hesabın var mı? giriş yap

  • buluşma yerini iyi ayarlayamamak.

    ben bir keresinde belediyenin sosyal tesislerine gitmek zorunda kaldım. ilk ve son buluşma olmuştu benim için.

  • - yarışı kim kazandı? (ortada yarış falan yoktur)
    - ali bacıoğlu ( oğlunun en sevdiği pilotu bilen baba, mutlu etmek için öyle sallar)
    - iyi o zaman bana rakı verin ( bluesman o yaşına kadar hayatınd rakı içmemiştir)
    - rakı yok evladım viski versek? (baba çok güzel taşşak geçmektedir)
    - yok olmaz ben rakıcıyım (sanki kırk yıllık akşamcı pezevenk)

  • annemdir.

    içinde babamın isminin yazdığı ince, düz, sade bir halka ama annem için her şeyden değerli. bu alyans annem için ne kadar değerliyse babamın alyans takmayışı da o kadar dertti. babam nişanlandıktan kısa bir süre sonra ekonomik sebeplerden dolayı kendi yüzüğünü satmak zorunda kalmış. yıllarca belini doğrultamadığı için de ikinci bir alyans alamamıştı.

    anneler malum kirli çıkıdır, ellerine üç beş kuruş geçse hep biriktirirler. ne zaman kenarda köşede bir birikim yapsa babama yüzük almayı teklif ederdi, babam da çok isterdi, birçok erkeğin aksine alyans takmayı sevdiğini söylerdi, her ne kadar çok kısa bir süre takmış olsa da belki de tadını çıkaramadığı için hep içinde kalmıştı. ama yıllarca annemin birikimleri hep farklı yerlere, onlara göre bir alyanstan daha gerekli olan yerlere yani bize harcandı; kardeşim ve bana.

    nihayet yıllar sonra annem de işe girmiş çalışıyorken alyans alacak kadar parayı biriktirdiler. hiç unutmam hep beraber gittik seçmeye, bir tane beğendik içine annemin adını yazdırdık. ikisi de öyle mutluydular ki.

    bir süre taktı babam alyansını. sonra hastalandı, art arda ameliyatlar, kemoterapiler, işten ayrıldı. ekonomik sıkıntılar yine başladı derken babam yine alyansını satmak zorunda kaldı. bir alyans kaç para edebilir ki? en azından bizim aldığımız çok bir şey değildi ama hayat bazen insanı bir liraya bile muhtaç edebiliyor, işte öyle bir zamanda sattı babam alyansını. her ne kadar üzülseler de buna mecbur olduklarını farkındaydılar. yine alırız dedi babam anneme.

    yine alırız dedi ama yine alacak kadar yaşayamadı maalesef.

    annem için bu alyans babamdan sonra parmağından çıkması düşünülecek bir şey bile değildi, gözü gibi, ne bileyim eli gibi bir şeydi. insan eşi ölünce gözünü çıkarıyor mu? en fazla kalbini çıkarıyordu sanırım, bu da öyle bir şeydi.

    yine alırız demişti ya babam, o hep istediği ama almanın bir türlü kısmet olmadığı alyanstan kardeşimle ben aldık anneme, babamdan dört yıl sonra içine ikisinin adını yazdırdık. 27 yıldır hiç çıkarmadığı incecik alyansının üstüne taktı, sanki babam yıllarca parmağında taşımış da ölümünden sonra anneme emanet etmiş gibi, öyle bir bağlılıkla.

  • 32 yaşında olduğum için artık kaçırdığımı düşündüğüm fırsat.. erkek olmamın etkisi de olabilir tabi..

  • kremlin sarayı'nda öğrenilen ingilizce ile girilmesi sanırım pek akıllıca olmayacak sınavdır.
    buckingham sarayı olsa neyse..

  • bu kazanin nedenleri ayrintili olarak aciklandi. su anda karanlikta kalan hicbir konu yok, hersey acik ve net. ve hatta goren gozler ve anlayan beyinler icin fazlasiyla net. boeing firmasindan igrenmenize sebep olacak kadar acik ve net.

    bakin ucaklarda iki adet radyo dalgasiyla calisan altimetre (yukseklik olcer) var. bu aletler yere ucaktan sinyal gonderiyor, sinyallerin yerden donus hizina gore yuksekligi belirliyor. prensip bu. bu altimetrelerden biri kaptan pilot digeri yardimci pilot tarafinda. bir de hava basinciyla calisan ayri bir altimetre var, onun konuyla alakasi yok simdilik.

    mallik varan 1: bu radyo altimetrelerden "sadece" pilot tarafindaki ucagin otomatik inis devresine bagli. yani otomatik pilot iniste sadece bu altimetreyi kullanarak ucagin gazini otomatik olarak kesiyor. yani boeing firmasi ucakta ayni prensiple calisan iki enstruman olmasina ragmen bunlarin sonuclarini karsilastirip onay veren bir algoritmayi kullanmayi akil edemiyor!!! tek altimetreden gelen veriyi baz aliyor.

    mallik varan 2: kaza esnasinda bu pilot tarafindaki altimetre hatali olarak "-8" degerini gosteriyor. ucak, bu degere bakarak otomatik gaz kesmeyi devreye sokuyor. boeing firmasi eger altimetre negatif deger gosterirse bu otomatik gaz kesme sistemini devre disi birakmayi akil edecek br program da yazamiyor. sonucta yukseklik degerinin negatif olmasi, ucak yeraltinda ucamayacagina gore, tamamen bir enstruman hatasi. ama buna ragmen bilgisayar isleme devam ediyor. "haci negatif degerli yukeklik degeri olmaz, istersen bu sistemi devreye almayalim" demiyor!!! bakin arkadaslar bu soyledigim nukleer enerji santrallerinde filan degil, en basit elektronik kontrol devrelerinde kullanilan, en temel guvenlik ogesidir. cok basit ve calisan bir mantiktir. bunu akil edememeleri inanilmaz bir hatadir.

    mallik varan 3: thy cesitli kereler firmaya bu altimetre problemleri ile ilgili sikayet mektuplari yaziyor. bunlardan birinde boeing bu problemin herhangi bir guvenlik sorunu teskil etmedigini !!! savunuyor. belgeselde var bu belgeler. kimse de demiyor ki, hayir oyle degil, bu altimetre otomatik pilota bilgi veren bir sistemin parcasi, hatali olmasi otomatik pilota hatali bilgi verir.

    mallik varan 4 : bu kisim thy ve (rahmetliler degil) diger pilotlarimiza ait. bu problem thy pilotlari tarafindan bilinen bir problemmis anladigimiz kadariyla. altimetre hatasini goren pilotlar otomatik pilotun devreye girdigini goruyorlarmis ama devreden cikartip inise kendileri devam ediyorlarmis. acikcasi ben bu durumun, yani bu potansiyel tehlikenin hicbir thy pilotu tarafindan yonetime bildirilmemis olmasina inanmak istemiyorum. olmasi gereken suydu: bu sorunu tespit eden pilot, yonetime gerekli raporu vermeli tehlikenden bahsetmeliydi. bununla beraber thy yonetimi tum pilotlari bilgilendirip sorundan haberdar etmeli, cozum bulunana kadar altimetre hatasi bulunan ucaklarda inis esnasinda dikkatli olunmasi konusunda bilgilendirmeler yapmaliydi. bu kazadan sonra, bunun tum pilotlar tarafindan ayni hassasiyetle ele alinmis bir konu oldugundan emin olamadim ben.

    kazada hata dagilimi %80 boeing firmasi ve kalan %20 yari yariya pilotlara ve kuleye verilmis. pilotlar inis kontrol listesini olmasi gereken irtifada bitirmis olsalardi belki de sorunu farkedeceklerdi. yine kule olmasi gerekenden daha dik bir inis acisi vermeseydi, ucagin irtifa kaybi daha kolay hissedilebilecekti.

    tum bunlar bir yana, ucak kazalari denildigi gibi asla tek sebeple degil, ancak cesitli olumsuz kosullarin bir arada olmasiyla gerceklesir. bu olayda da olan budur. yine denildigi gibi havacilik tarihi kanla yazilmistir ve her kaza, ve buna sebep olan teknik sebepler gelecekteki kazalari onlemek icin tek tek modifiye edilirler. fakat bu olaydaki boeing hatasi, gozden kacabilecek ve kabul edilebilecek seviyede degildir. goz gore gore kazaya sebebiyet vermis olmasi acisindan skandal boyutunda bir hatadir. bir de boeing baskan yardimcisi'nin belgeseldeki ifadesi var ki evlere senlik: ucak gaz kesiyorsa devre disi birak ve elle ucmaya devam et canim, ne olacak !!!

    ucak teknolojisinin bu derece gelismis oldugu yillarda hala bu amator tasarim hatalarinin ucaklarda var olduguna tanik olmak gercekten urkutucu.

  • bizim şirkette iki temizlik işçisi var (ahmet ve murat diyelim). çok temiz, dürüst, çalışkan arkadaşlar.

    ahmet üç kuruş daha rızıklanmak için öğlen arasında yakındaki başka bir şirketi temizlemeye gidiyor. ahmet bir gün bir neden dolayı oraya gidememiş ve murat'a "sen git, ben bugün gidemeyeceğim" demiş. murat da kabul etmiş.

    şirkettekiler murat'ın yaptığı temizliği daha çok beğenmiş ve "bundan sonra ahmet gelmesin, hep sen gel" demişler. murat da ahmet'e "kardeş bana böyle böyle dediler, ben kabul etmedim. ne hata yaptıysan git düzelt, rızkından olma" demiş. ahmet ertesi gün öğlen arasında o şirkete tekrar gitmiş ama şirkettekiler "sen gelme murat gelsin" demişler. ahmet, murat'a bunu söylemiş, murat da "kardeş sadece senin rızan olursa giderim, aksi takdirde ekmediğinden olmanı istemem" demiş. ahmet de "tamam, ben razıyım" demiş.

    evleneceğiniz erkekte meslek aramadan önce ahmet ve murat'taki gibi "adamlık" arayın. böyle adamlar gerekirse sırtında taş taşır yine de akşam çorbanızı kaynatır.

    ek ve edit: dün entry'yi yazdıktan sonra murat'a bu konuyla ilgili "nasıl gidiyor?" diye sordum. laf açıldı. oradan aldığı paranın bir kısmını ahmet'e veriyormuş. helal alın teri önemli dostlar.

    ve debe editi: mutlu topluma giden yol karılarınızı ve kızlarınızı sevmekten geçer. özellikle kız çocuklarınızı çok sevin ve mutlu olmaları için her şeyinizi vermeye hazır olun. ola ki ahmet ve murat gibi adamlarla evlenirler...

  • aralarında,kibarca "sanırım cam kenarı benim beyefendi" şeklinde uyarı aldıktan sonra hala "ben cam kenarı istemiştim, cam kenarı benimki olması lazım" şeklinde manasızca inatlaşan cinslerinin de bolca olduğu güruha mensup şahıs.

    o adam cam kenarından kalktıktan ve kendisine ait olan koltuğa geçtikten sonra yolculuğun sinir harbine dönmesi de bonustur.

    uyarmasan "sünepe miyim lan ben, niye hakkım yenilince sesim çıkmıyor benim?" diye kilometrelerce insan kendi içini kemiriyor.
    uyarsan yolculuk boyu yan koltukla ilişkiler ikinci katip düzeyine iniyor.

    ne var be arkadaşım senin olmayan yere hiç oturmasan da sağlıklı psikolojilerimiz yolluğumuz olsa.