hesabın var mı? giriş yap

  • hayatta işimizi kolaylaştıran bazı temel noktalar vardır. zaman kaybetmemizi engellerler.

    mesela atalay demirci'yi komik bulan adamla mümkünse mizah konuşulmamalıdır.
    mesela yıldırım demirören'in başarılı bir spor yöneticisi olduğunu düşünen adamla ekonomi, yöneticilik, liderlik falan konuşulmamalıdır.
    serdar ortaç dinleyen adamdan film tavsiyesi bile alınmaz mesela, gönderdiği şarkıyı dinlemek şöyle dursun.

    ve steven gerrard'ın efsane olduğunu reddeden adamla bir kelime daha futbol konuşulmaz. ayıptır, zaman israfıdır. değmez.

    edit: iş bu entry steven gerrard başlığındaki en beğenilen entry olması sebebiyle ekşi sözlükteki varıp varabileceğim en üst kariyer noktası olmuştur. ilk defa böyle bir şey için mutlu olmamı sağlamıştır. sebebi için;

    (bkz: #25831756)

  • acı olmasıyla falan alakası yok. dünyada ne acılar yeniyor, aklınız uçar gider.

    asıl sebep, dünyanın birçok yerinde hayvansal besinler ucuz olduğundan, salçalı bulguru, yufkanın içine koyup yemekle uğraşmazlar.

    pizzanın, hamburgerin, sandviçin, makarnanın, dürümün, içine, basarlar eti, peyniri, şarküteriyi, aslanlar gibi yerler.

  • asik olunan kisinin ilgisiz tavirlarinin farkedilememesine binaen asik olan kisinin herseyi toz pembe gördügünü cok güzel bir sekilde islemis olan film.

  • annemin kizkardesi. hic gormedigim teyzem.
    adi melek.
    14'unde degil, 16'sinda olmus. 2 cocuk dogurmus. sonra oluvermis.
    kocasina, annemin diger kizkardesini vermisler. kabahatleri buyuk tabi (!) niye 16'sinda olecek kiz verirsinki elin adamina. neyse ki, kiz bolmus. o olmadi, oteki. hem nolcak ki, kadin dedigin baska ne ise yarar (!) olurse, yenisini alirsiniz. ona da boy boy cocuk dogurtursunuz, felcliyken bile her gece kadinlik beklersiniz. basiniz secdeden de kalkmadi mi oh mis !
    varsa, belanizi versin.
    melek teyzem, hep melek..

  • dünyanın sekizinci harikası olarak anılan amber odası, 18. yüzyılda prusya'da yapılmış, kehribar paneller, altın varak ve aynalarla süslenmiş bir yapıydı.

    barok sanatının bir şaheseri olarak kabul edilen ve st. petersburg yakınlarındaki tsarskoye selo'daki catherine sarayı'nın bir parçasını oluşturan oda, 1716 yılında prusya kralı ı. frederick william tarafından rusya'nın deli petro'suna hediye edildi.

    amber odası, ıı. dünya savaşı'na kadar kültürel bir hazine olarak kalırken, 22 haziran 1941'de adolf hitler, üç milyon alman askerini sovyetler birliği'ne gönderen barbarossa harekatı'nı başlattı. catherine sarayı'nın yetkilileri amber odası'nı söküp saklamaya çalıştı, ancak savaş sırasında oda yağmalandı ve içindekiler yok oldu.

    amber odası'nın kaderi bu andan sonra sanat dünyasının en büyük gizemlerinden biri haline geldi ve hakkında birçok farklı teori ortaya atıldı. kimisi almanya'nın odayı sökerek königsberg kentine (bugünkü kaliningrad) yerleştirildiğine, kimisi kehribarın bir gemiye yüklenip baltık denizi'nin dibinde bulunabileceğine, kimisi çoktan yok olduğuna ya da aslında ikinci bir amber odasının var olup saklandığını iddia ediyor. kapsamlı arama ve soruşturmalara rağmen bugün hala amber odası'nın nerede olduğu bilinmemektedir.

    ek olarak, olayın başka tuhaf yanı da amber odası'nın lanetli olduğu iddialarıdır; çünkü odaya ilgisi olan birçok kişi trajik sonlarla karşılaşmıştır. örneğin, almanya'nın odayı sökerek königsberg kentindeki müzeye taşıdığı iddiasıyla müze müdürü olduğu söylenen rohde ve karısı tifüsten yaşamını kaybetmiştir. rus istihbarat görevlisi general gusev bir gazeteciyle amber odası hakkında konuştuktan kısa süre sonra araba kazasında, eski alman askeri ve hazine avcısı georg stein ise 1987'de amber room'u bulmaya çalışırken bavyera ormanında katledilerek hayatını kaybetmiştir.

  • sınavın ilk dakikaları:

    şimdi diyelim ki bundan 50 aldım... yani bi kaç şey de geveledim yüz üzerinden 50 alırım herhalde... neyse şimdi bu midterm'ün ağırlığı yüzde 30 olsa, ödevleri birilerinden bulsam evirip çevirip patchwork çalışması yapıp versem, onlardan da yüzde 20 gelse... geçer miyim? geçerim ya...

    10-15 dakika arası:

    şimdi diyelim ki ben bundan 20 aldım... yani adımı yazdım, sabahın köründe kalktım geldim sınava, bunlara bile puan verilmesi lazım. hem boş kağıt vermiyorum ki canım, yazdım bi şeyler, aa... bu midterm'üm ağırlığı yüzde 30 değil de 25 olsa, ödebvlere özensem, misler gibi teslim etsem... geçer miyim? geçerim canım, artık daha neler!

    20-30 dakika arası:

    şimdi diyelim ki ben bundan 10 filan aldım... ödevleri de verdim, finaline de deliler gibi çalıştım. gitsem hocaya da ağlasam, "hocam midterm zamanı çok hastaydım, çok iyi geçmedi sınavım filan desem... geçirir mi? geçirir herhalde yav.

    30+ dakika - sınavı teslim ederken:

    kağıdı ilk veren kişi olmaktan da nefret ediyorum, şimdi salak asistan can sıkıntısından benim kağıdımı okuyup eğlenecek.uf boş kağıt verseydim bari, hiç değilse rezil olmazdım. şimdi ben bu sınavdan 0 alsam... aman be yaz okulunda açılmıyo mu bu ders!

  • insanın huzur dolduğu bir andır.
    çekoslavakyada iş aramaktan, otostopla kübaya gitmekten, evde taze fasulye yerine çin yemeği yapmaya çalışmaktan, beslemek için satılık iguana aramaktan, uzakdoğulu ya da zenci sevgili arayışından, senden başkasının okumadığı dergilere abonelik ücreti ödemekten vazgeçildiği andır.
    evet, hayat kısa ama beyhude yere yormamak lazım bünyeyi; farklılık uğruna kafayı bite sokmamak lazım.
    belki de naif değişikliklerle arada sıradanlığı kırmak daha caziptir.
    ne adamlar gördüm bir sene çinde yaşamış mesela; tek tespiti; -abi yemekleri çok kötü- oluyor. ne hayatı vasat görünen insanlar var; öyle bir keyif alıyor ki oturma odasını boyamaktan, insan onu tom sawyer sanıyor.
    fiziksel olarak ne çok güzel ne çok çirkin olmak, benzer 30 insanla aynı servise binerek aynı fabrikaya çalışmaya gitmek, gümüşlüğe bardak dizmek sıradanlık gibi gözükebilir ama alınan keyif tüm geyikliğini nötrler.
    vazgeçilebilir bir insan olduğunu fark etmek de iyi gelir bünyeye, -ben böyleyim o' lum- kaprisleri yerini belki de -özür dilerim yaaa- lara bırakır.
    sıradanlık rutine binmediyse güzeldir. kirlenmek kadar olmasa da.
    anti narsist bir eylemdir; sıradanlığın farkında olmak.