hesabın var mı? giriş yap

  • sabah sabah yarabilen insan bu.

    satici1: hosgeldiniz... kampanyamiz var! simdi alin ekimde odeyin!

    satici2: hosgeldin... bizde kampanya yok! simdi alirsaniz ekime, almazsanız sikime kadar ödeyin!

    musteri: (satici2ye parmagini uzatarak): siz biraz daha samimi gibisiniz...

    satici2: elbette yarraaaam

  • din dersinde ermeni ve musevi arkadaşlar muaf oldukları için dışarı çıkarlar. din hocası gelir ve tam ders başlıycakken kapı açılır ve içeri unuttuğu çantasını almak için musevi arkadaş girer.
    arkadan bir ses: işteeee sonunda doğru yolu buldu.

  • özel bankacılık adıyla anılan hizmet türü, müşterinin varlıklarının kişinin belirlediği risk ve beklentilerine göre özel olarak yönetilmesidir. banka müşterinin profilini belirleyerek, onun ihtiyaç ve yatırım tercihlerine göre kişiye özel alternatif ürünler sunar. özel bankacılıkta genelde 250 bin tl üstü varlığa sahip müşteri kitlesi hedefleniyor. ancak bazı bankalar son dönemde faiz oranlarının tarihi dip seviyelerine düşmesiyle beraber, 250 bin tl altında varlığı olan müşterilere de bireysel bankacılık gibi isimlerle özel bankacılık hizmeti vermeye başladılar.

  • 6. sinifa kadar okudugunu belirtmis zaten kendisi. bu yüzden herkes yerine herkez yazmasina takilmamak gerek.
    türkiye genelini gectim - eksi sözlük; üniversite bitirmis, yüzlerce kitap okudugunu iddia eden ve dahi anlamindaki de´leri ayiramayanlarla dolu.

    cok duygulandirdin be ali...

  • maden mühendisiyim. yeraltı kömür ocağında 2,5 seneden fazla çalıştım. planlama biriminin amiriydim ben, yeraltına haftada bir kez falan anca inerdim. ama bir kurban bayramında maden mühendisi sıkıntısı olduğu için bana görev verdiler, ben vardiya tuttum. yaklaşık 50 kişilik bir ekibim vardı bayram olduğu için. o gün yaşadığım korkuyu ömrümde yaşamadım ben. "ya göçük olursa?" "ya yangın çıkarsa?" "ya su basarsa?"... hepsi benden büyüktü. hem de bayağı bir büyüktü. hatta birisi "bayan bir şefle çalışacağımı söyleseler güler geçerdim" demişti. orada hepsi çocuğum gibiydi. birinin başına bir iş gelecek diye aklım çıkıyordu. o yüzden hiç çıkmadım ocaktan. hep yeraltında başlarındaydım. elektrik mühendisi, makine mühendisi ve iş güvenliği uzmanı arkadaşlarımızı dört döndürdüm ocakta. ha o kadar sakınılan göze illa ki çöp batar, kubatomuz bozuldu. olsun, canlarına bir zeval gelmedi ya olan üretime olsun. bir nebze canım acımadı. yiyeceğimiz iki azar ne olacak...

    bu cümle bana o günleri hatırlattı. biz mühendisleri öyle üstün görürlerdi ki şirketin verdiği kumanyayı yiyelim diye derme çatma iki sandalye bile yapmışlar yeraltındaki cep gibi bölgeye. kendileri de taşın toprağın üstüne kurdukları sofrada evden getirdiklerini yerlerdi, çünkü şirketten yemezlerse yemek parası alırlardı. ben utandım sandalyenin tepesine kurulmaya. sofralarına oturmak için izin istedim, soğanı dizimin üstünde kırıp lambur lumbur yemeye başladım onlarla. öyle sevindiler ki neleri varsa paylaşmak istediler benimle. ben de onlara benim kumanyamı açıp verdim.

    şimdi düşünüyorum bu olay soma yerine benim çalıştığım yerde olsaydı, benim beraber çalıştığım işçilerden birinin saçının teli incinseydi ben ne hale gelirdim? sikmişim lan diplomasını bilmem nesini! vicdanımı nasıl rahatlatırdım ya nasıl? ben yeni mezun bokun tekiyken beni adam yerine koymuş, saymış, sofralarına sevine sevine kabul etmiş bu insanların tek bir tanesine bir şey olsaydı ben nasıl uyurdum?

    biz mühendisler sizlerden daha değerli değiliz sevgili emekçiler. biz daha insan da değiliz. biz daha üstün de değiliz. biz siziz, siz de biz.

    kurban olayım, yüreğimizi dağlamayın.

    tanım mı? yüreğimi yakıp geçen cümle.

  • yiğit can akkor adlı bir restoran sahibinin aktardığı skandaldır. beyefendi'nin yazdığına göre yemeksepeti hem müşterileri kerizliyor hem de restoranlar adına alenen yalan söylüyormuş.

    yiğit can akkor'un sözlerini aynen aktarayım:

    "sahibi olduğum restoran pazartesi günleri kapalıyken, şu anda yemeksepeti‘nden sipariş verdim. restoran kapalı. ben kadıköy’deyim. sipariş verdim. yemeksepeti “sipariş hazırlanıyor” diyor. hayır hazırlamıyorum.

    “sipariş veren” olarak aradığımızda, restoranla ileşime geçmek için bekletiyoruz diyorlar. evet bekliyoruz, şu anda sıfatımız: müşteri.

    ardından telefonum çalıyor. yemeksepeti beni restoran sahibi olarak bilgi almak adına arıyor. cevaplıyorum ve sistemlerinde restoranın pazartesi günleri kapalı olduğunu, bunun yeni sisteme geçtiklerinden beri beceremediklerini söylüyorum.

    ardından ekliyorum: “lütfen sipariş veren müşteriye sorunun restorandan kaynaklı değil, yemeksepeti’nden kaynaklı olduğu iletin ki, restoranımız bir itibar kaybı yaşamasın” karşıdaki beyefendi, tabii ki böyle söyleneceğini, teknik aksaklık olarak iletileceğini söylüyor.

    ardından müşteri sıfatımda bana geri dönülüyor. açıklama şu: restoran siparişinizi teknik bir sorundan dolayı iptal etti. kendisine soruyorum: “restorana sipariş ulaşmış ve bir şekilde yollayamadıları için restoran tarafından bir iptal mi var?”

    karşıdaki beyefendi: “evet” diyor. “restoran siparişinizi iptal etti”

    bunu okuyanlardan ricam, ki daha önce böyle bir ricam olmadı, olabildiğince paylaşsınlar bu durumu. çünkü işini iyi yapan restoran sahipleri yemeksepeti‘nin bu zulmünü ve yalanlarını hak etmiyor.

    yemeksepeti’ni sipariş veren olarak uzun zamandır kullanmıyorum. en yakın zamanda resotan olarak da kullanmayacağım. kimsenin kimseyi karalamaya, kimsenin kimse hakkında yalan beyan vermeye hakkı yok.

    kandırdığınız insanlar, umarım en kısa zamanda kurtulur sizden."

    tweetler

    dm'den gelen bir başka skandalı da aynen aktarmak istiyorum:

    "merhaba, sizlere yemeksepeti hakkında daha büyük bir skandal aktarabilirim.
    bir kullanıcı mobil uygulama üzerinden hesabınıza erişim sağlarsa. bu oturumu sonlandırmanız mümkün değil. şifre değiştirseniz bile sadece web üzerinden açılmış oturumlar sonlanıyor.

    yaklaşık 1 ay önce hesabımıza giriş sağlandı. konu ile ilgili bütün birimler ile görüşme yapıldı. erişim sağlanan oturumu sonlandıramadığımız için hesabı silmek zorunda kaldık."

    bir başka "yalan" örneği. yemeksepeti müşterilerine yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmiş sanırım.

    "hocam naçizane bir tane de bende var bunlar kadar skandal olmasa da :) basit bir sipariş gecikmesi-iptali gibi görünse de aslında bu hikayeyle birlikte anlam kazanıyor bence. 23.00’te kapanan bir restorandan 22.00’de verdiğim sipariş gelmeyince 23.00’te yemeksepeti canlı yardıma yazdım. siparişin yolda olduğu bilgisini aldım. saat 00.00’da canlı yardımdan başka birine tekrar ulaşıp yolda olan siparişimin nerede olduğunu sordum, “şu an” hazırlandığı bilgisini aldım ve canlı yardım hatalı bilgi için özür diledi. saat 01.00’de siparişim iptal edildi."

  • iran devriminde sosyalistler, sırf batı karsıtlıgı icin humeynilerle isbirligi yaptılar.
    alın size batının pis degerlerinden uzak iran.
    doya doya yasayın.
    gerci simdi de sosyalistler sırf abd karsıtı diye iran ovuculugu yapıyor. nasıl bataklıga
    dustuysek ulkenin egitimli kesiminin sevdigi yerler bile rezil.