hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • kılıçdaroğlu ssk yı batırdı diyen güruhu başlığa bekliyoruz.
    ülkenin en üst kademesinden en alt kademesine kadar herkesi kandırıyorlar. durduramıyoruz.

    adam başka ülkeden, türkiye cumhuriyeti nin sosyal güvenlik kurumu nu dolandırabiliyor lükse bak amk.

    bunlara inanıp para veren şark kurnazı gurbetçilere de ayrı bir parantez açmak lazım.
    bu ülkede yaşamayıp oy verme hakkına bile sahip olan bunlar, "bir maaş da oradan alalım ne olmuş yani" diye haksız emeklilik kazanımı elde eden yine bunlar. her yönden zararlar şu ülkeye.

  • 20 senedir ssk örnekleri vererek bu dönemi kötüleyenler bir gidin artık.

    hadi o zaman ben sayayım sizin döneminizi.
    suriyeli terörist mülteciler yoktu.
    ülke toprakları araplara peşkeş çekilmemişti.
    tarım ve hayvancılık vardı.
    samanı bile yurtdışından ithal etmiyorduk.
    türk ordusuna fetöcüler doldurulmamıştı.
    kiralar emekli maaşından daha yüksek değildi.
    emekli ikramiyesiyle ev araba alınabiliyordu.
    okullarda andımız okunuyordu.
    türklük ayaklar altına alınmamıştı.
    ingiltere nin çöpü satın alınmiyordu.
    televizyonlarda kaynım bana atladı programları yoktu.
    her yer apaçi rapçi dolu değildi.
    para karşılığı vatandaşlık satılmıyordu.
    devlet kurumlarını tarikatlar yönetmiyordu.
    kağıt, sigara, içki fabrikaları vardı.
    okulu biten gençler yurtdışına kaçmıyordu.
    pkk ile gizli anlaşmalar yapılmıyordu.
    cihatçı örgütler ülkede bomba patlatmıyordu.
    araptaparlık yoktu.
    cuma hutbelerinde atatürk e küfredilmiyordu.
    üniversite bitirmenin bir değeri vardı, diplomalı kasiyerler yoktu.

    edit: bana faili meçhuller demeyin; muhsin yazıcıoğlu, kaşif kozinoğlu, sinan ateş der olayı kapatırım.

  • okul bahçesinde bir gün geziyordum
    hoca çağırdı "albert buraya gel"
    "buyrun hocam"
    dedi "çıkar kalem"
    cebimden plütonyum-239 çıkardım
    dedi "çıkar defter"
    formul kağıtlarını çıkardım
    dedi "çıkar harita"
    işte güzelim orada senin
    benim vücudumda bıraktığın
    üç beş tane foton yarası varya
    işte onları çıkardım
    hoca dedi "bunlar ney"
    hocam üç beş foton yarası
    sanki sanırsınız ki piskopatın allahı
    ama bilmezsinizki o üçbeş foton yarası
    ela gözlü sevdiğimin hatırası

    sanirim sair ile filozof arasi biseymis einstein.

  • + iş ilanınız için gelmiştim.
    - geç geç otur şöyle, yani sen şimdi bunların hepsini biliyor musun?
    + evet, hepsini biliyorum. ama c## diye bir şey yokmuş onu da oturdum baştan yazdım. alın.
    - oha, valla tebrik ediyorum ya nasıl öğrendin bunların hepsini, ben geçen sene bi php öğreneyim dedim kafam allak bullak oldu yea helal olsun.
    + eh işte çalıştık, geliştirdik kendimizi, malum iş bulmak zor, ne gibi bir iş için arıyordunuz peki siz?
    - yok kardeş ne işi, geçen arkadaşla iddiaya girdik de ben dedim bunların hepsini bilen adam yoktur, o dedi vardır, derken verdik ilanı.
    + ne yani?
    - tebrik etmek için çağırmıştım, üff, assembly çok zordur herhalde di mi?

  • iki çeşit astronot alımı yapıyor nasa.

    -askeri
    -sivil

    yani asker olup da başvuranları ya da sivil olarak başvuranları. sivil olanlar direkt nasa'ya başvuruyor. asker olanlar prosedürü askeriyeden ilerletiyor.

    öncelikle matematik, biyoloji, fizik, mühendislik gibi dallardan en az birini bitirmiş olmak gerekiyor (ba, ma, phd vs).

    nasa sivil adaylardan en az üç sene meslek tecrübesi (mesleği ne ise) istiyor. askerlerden ise 1000 saat uçuş yapmış olmayı şart koşuyor. notların yüksek olması da her iki aday türü için önemli görülüyor.

    bu mezunların dışında öğretmenler de kabul edilebiliyor. ancak yine de bu teknik eğitimlerden diplomalı olmaları şart koşuluyor.

    nasa'nın istediği bazı fiziksel özellikler ise şöyle:

    -20/20 görüş
    -1.57 / 1.90 arası boy
    -kan basıncının oturur pozisyonda 140/90'dan fazla olmaması

    uzayda ani bir rahatsızlık durumunda dünyaya acil dönüşte bir sıkıntı olmaması için de adayların fiziksel durumlarına önem veriliyor.

    adayların psikolojik durumları da inceleniyor. takım çalışmasına uygunluğu ölçülüyor.

    bunlardan geçen adaylar hala astronot adayları olarak anılıyor. nitekim yalnızca ikinci aşamaya geçmiş oluyorlar.

    adaylar su altı yürüyüşü, atmosferik yüksek basınç eğitimleri, kabin basıncı eğitimi, uzay istasyonu hakkında genel bilgiler gibi 2 sene sürecek bir eğitime giriyorlar. ayrıca rusça da öğreniyorlar.

    bu süreç bitince de astronot adayları hemen uçuş listesine eklenmiyor. bir başka süreç başlıyor ki bu da yerçekimsiz ortamda yürüyüş gibi önemli bir eğitimi barındırıyor.

    sonrasında astronot adayları son aşamaya geliyor ve simülasyonlara katılıyorlar. öğrendiklerini bir mekikteymiş gibi sunan simülasyonlarda robotik kolları, teknik bilgileri kullanma üzerine çalışmalar başlıyor. çöp, yemek, kamera kullanımları gibi günlük işlere dair eğitimler vs alıyorlar.

    nasa'nın standart iss görevleri, vardiyaları 6 ay sürüyor. ancak daha uzun süre talep eden astronotlar da varmış.

    tüm bu prosedür elbette amerikan vatandaşları için. amerikalı olmayanların başvuracağı noktalar japonya, kanada, rusya, çin, avrupa uzay ajanslarıdır.

  • -kopeklerini evlendireceklerini soyleyen komsunun evlilik davetiyesi verip dugune davet etmesi. (oha) neyse peki oyle olsun bakalim diye gunu geldiginde yola cikip gidildiginde, dugune uygun olmayan kiyafetle (!) gelindigi bildirilerek kapidan giremezsin diye geri cevrilmek istenmesi. arkadasla birbirimize donup "ne diyo la bu, bu nedir la" bakisi atmamiz. neyse dugun(!) sahipleriyle baglantiya gecip bir sekilde iceri girmemiz. ve evet tipik amerikan dugunu gibi millet masalarinda icki icerken kopek sahiplerinin evlilik yeminlerini kopekleri adina etmeleri, kopeklerin cok sekil giydirilmesi ve milletin harbi harbi evleniyorlar diye mutluluk goz yasi dokmesi bunlar olurken benim dayanamayip hayvan gibi gulmem ve pis bakislarin hedefi olmam. "sorry, they are so sweet" diye yalandan kivirmam.

    -arabayi park ederken arkadan arabaya tak tak diye vurulmasi. polisin park cizgisini az gectim diye ( 1-2inch disarda) ceza yazmaya kalkmasi. benim "baba napiyon yapma, isa askina lutfen, kurban olam" serzenislerime aldirmamasi benim de caresiz beklerken cakallik yapip "iyi de sen arabama vurdun ben daha park etmedim" demem uzerine bir sure dusundukten sonra "hmm aslinda haklisin ama bak bi daha yapma" diyip cezadan yirtmak, benden sonra gelen kurbani tam olarak arabadan cikmasini beklemesi ve o ciktiktan sonra parkin disarda mi diye kontrol edip disarda olduguna karar verip kadinin yakarislarina aldirmadan ceza yazmasi. (benim bokuma kadina patladi)