hesabın var mı? giriş yap

  • bir gün noterlere acıyacağım hiç aklıma gelmezdi. yazık, 2-3 yıllık gelirleri ile ancak ev alıyorlarmış. yardım kampanyası filan mı düzenlesek.

  • şimdi bu fiyatları euro kuru ile çarpıp “domatesin kilosu almanya’da 11 lira len haline şükret len” diyecek birileri illaki çıkacaktır.

  • muhtemelen başka bir başlıkta uzun uzun ele alınan konudur, bu başlıkta bu kadar az entry olması bana normal gelmedi.

    her neyse, olaya gelelim.

    bu aslında çok doğru, çok güzel, çok gerekli bir hamledir. farklı evlerde yaşarken sürekli birbirinin yanında kalmakla öğrenemeyeceğiniz çok şeyi öğretir. çiftlerden birinin evinde, dolayısıyla onun özel alanında olma tahakkümünü yok ettiği için birlikte yaşama, geçinme, gündelik hayatı idame etme, masraflarla başa çıkma, birlikte sahiden mutlu olup olmadığını öğrenme imkanı sunar bu yaşam biçimi. sevdiğiniz kişi temiz midir, hijyene dikkat eder mi, ev işlerinde yardımcı mı, zihinsel yükü (sürekli program yapma, evi çekip çevirme yükünü) hafifletiyor mu, yoksa yalnızca kendinden isteneni mi yapıyor, sıkıldığında, bunaldığında, yalnız kalmak istediğinde size nasıl davranıyor gibi gibi... pek çok veri sunar.
    mahkeme, aile, nafaka, akrabalar arka planı olmadan basıp gitme özgürlüğü de sunar. bence çok önemlidir.

    ama teoride bu kadar veri sunan bir yapının türkiye'de pratiğe uyarlanması bazı dertleri göğüslemeyi gerektirir. komşular, ev sahibi, aileler, hatta belki çiftlerden biri bile özellikle kadın hakkında çok kötü şeyler düşünüyor olabilir. kadın bunu hep zihninde tutarak ve çok da önemsemeyerek böyle bir işe girişmeli. bu yaşam biçimini kaldıran bir kentte yaşanmalı. en önemlisi de çiftlerin ikisinin de iyi birer iş sahibi olması gerektiği. özellikle kadın sağlam karakterli, iyi kazanan ve kendinden emin biri olmalı.

    türkiye'de genelde evlilik öncesi tercih edilebilir. birlikte yaşama pratiğine büyük kentlerin merkezi semtlerinde ya da kendi halindeki küçük batı illerinde sık rastlanabilirse de türkiye'de böyle yaşayan kişilerin kendilerinin bile bu yaşam biçimi sindirdiğine inanmıyorum.

  • kesinlikle insanı duvara çarpan fransız filmi.

    iyi film yapmanın ilk ve en büyük kuralının senaryo olduğunu kabul eden bir zihniyetin ürünü. senaryo çok sağlam olduktan sonra ortaya kötü bir film koymak zordur. bu film bunu gösteriyor.

    ayrıca soundtrack olarak çok sevdiğim bir müziği barındırıyor.

    http://www.youtube.com/…usfra50rwpi&feature=related