ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bechdel test
-
tecrübeyle sabittir ki beğendiğiniz filmler bu testi geçemeyince cinsiyetçiliğin göze batmayacak kadar normalleştiğini fark edip kendinizi bok gibi hissedebiliyorsunuz.
ekşi itiraf
-
9 gag giflerini anlamıyorum bazen, yetmiyor ingilizcem. bazen twitter geyiklerini de anlamıyorum. işte tam orada bi kahraman çıkıp anlamadım yazıyor, başka bi kahraman da cevaplıyor. ben egoma bok sürdürmeden konuya hakim oluyorum. seni seviyorum anlamayan adam, anlamayıp dile getirmekten korkmayan adam.
gynocentrism
-
kadınmerkezcilik ya da ginosentrizm kişinin dünya görüşünün oluştururken bilinçli veya bilinçsiz olarak kadının ilgi, çıkar ve bakış açısını merkeze yerleştiren, bütün değerlendirmeleri kadın merkezli olarak yapan yaklaşım.
feminist veya meriç olmasanız bile bilinçaltınızı etkileyen bir durum.
toplumun ve medyanın kadınları yardıma muhtaç kedi yavruları gibi lanse etmesi de bu durumu körüklüyor.
toplumda en çok değer gören canlılar kadınlar, çocuklar ve hayvanlardır.
erkekler değer görmez. cinsiyet rolleri yüzünden "güçlü" olarak varsayılır, ve kendi başının çaresine baksın denilir.
eğer ki güçlü bir erkek değilseniz, soft bir erkekseniz yaşadığınız sorunlar toplum tarafından umursanmayacak ve kendi başınıza mücadele vermek zorunda kalacaksınız
bütün entry'lerini silen yazarlar listesi
-
bu entry dursun yalnız. yalnız yazmayı burada öğrenmiştim ben mesela.
edit : olay virütik bir hal aldı eksiduyuru'ya da sıçradı.
aşk-ı memnu'dan akılda kalanlar
-
(bkz: beşir)
ulan beşir, işçisin sen işçi kal oğlum, o kız sana bakar mı? öksürmene bak sen...
öğretmen öğrenci diyalogları
-
üç kuluvallah bi elham oku evladım..
dördünüde bilmiorum hocam..
aferim evladım allah belanı versin
amin hocam
ayrılık sonrası kararları
-
komik kararlardır. her ayrılık bir milattır, önemsenen bir ilişki olduğunu varsayarsak tabi.
1. artık kolay kolay "seni seviyorum" denilmiycek
2. hisler ne derse desin akılla hareket edilecek
3. hiç bir klasik taktik küçünmeyecek hepsi uygulanacak (kaçan kovalanır vs)
4. her içinden geldiğinde aranmayacak sevgili yada adayı
5. düzelir diye beklenmeyecek, düzgün değilse en karizmatik şekilde baybay denecek
6. yeni stajyerle yüz göz olunmayacak, herkesle hanım bey diye konuşması sağlanacak
7. kimseye, yeni stajyere de acınmayacak, en ağır işler sınavı olsa bile ona yüklenecek
8. gülümseyerek uyanılacak, sevgili olsa da olmasa da
9. anne iki günde bir aranacak
10. her zaman hoş ve bakımlı görünülecek
11. eski dostlar aranacak, onlara zaman ayrılacak, sonra niye kimse beni aramıyo diye hayıflanılmayacak
12. az içilecek, ortamlardan ve mekanlardan mümkün olduğunca uzak durulacak
13. öküz olma sanatı öğrenilecek
14. bencil olma sanatı öğrenilecek
15. dört aydan önce bağlanılmayacak
editle devam ediyoruz:
16. eski sevgiliye geri dönülmeyecek, her dilde, kültürde ve durumda asla! (gülmeyin len)
2011/17. karaoke yapılacak
2013/oylandıkça karşıma çıkıyor, gülüyorum da bu sefer en çok 15. madde güldürdü. 4 ay: ) stajyerle yine yüz göz olup sıçtığımı da eklemeliyim. neyse hadi bakalım, büyüyoruz, değişiyoruz ama silmiyoruz geçmişimizi.. ayrılık konusunda bunu yazdığım zamandan beri çok şey öğrendim, madem bu kadar sık okunuyor onları da burada söyliyim.
müptela olmayın sevgilinize. kendinize de müptela olmayın. müptelalık kötü değil, bilakis, en tepesinde "hayat"ın kendisi yazan bir "müptela olunacaklar listesi" yazabilirim buraya. mutluluğunuzun kaynağını tek bir insana indirmeyin. düşününce ne acı değil mi: o varken mutlusun, yokken mutsuz. saçmalık bu. ha, böyle bir gerçeği hepimiz yaşıyoruz, bir bacak entrisiydi: hayatlarımız o kadar boktan ki piyango çıkınca düzelecek sanıyoruz. gibi birşey. söylenecek çok şey var ve ayrılık acısı çekene gerçekten üzülürüm ondan yazıyorum. şunu da diyip kaçiyim şimdilik: zamanında kendimi biri için duvardan duvara vurmuştum. sonra biri için kendimi yerden yere attım. 3-4 ay önce de, yatakta tek başıma yatıyorum, birini seviyorum, çok severek yüzünü düşünüyorum, şöyle bir düşünce geldi: öncekiler iyi ki olmamış. şükür ki olmamış. ne şanslıyım ki olmamış. şimdi, bundan sonrası ne olur hiç belli olmaz ama ne olursa olsun, öncekiler iyi ki olmamış. bunun niyelerini nedenlerini yazamam, kendimden bahsetmek konusunda epey gerilediğim için şimdi bile kendimce fazla gitmiş olabilirim ama sizler için değerli ayrılanlar kendimi zorladım bak. üzülmeyin. üzülmeyince geri geliyorlar zaten: ) hadi çav şimdilik.
tek başarısı okuyup çalışmak olan kadın
-
evde her gün tek başına atom parçalayan insanların eleştiri oklarına hedef olur.
seçim öncesi ido'nun seferleri iptal etmesi
-
bu halk yüzerek gene gelir amk. ne yapsalar boş kaderin üstünde bir kader vardır.
her şey çok güzel olacak.
odaları salona açılan saçma ankara evleri
-
saçma olmayan evlerdir. ankara kışın çok soğuk ve eskiden herkes sobayla ısındığı için o şekilde dizayn edilmiştir o evler.
mehmet aslan'ın konuşması
-
kaç gündür birbirimizi yiyoruz. ama ateş düştüğü yeri yakıyor ve yaktığı yerden bakın ne çıkıyor.
"sevmekten başka bir çıkar yolumuz yok"
kızını üniversiteye yollayan baba cehennemliktir
-
(bkz: allah olmuşsun hayırlı olsun) (bkz: see you in hell)
yurt dışında yaşanılan küçük şoklar
-
polonya'dan almanya'ya geçtiğim sırada pasaport göstermek için bir ton sıra bekledikten sonra ilgili memura zorla pasaport göstermeye çalışmam, ikna olmayıp havalimanı polis şefliğine çıkmam ve avrupa ülkeleri arasında geçiş yaparken buna gerek olmadığını öğrendiğim sırada yaşadığım şeydir muhtemelen.
bu kadar mı serbest dolaşmak avrupa'da ya, sanki suriye'den türkiye'ye geçiyorum.