hesabın var mı? giriş yap

  • pogonofobi, sakal korkusudur. genellikle, sakallı bir kişiyle yaşanan endişe verici bir olaydan veya sakalın kişinin yüzünü gizlemesinden hoşlanmama durumu ile ortaya çıkabilir.

    pogonofobisi olan kişiler sakallı kişilerden kaçınırlar. sakallı bir kişinin fotoğrafına bakarken bile endişe duyabilirler. genellikle sakalı kişilerle arkadaş olamazlar ve sakallı biriyle konuşurken aşırı gergin olurlar.

  • basketbol izleyicisi olamayanların komik duruma düştüğü karar. bilmeden yorum yapmak çok kolay.

    pek konuşulmuyor ama milli takımların en elit oyuncuları nba'de oynuyor. asıl problem orada olacak. ispanya milli takımında 4 ya da 5 oyuncu ancak gelebilir. sırbistan da belki daha az. bizim milli takımda geleceğimiz dediğimiz cedi ve furkan gelemez, bu sene oynamayan ersan gelemez, iyileşse ömer gelemez. valla uşak sportif gibi kadroyla ben milli takımları izlemek istemem. ne ispanya ne slovenya ne sırbistan ne bizimkiler..

    eğer euroleague ve nba oyuncuları kabul etse yani hiçbir sorun çıkmasa fenerbahçe'nin fikstürü şöyle olacaktı, bir kısmı yani:

    15 kasım 2017 -- fenerbahçe doğuş - olympiakos
    17 kasım 2017 -- cska moskova - fenerbahçe doğuş
    19 kasım 2017 -- eskişehir basket - fenerbahçe doğuş
    23 kasım 2017 -- türkiye - letonya
    24 kasım 2017 -- fenerbahçe doğuş - khimki
    26 kasım 2017 -- ukrayna - türkiye
    28 kasım 2017 -- fenerbahçe doğuş - d.i. büyükçekmece
    30 kasım 2017 -- saski baskonia - fenerbahçe doğuş

    bu ne lan?

  • babam 7 yaşındayken babası ölmüş. annesi de kısa bir süre sonra başka bir adamla evlenip onun yanına taşınmış. bir gün okuldan evine geldiğinde kapıyı kapalı bulmuş babam. camdan tırmanıp eşyalarını almış ve yuva diyebileceği tek yerden böylece sürülmüş.

    hayatı yurtlarda ya da amcalarının yanında geçmiş. aile nedir bilmemiş pek. kimsenin evladı olmamış. ama kızkardeşime ve bana muhteşem bir baba olmuştu, yattığı yerde dinlensin...

    1.75 boyunda 56 kilo bir adamdı, mide geliştirememiş ki zavallı, çabucak doyardı. yine de, evimizin bir geleneği olarak, yemeğin en güzel yerleri kardeşime ve bana verilirken şaka yollu şöyle derdi:

    "biz küçükken yemeğin iyi tarafı büyüklere verilirdi. biz büyüdük, şimdi de çocuklara veriliyor. şu yemeğin iyi tarafından yemek nasip olmayacak bu gidişle."

  • acun ılıcalı'nın bütün bunları (bekarlığa veda partisi, düğün, selfieler, hatta "ben şeyma'nın peşinden koştum" şeklinde açıklamalarını) kızı için yaptığı çok belli.
    o kız ilerde büyüyecek, annesi yüzünden okulda, sosyal hayatında geyik malzemesi olacak, basında çıkan haberleri okuyacak, eziklik hissedecek diye ilişkinin adını koyuyor. anneyi aklamaya çalışıyor.
    çünkü normal şartlarda acun ılıcalı'nın değil şeyma, bu yaştan sonra kimseyle evlenecek, bütün bu instagram/düğün/"mrs ılıcalı"/"bride :))" tırı vırılarını çekecek bi adam olduğunu zannetmiyorum.
    adam sadece "kız babası"
    ne kalbi, ne "a&ş"si, ne düğünü allaasen.

  • sağlık sınırlarını zorlayacak kadar çok uçtuktan sonra bel ve boyun fıtığı olan, iki kez kulakları kanayan ve sürekli iklim değiştirmekten cilt alerjisi geçiren hostesinin sağlık sorunları nedeniyle iş akdini fesheden bir firmaya karşı yapılan hak arama mücadelesi.
    bok gibi para kazananların canı olmadığını düşünenlere gelsin.

  • kardeşim babama bağırır.
    ben: niye bağırıyosun adama yaa?!
    annem: babana adam demeye utanmıyo musun sen!
    ben: babacım sana adam dediğim için özür dilerim.
    babam: ulan ben adam değil miyim yani?!