden şimdiye kadar efsane olarak anılmıştır.

    büyün bunların yanında bu efsanenin anlatıldığı dandik bir film de var: leap year.

    film her ne kadar ortalamanın altında olsa da irlanda'nın güzelliklerini görmek için muhteşem bir fırsat. gerçekten ülkeyi ancak bu kadar tatlı anlatabilirlerdi. tavsiye ederim.

    kaynak:

    http://www.bbc.com/…r/2016/02/160229_artikyil_5_gch
    http://preen.inquirer.net/…-that-wed-like-to-debunk

  • ite köpeğe maskara olmak?

    din dil ırk ayırt etmeden su insanlar gibi insanları en azından saymayı ogrenemedikce sizden bi bok olmaz.

  • hani diyor ya sabahattin ali,

    "gözlerimden öptü,
    ellerimden öptü, ellerimden.
    avuç içlerimden öptü.
    unutabilir misin şimdi?
    ben, ölsem unutamam."

    anlarsınız. ölseniz de unutamayacağınızı anladığınız zaman, anlarsınız.

  • bir şeyin orijinaline sadık kalınmasını beklemek nasıl ırkçılık olabilir? asıl ırkçılık, bakın sen zencisin ama ben sana da değer verip buraya sıkıştırıyorum demektir. keşke bunu fark edebilsek.