hesabın var mı? giriş yap

  • çaylaklarımızın şikayetlerinin farkındayız ve hak veriyoruz. söz konusu taleplerinin önceliklerimizin arasında yer alan, hedeflerimizle örtüşen geri bildirimler olduğunu ve çözümü için çalıştığımızı bilmenizi isteriz.

    bir süre önce algoritma onayı ile çaylaklık sırasında yıllarca bekleme zulmünün önüne geçmek için önemli bir adım attık. halen geliştirmekte olduğumuz algoritma ile birlikte sizlerin geri bildirimleri üzerinde çalışıyoruz. bunun için mevcut sistemi baştan sona değiştiriyoruz. böylece, çaylak kullanıcılarının onay için uzun süren bekleyişlerinin önüne geçen kolektif ve otomatik bir sistemin kısa zamanda hayata geçmesi için elimizden geleni yapıyoruz. ayrıca, çaylaklarla mesajlaşmayı da açacağız ve çaylaklardan mesaj almak istemeyenlere buna ilişkin bir seçenek de tabii ki sunacağız. aydınlık günler yakın.

  • ''otobüsteki siyah gözlüklü, büyük çantalı, asık suratlı kıza da anlam veremiyorum. hayır sanki onun limuzin'ide zorla binmişiz sıkışmışız.''

  • buharlı ve zırhlı gemiler ön plana çıkmadan önce denizlerdeki en güçlü muharip gemi tipidir.

    1800'lü yılların başında donanmaların en güçlü silahları ship of the line olarak isimlendirilen hat gemileriydi. bu gemilerin özelliği 3 veya 4 kat üzerinden oluşan top güvertelerine sahip olması, topların geminin iki tarafına dizilmiş olması ve toplamda 3 adet dev yelken direği ile hareket ettirilmeleriydi. hat gemilerinin bulundurduğu top miktarına göre ebatları değişen modelleri bulunmaktaydı. örneğin 56 top kapasiteli uss constitution, 74 top kapasiteli uss columbus, 100 top kapasiteli hms victory ve 120 top kapasiteli uss pennsylvania gibi dev modellerde karşımıza çıkmaktadır. bu gemilerin gövdeleri her ne kadar tahtadan olsa da bu gemilerin iskeletinin bir kısmı demirdendi ve ağırlıkları 3500 tonu rahatlıkla geçebiliyordu. bu gemilere hat gemisi (ship of the line) denmesinin sebebi ise geminin topları yanlarda olmasından dolayı tüm topların düşmana aynı anda bakabilmesi için gemi çatışma anında mecburen broadside diye tabir edilen tüm yan sülietini göstermek zorunda olmasıydı. işte bu zorunluluktan dolayı bir filodaki tüm gemiler yanlarını (broadside) göstermek için bir çizgi yani hat şeklinde dizilmek (hat formasyonu) zorunda kalıyordu.

    yelkenli dönemi olmasına rağmen bu gemilerin belirli kullanım taktikleri oluyordu. mesela gemiler sürekli sallantıda olduğu için düşman geminin gövdesine ateş edilecekse gemi topun bulunduğu tarafa alçaldığında, eğer yelken direkleri veya yelkenlerine ateş edilecekse yükseldiğinde ateş ediliyordu. günümüzde de kullanıldığı gibi o dönemde de farklı amaçlar için farklı top gülleleri kullanılıyordu. gövdeyi delmek için filmlerde de gördüğümüz ham demirden yapılmış ağır yuvarlak gülleler (solid shot) kullanılıyordu. gövdede büyük delikler açmak için ucuna iki gülle kaynak edilmiş birer metal çubuktan oluşan mermi tipi (bar shot) kullanılıyordu. hedef yelken direkleri ise ucunda yarım gülle bulunan zincirli gülleler (chain shot) kullanılıyordu. düşman mürettebat için ise günümüzde saçma mermi mantığında hazırlanmış içinde 9 adet küçük gülle bulunan bez torbalar (grape shot) kullanılıyordu. bu gemiler muharebe sırasında art arda yüzmek zorundaydı. çünkü manevra kabiliyetleri tamamen rüzgara bağlı ve bununla kısıtlıydı. yanlışlıkla hattan uzaklaşan bir geminin dönüp geri hatta dahil olması rüzgarın elverişsiz olması durumunda imkansızdı.

    ship of the line tipi gemiler kalyon çağının sonundan beri osmanlı askeri litaratüründe bulunmaktaydı. bahsi geçen gemilere osmanlı donanmasında hatt-ı harp gemisi olarak isim verilmiş ve osmanlıca yayınlarda da bu terim ile isimlendirilmişlerdir. kalyon döneminde kalmış ve osmanlı'nın geç döneminde dahi kullanılmayan bazı terimler için katip çelebi'nin tuhfetü'l kibar fi esferü'l bihar isimli eseri bu konuda çok zengin bilgi kaynağı sunmaktadır. osmanlı imparatorluğu içerisinde yerleşik olan bu denizcilik terimleri ile ilgili bazı örnekleri aşağıda sizlerle paylaşmak istiyorum.

    *chain shot : zincir
    *bar shot (silindirik) : peşrev
    *bar shot 2 (dumbbell şeklindeki) : makas
    *solid shot : dane
    *line of ships : alay
    *broadside : üşürmek üşürülmek

    bu gemilerin mücadele ettiği en ünlü muharebelerden birisi 21 ekim 1805 tarihinde gerçekleşen trafalgar deniz muharebesidir. ingiliz donanması sancak gemisi hms victory ile amiral horatio nelson komutasında, fransa ve ispanya koalisyonu donanmasının sancak gemisi bucentaure ile pierre charles silvestre de villeneuve'un yönetimindeki kuvvetlerini yenmiş ve ingiltere avrupanın en büyük deniz gücü konumuna gelmiştir.

    1850' li yıllara gelindiğinde halen ana savaş doktrininin içinde bulunan bu gemiler yelkenli olmalarına rağmen muharebe alanlarına veya gidecekleri noktaya çarklı ve buhar motorlu fırkateynler tarafından çekiliyordu. bu durum öyle bir hale geldi ki artık bu hat gemileri aslında birer römork görevi görmeye başlamıştı. çünkü her yelkenli hat gemisinin birde onu çekecek buhar motorlu bir ekürisi vardı ve bunlarda birbirine atanmıştı. top teknolojisinin gelişerek zaman ayarlı ve patlayıcılı topların ortaya çıkması ( paixhans topu ve dahlgren topu) ile bu gemiler ömürlerini tamamlamış ve ilk zırhlı gemilerin ( la gloire, hms warrior, css virginia ve uss monitor) ortaya çıkmasıyla tamamen ortadan kalkmışlardır.

  • adamın biri doktorun karşısına çıkmış: "aman doktor bey, yaman doktor bey; bende bir sorun var ki sormayın - şimdi bende feci bir gaz sorunu var afedersin: oturuyorum osuruyorum, kalkıyorum osuruyorum, yatıyorum osuruyorum falan fıstık... işin tuhaf yanı ne biliyon mu, gaz ne kokuyor ne de duyuluyor - hani yani kimse durumu çakmıyor allahtan da, diyeceğim, bende yarattığı rahatsızlık öyle böyle değil! derdime bir çare..."

    doktor sessizce başını sallamış ve hemen bir reçete yazıp hastanın eline tutuşturmuş; demiş "bu ilacı al, bir ay sonra beni yine gör..."

    bir ay geçmiş, aynı adam girmiş kapıdan, burnundan soluyor: "ulan doktor ben senin ağzına sıçayım! gazım var dedik, duyulmuyor dedik; sen bize bir ilaç verdin - hala aynı gaz var, üstelik şimdi ses de çıkarıyor!"

    doktor gülümsemiş: "oo iyi, kulakları açmışız demek; şimdi sıra burnunda!"

  • üşümeyi de cinsiyet ayrımına tabi tuttuğumuza göre, artık biri atom bonbası falan salabilir üstümüze, zira memlekette akıl kalmadı.

  • riyakarlık yine diz boyu. yine aynı sevimsiz ses, yine bayrak yine şehit. atatürk'ü koymuşlar bir de sonuna. sanki çok umurlarında allahın belaları.