hesabın var mı? giriş yap

  • özgür kadındır.

    - bak hanım, sana kaç kez diyeceğim? bensiz gece barlara diskolara gitmeyeceksin!!!
    - yaparım!

  • ingilizce konuştuğu sahnelerde dizi, kavak yelleri olmaktan çıkıp bir hollyoaks'a dönüşüyor adeta. bence yapımcılar bu ablamıza bi güzellik yapsın ve o ingiliz elemanı diziden çıkartmasın. o konuşsun, biz dinleyelim.

    özcan deniz ingilizcesinden sonra insana gurur veriyor lan?! bir türk böyle güzel konuşsun bir başka dili. heyret!

    not: biliyoz heralde orada doğup büyümüş hatun. ona bakarsan mahmut tuncer de istanbul'da büyümüş sayılır? o türkçeyle hem de.

  • 1- krampin genelde nedeni ayak bileği sonrası kas hareketleridir. ayak ve ayak bileği hareketlerini en aza indirin.
    2- nefesi suyun altında verip su üstünde hızlıca alın.
    3- asla panik yapmayın.
    4- dingin bir tuzlu suda batmazsiniz. ama dalga, girdap vb sizi dibe çekebilir veya yön duygunuzu bozabilir. bu yuzden suyun muhtemel hareketlerini iyi tahlil edin.
    5- vücudu mümkün mertebe suyun altına sokun. unutmayın suyun altındaki kısım sizi yukarı, üstündeki kısım aşağı iter.
    6- göğüs kafesiniz ne kadar doluysa o kadar yukarı çıkarsınız.
    7- kesinlikle suda sabit durmayı öğrenin.

    edit: otamatik düzeltme sağ olsun, muhtemel olmuş sana muhtemelen. uyaran arkadaşa teşekkürler.

    hazır o maddeyi tekrar okumusken biraz daha bilgi vereyim. yüzmeyi küçük yaşta barajda ve nehirde öğrenmiş biri olarak çok badire atlattim. su sizi girdap, dalga gibi bir şeyle dibe çekerken dediğim gibi yön duygunuz allak bullak oluyor. en tehlikelisi de bu. ne yöne hamle yapacaginizi bilemiyorsunuz. en kral yüzücü de olsanız, ne yöne gitmeniz gerektiğini bilmiyorsanız yapabileceğiniz bir şey kalmıyor. ondan sonra istemsiz bir panik ve derin bir sessizlik.

    demem o ki dalga varsa yüzme, derinliğini kestiremiyorsan yüzme, akıntı hesabını yapamiyorsan yüzme. suyun erkekliği olmaz.

    ilk maddeye de ekleme yapayım, bırakın o ayak salınsın. mümkün olduğunca kalça kaslarınız çalışsın ve yoruldugunuzu anladiginiz an sabit durup dinlenin. sabit durmadan kastim nefes alabilecek durumda rölantiye alırsınız kendinizi. bu durumda bile hareket etmeniz lazım. yani tam yorulmayi beklememeniz lazım ki dinlenirken harcayacaginiz eforu karsilayabilin.

  • 3 ay önce falandı, çocukları uyuttuk hanımla, film izlicez diye oturduk tvnin başına ama çocuklu aileler bilir, bu keyif öyle her zaman denk gelmez. neyse tam filmi seçtik başlicaz, mesaj geldi bana. kim dedi hanım, bu saatte? bilmem dedim bildirimdir falan... bak bakalım dedi, baktım;

    -babam öldü.

    aradım hemen, neredesiniz dedim, hastanedeyiz dedi. kim var yanında dedim, ablam falan dedi... geliyim mi dedim, yok gelme yarın cenazeye gel ama dedi. elbette dedim. ertesi gün cenaze namazına yetişemedim, geç kaldım. defnedilirken yetiştim mezarlıkta, baktım toprak atılırken o mezarın basında duruyor. ağlamıyor, sadece izliyor olup biteni... gittim yanına, kardeşim dedim, arkasını döndü. sarıldık. orada ağlamaya basladı. ağladık...

    ben bu adamı 20 senedir tanıyorum. son 10 senedir en fazla 7-8 defa görüşmüşüzdür ama her görüştüğümüzde 20 sene önce ki muhabbetimiz devam eder. güleriz eğleniriz anlatırız dertleşiriz... yani dostluk dediğiniz öyle birbirini aramayınca bozulan bir mevzu değil. dostluk yürekte. yürek aynı kalırsa dostluklar da bozulmuyor, istersen 300 yıl görme, dostun seni tanıyor biliyor seviyor... değişmesin yüreğiniz, gerisi 10 sene sonra aramıs falanı filanı önemli değil.

  • normalde olması gerekendir. anayasa hükmü açık, kişinin cumhurbaşkanı seçildikten sonra vekilliği düşer. yani ysk sonuçları resmi gazetede yayınladığı an rte derhal istifa etmelidir çünkü artık cumhurbaşkanı secilmistir. eğer istifa etmez ise mevcut cumhurbaşkanı başbakanlık görevini bir başka akpliye vermelidir. yazdıklarıma ben bile güldüm amk, hukuk devleti mi lan burası.

  • ibb kasım 2020 meclisi 2021 yılı bütçe görüşmelerinde , ibb başkanımız ekrem imamoğlu'nun kendisine atılan iftiraya yaptığı kapaktır.
    ibb'nin dezenfektanı neden gürpınar meslek lisesi'nden temin etmediğini soran ve beylikdüzü'ndeki meslek lisesinin yerini bile bilmediğini düşündüğünü söyleyen akp'li yavuz selim tuncer'e ibb başkanı ekrem imamoğlu, "o lisenin kütüphanesini ben yaptırdım. istersen gidip bakabilirsin" yanıtını verdi.

    ilgili video

    başkanımızın kapağının ispatı twit
    twiti bulmamda gianvito rossi adlı kullanıcıya teşekkür ediyorum.

  • "askerlik yapmak benim vatana olan borcumdur, onu ödemeliyim." diyemiyorum. o kadar yüksek vergiler ödedikten sonra devlete bir borcum kaldığını düşünmüyorum. beni 60 kişilik sınıflarda bok gibi hocalarla eğitmiş devletin bana bir faydası olduğunu da düşünmüyorum.o kadar eğitim aldıktan sonra hiçbir özelliği olmayan ego manyağı subayları tatmin edecek olmak bana çok ağır geliyor. askerlik yapmamak istemem ne korkudan ne cesaretsizlikten; sadece bu ülkenin vatandaşlarından böyle bir fedakarlık isteyecek yüzü olmadığını düşündüğüm için.

    mesela bugün askerlik şubesine gitmem gerekti ve bir noktada şube başkanı komutanın imzası gerekli oldu. adam dışarı çıkmış; 30 dakika bekledik bir sürü kişi. adam gelmeden önce zil çalınıyor, adamın kapısını falan açıyor erler o derece. adam odasına girdi; öyle oturdu keyif yaptı falan. bir 30 dakika sonra imza bekleyenleri içeri çağırdı. "gel", "dur", "ne var", "al", "git", "kimden aldıysan dosyaları ona ver". adamın kurduğu cümleler bu. "sen kimsin lan artist?" demek o kadar geldi ki içimden adama. altı üstü kıytırık bir askerlik şubesinde başkansın başka bir şey değilsin. ne bu artistlikler? erlerle "çay", "bana cevtel bul", "kapat" tarzı konuşmalar. azıcık saygı göstersen ölür müsün, rütben mi düşer biraz saygı göstersen insanlara! bu gibi adamların ordunun çoğunu oluşturmasından dolayı ben bu ordudan nefret ediyorum arkadaş. nerede o düşmana karşı tek yürek olan ordu, nerede bu bir özelliği olmayan heriflerin gençler üzerinden egolarını doyurdukları sözde ordu.

    itiraf ediyorum, ordunun yönetim kadrosundan nefret ediyorum.